20 Temmuz 2013 Cumartesi

Fransa’da İç Savaş – Karl Marx

Hazırlayan: Mahmut Boyuneğmez

Marx'ın 1871 Paris Komünü'nü değerlendirdiği eserin adı, Fransa’da İç Savaş’tır. Bu eseri değerlendirmeden önce, Paris Komün’üne nelerin yol açtığına ve sonrasındaki gelişmelere değinelim.

2 Aralık 1851 hükümet darbesinden doğan 2. İmparatorluk, 2 Aralık 1852’den beri iktidardadır. 1870’e gelindiğinde kapitalizmin gelişmesini sağlayan ve burjuvazinin iktisadi yükselişini kolaylaştıran imparatorluk rejimi, artık burjuvazinin gereksinimlerine uygun değildir. İmparatorluğu sürdürme ereğiyle 19 Temmuz 1870’de Prusya’ya açılan savaşta, 2 Eylül’de Sedan yenilgisi ve 3. Napoleon’un esir düşmesi gerçekleşir. Burjuva cumhuriyetçiliği yeniden belirmiştir; 1869 seçimlerinde cumhuriyetçiler yasama meclisinde 30 koltuk ve büyük kentlerde de büyük bir çoğunluk kazanır. İşçi sınıfıysa sayı, güç ve örgütlenme olarak büyümüştür.1866 yılında Fransa’da 37 milyonluk nüfusun 4 milyon 700 bini, Paris nüfusu olan 1 milyon 850 bin kişinin 442 bini işçidir. İşçilerin direnme, yardımlaşma, dayanışma dernekleri, kooperatif lokantaları, sendikaları, sendikal federasyonları bulunmaktadır. 1. Enternasyonal 28 Eylül 1864’te Londra’da kurulmuş, Fransa seksiyonu 1865 başlarında örgütlenmiştir. Enternasyonal’in 1870’e gelindiğinde 300 bin üyesi bulunmaktadır. İşçi sınıfı içerisinde Blankiciler ve Proudhoncular etkilidir; 1. Enternasyonal’in kuruluşu sonrasında Marksizm de giderek etkin olmaya başlar. Özetle Komün öncesinde işçi sınıfı hareketi belirli ölçülerde gelişmiş ve güçlenmiştir. Komün, işte bu ortamda ve bu toplumsal dinamiklerin varlığında gerçekleşir.

1870 yılındaki Fransa-Prusya arasındaki savaşta Fransa’nın yenilmesi, 2. İmparatorluk rejiminin çökmesine yol açar. 18 Mart 1871’de Paris’te bir proletarya devrimi başlar ve ilk proleter devlet olan Paris Komünü kurulur. Paris komününün “ilk tarihçisi ve vak’a nüvisi Marx”tır. Marx ve Engels ayrıca, çeşitli ülkelerdeki Komünü destekleme hareketlerinin eşgüdümünü sağlamaya çalışır, bu hareketlere yön vermeye uğraşır.

Fransa ile Prusya arasındaki savaş, 1870 Temmuz ayında başlar. Marx, Uluslararası Emekçiler Derneği (1. Enternasyonal) Genel Konsey’ine, savaş üzerine bir bildiri yayınlama önerisini getirir. 26 Temmuz 1870’te Marx’ın yazdığı “Çağrı” ya da “Tebliğ”, Genel Konsey’de okunur ve kabul edilir. Bu metin, broşür halinde ve basında da yayınlanır. Marx burada, 2. İmparatorluğun yenilgisinin Fransa’yı tekrar canlandıracağını ve Almanya’nın birliğinin önündeki engellerden birinin, bu yenilgiyle kalkacağını belirtir. Alman işçileri, Prusya militaristlerinin yönetimi altında Fransa halkına karşı savaşmamaları gerektiği konusunda uyarmaktadır. Marx, savaşın böyle bir dönüşüme uğrayabileceğini belirtir.

Louis Bonaparte 1-2 Eylül 1870’te Sedan’da esir düşer ve Fransız ordularından biri burada yenilir. Fransa’da 4 Eylül 1870’te sağ kanat cumhuriyetçilerden ve monarşistlerden oluşan bir geçici hükümet kurulur. Bu hükümet, savaşta teslimiyeti yeni kurulan cumhuriyetin üzerine yıkmak ve monarşinin yeniden inşasına yeltenmek üzere Bismack’la gizli bir anlaşma çerçevesinde uzlaşır. 2. İmparatorluğun çöküşüyle birlikte savaş yeni bir aşamaya girmiştir. Marx, Prusya’nın ilhakçı planlarını Genel Konsey’in Fransa-Prusya Savaşı Üzerine İkinci “Çağrı”sı ya da “Tebliği”nde ortaya koymuştur. İşçilerin Fransa’da kurulan cumhuriyet’in tanınmasına dönük çalışmalar yapmalarını isteyen bu çağrı, Fransa’nın parçalanmasına ve istila edilmesine karşı çıkılması gerektiğini belirtir. Marx proletaryanın bu aşamada ayaklanmasınınsa, bir çılgınlık olacağını vurgular. Bu ikinci metin, 9 Eylül 1870’te Genel Konsey tarafından onaylanır ve 11-13 Eylül’de Londra’da ayrı bir kitapçık olarak yayınlanır. Marx ve Genel Konsey’in İngiliz üyeleri İngiltere’de, Fransa’daki cumhuriyetin tanınması için bir kampanya başlatır. Bu arada Engels 20 Eylül 1870’te Londra’ya gelir ve Marx’ın evinin az ilerisindeki bir eve yerleşir. Ticaret işlerini bırakan Engels, Genel Konsey’e 4 Ekim’de kabul edilir ve Belçika, İspanya ve İtalya haberleşme sekreteri yapılır. Marx ve Engels, Fransa’da kurulan hükümetin oynadıkları haince rolü, savaşın bu hükümet tarafından haince yönetilmesini ve burjuvazinin teslimiyetçi tutumunu ortaya koyarlar.

18 Mart 1871’deki proleter ayaklanma, Paris Komünü’nün ilanına yola açar. Buna karşı olarak, Versailles’da gerici Ulusal Meclis ve Paris’ten kaçan Thiers’in hükümeti bulunmaktadır. Paris ile Versailles arasında iç savaş yaşanmaktadır. Komün’de baş aktör konumundaki işçiler arasında, 2. İmparatorluğun son yıllarında sosyalist propaganda aktif biçimde yürütülmüştür. Komün Genel Konsey’inde 90 üye içerisinde 25 işçi bulunmaktadır. Konsey çoğunluk ve azınlık olarak bölünmüştür. Çoğunluk içerisinde 5 “Jakoben”, 25-30 kadar bağımsız devrimci, 12 Blankist, azınlık içerisinde Proudhoncular ve Marx’ın düşüncelerinin etkisi altında bulunan 3 üye (Frankel, Benoit Malon, Serraillier) bulunmaktadır. Enternasyonal, komünü yaratmak için bir çabada bulunmamıştır, fakat Komünü kuran işçiler ideolojik açıdan Enternasyonal’e bağlıdır. Birçok ülkedeki işçiler de, başından itibaren Komün davasını Enternasyonal’in davası olarak benimser ve onu savunur.

26 Mart 1871’de Komün seçilinceye kadar iktidar, Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi’nin elindedir. Bu Merkez Komitesi ölümcül bir hata içindedir. Marx 6 Nisan’da Liebknecht’e şunları yazar: “(…) birinci olarak düşman güçlere toplanması için zaman kazandırdılar. İkinci olarak da iktidarı gasp etmiş gibi görünmemek için Versailles’ın üzerine yürüyecek yerde bir sürü değerli zamanı Komün seçimiyle harcadılar; bir yığın zamanı da Komün örgütlenmesi vb. ile kaybettiler.” (Karl Marx Biyografi, SSCB Bilimler Akademisi, Sorun Yayınları, s. 415). Oysa devrimci hareket ülke çapına yayılmalı ve diğer eyaletlerdeki devrimci unsurların desteği alınmalıdır. Resmi Gazete derhal Merkez Komite’nin yönetimi altına alınmalı, Fransız bankası ve Rothschild Banksı rezervlerine el konulmalıdır. Versailles’in üzerine mutlaka yürünmeli ve tüm karşı-devrimci unsurlar ezilmelidir. Ulusal Muhafızlar Merkez Komitesi, bunların hiçbirini yapmaya girişmez. Marx, Kugelman’a yazdığı bir mektupta, Fransa’daki Prusya işgalinin Paris işçilerinin aleyhinde tayin edici bir etken olduğunu belirtir. Şunları da ekler: “Paris’teki mücadeleyle birlikte işçi sınıfının kapitalist sınıfa ve onun devletine karşı mücadelesi yeni bir evreye girmiştir. Bunun şimdiki sonucu ne olursa olsun dünya çapında önem taşıyan yeni bir hareket noktası kazanılmıştır.” (a.g.e, s. 416).

Marx Eylül 1870’te, yani Komün’den 6 ay önce ayaklanmanın çılgınlık olacağını belirtmiştir, fakat şimdi gelişen hareketle ilişkilenmeye ve ona müdahale etmeye, komünarlarla ilişki kurmaya çalışır. 1. Enternasyonal Genel Konsey’inin kararıyla Auguste Serrailier Paris’e gönderilir. Serrailier, Marx’a mektuplar göndererek bilgi vermektedir. Versailles ve Prusya polisi Paris’i kuşatma altına aldığında, mektupların banliyölerden postalanması gerekir. Genel Konsey’in Jung ile haberleşen Yelisaveta Dmitriyeva aracılığıyla da komünarlarla ilişkisi vardır. Mektup getirme işini Lafague da üstlenmiştir. Marx ayrıca komünarlardan Frankel ve Varlin’le de temas kurmuştur. Paris’teki karşı-devrimcilere karşı daha kararlı eylem, Versailles’a saldırı, Paris’in tecridinin kırılması ve Fransız bankasının fonlarına el konulması… Bunlar Marx’ın komünarlara öğütleridir. Hatta Paris’in düşmesinden on gün kadar önce komünarlara, Bismarck ve Dışişleri bakanı Favre arasında Komün’e karşı imzalanan gizli anlaşmayı haber veren Marx, düşmanlarının 26 Mayıs dolaylarında kesin darbelerini indirmelerini beklemeleri konusunda onları uyarır.

Thiers hükümeti, Komün’ü diğer Fransa eyaletlerinden tecrit etmek için çalışmaktadır. Bütün ülkelerde, sağ basın da Komün’e dair yalan ve iftira üretimine koyulmuştur. Buna karşı Enternasyonal ve Marx’ın Komün ile dayanışma yönünde çalışmaları olur. Paris’in yarısı Prusya kuşatması altındadır. Diğer yarısıysa köylüler ve taşra küçük-burjuvazisi tarafından çevrelenmiş, tecrit edilmiştir. Bismarck, Paris’e boyun eğdirmek için 100 bin Fransız tutsağı serbest bırakmıştır. Bismarck ile Fransa burjuvazisi ve büyük toprak sahipleri ittifak halindedir. Fransa’nın Marsilya, Lyon, Saint-Etienne, Dijon gibi bazı büyük kentlerinde işçiler ayaklanıp, komün ilan etmeye yeltenseler de, bunlar bastırılmıştır. Paris yalnızdır.

Genel Konsey 18 Nisan 1871’de Komün üzerine bir tebliğ yazılmasına karar verir. Marx’tan bunu yerine getirmesini ister. Fransa’da İç Savaş adlı bu tebliğ, 30 Mayıs’ta Konsey’de Marx tarafından okunur ve oy birliğiyle kabul edilir. 1000 nüshalık ilk İngilizce baskı 13 Haziran 1871’de, 2000 nüshalık ikinci baskı Haziran sonunda çıkarılır. Ağustosta üçüncü baskısı yapılan Fransa’da İç savaş, Almanca, Fransızca, Hollandaca, Danimarkaca, Flamanca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça, Sırpça, Hırvatça ve öteki dillerde de yayınlanacaktır.

Şimdi, Fransa’da İç Savaş’ta yer alan saptamalara ve genel olarak Komün’den çıkarılan derslere bakabiliriz.

Bir: Paris Komünü kendiliğinden bir kalkışmayla, iktidarın işçilere ve onun yanında saf tutan küçük-burjuvaziye geçişidir. Paris Komünü, proletarya diktatörlüğünün ilk tarihsel biçimidir. Başka bir deyişle Paris Komünü, sosyalist devletin tarihsel prototipidir. Proletarya diktatörlüğü, işçi sınıfı ve emekçilerin siyasal egemenliğini, siyasi iktidarın proleter sınıf karakterini vurgular (Bu konuyu işleyen bir kitap; Hal Draper, Proletarya Diktatörlüğü Tartışması, Belge Yayınları, 1990).

İki: Komünün burjuva devlet makinesini (bu aygıt temel olarak ordu, polis ve diğer bürokrasiden oluşur) tasfiye etmeye dönük eylemleri, sosyalist devrimin zaferinin temel koşullarından biridir. Eski ordu ve polis örgütlenmesinin, eski idari ve hukuki kurumların, kısacası burjuva devletin bürokratik aygıtının tasfiyesi, Komün’ün temel tarihsel eylemidir. Marx, sosyalist devrimin, burjuva devletin bürokratik aygıtını “yıkması” gerektiği düşüncesine, Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’inde varmıştır.

Üç: Burjuva devlet aygıtını sosyalizmde, sosyalist amaçlarla olduğu gibi kullanmanın mümkün olduğu şeklindeki anlayış, Komün’le birlikte tarihsel olarak olumsuzlanmıştır. Bu aygıtın hem tasfiye edilecek hem de dönüştürülecek öğeleri bulunmaktadır. Sosyalist devrim, sosyalist tipte yeni bir devleti kurar ve örgütler. Devlet iktidarının organları olan ordu, polis, yargı ve diğer bürokratik aygıtların “yıkılması” ya da “parçalanması”ndan kastedilen, bunların yapılanma ve işleyişinin dönüştürülmesi, halkın katılımıyla yeni organların örgütlenmesidir. Bürokrasi ortadan kaldırılacak, demokratik merkeziyetçilik işleyiş mekanizması olacaktır.

Dört: Anarşistlerin devrim anlayışı da Komün tarafından olumsuzlanmıştır. Sosyalist devrim, devletin tasfiyesi ve ortadan kaldırılmasını değil; burjuva devlet işleyişinin tasfiyesi ve kurumların dönüştürülmesiyle birlikte yürüyen proletarya diktatörlüğünün, yani sosyalist devletin inşasını içerir. Emeğin kurtuluşu için proletarya diktatörlüğü=sosyalist devlet, proletaryanın örgütlenmiş siyasal egemenliği, yani iktidarı ve merkezileştirilmiş otoritesi zorunludur.

Beş: Komün’ün iktidarı, demokratiktir. İktidar araçlarındaki görevliler ve memurlar seçilmektedir ve onlardan hesap sorulabilmektedir. Sosyalist devlette, sosyalist demokrasi yürürlüktedir. Komün, parlamenter bir örgütlenme değildir. Burjuva parlamentarizmi, yozlaşmış bir kurum durumundadır. Temsil organları korunarak, bunların sorumlu ve etkin kılınması sağlandığında, sonu gelmez ve içeriği boş tartışma platformu haline gelen meclislerin çalışma ve işleyişi tasfiye edilmiş olacaktır. Meclislerin kendileri değil, ama işleyiş ve yapılanışı tasfiye edilecektir.

Altı: Sosyalist iktidar, burjuvazinin iktidarı tekrar ele geçirmesine dönük çabalarına engel olmak için yeterince sağlamlaştırılmış ve merkezileşmiş olmalıdır. Komün’ün Versailles’ın karşı-devrimci gücünü bastırması ve ezmesi, Fransa’nın diğer eyaletlerindeki devrimci güçlerle ilişki kurması ve başka devletlerden gelecek saldırılara karşı güçlü bir merkezi iktidar kurması gerekmektedir. Bu konuda yetersiz kalınmış, hata yapılmıştır. Paris’in askeri güçleri başlangıçta Versailles’in askeri güçlerinin üstündedir ve Thiers’in kaçışı sonrasında moral üstünlük de Paris’li güçlerdedir. Fakat Versailles’lı birliklerin demoralize durumda oluşu ve dağılmaya hazır durumları değerlendirilmemiştir. Beklemeci tavrı, komünün yanlışıdır. Komün kır emekçilerinin desteğini alamaz. Eşgüdümden yoksun diğer kent ayaklanmaları da başarısız kalır. Komün ulusal birliğin örgütlenmesi planında başarılı olamaz.

Yedi: İktidarın ülke çapında sağlamlaştırılması ve merkezileştirilmesi, emekçi köylülüğün ve şehir küçük-burjuvazisinin kazanılması ve çıkarlarının savunulmasıyla birlikte gerçekleşir. Komün, kira borçlarının kaldırılması, ticari kredilerin ödenmesinin ertelenmesi ve bunlardan alınan faizin kaldırılması konularında çıkardığı kararnamelerle kent küçük-burjuvazisinin çıkarlarını korur. Toplumsal ilişkilerin dönüştürülmesiyse uzun bir süreçtir, fakat toplumsal dönüşüm için yapılması gereken temel işlem, üretim araçlarının, toprağın ve sermayenin kamulaştırılmasıdır. 72 gün yaşayan Komün’ün toplumsal ilişkileri dönüştürmeye yetecek ömrü olmaz. Paris’ten kaçan kapitalistlere ait fabrika ve atölyelerin işçi derneklerine aktarılması örneğinde olduğu gibi, bu konuda üzerinde yürünülecek çizgide atılması gereken ilk örnek adımları atmasını becerir. Fakat örneğin özel fabrika ve işyerleri ile Fransız bankasının kamulaştırılması yapılmaz. Komüncülerin arasında Proudhon’un “adaletli değişim” teorisinin egemen oluşu, yani siyasal bilinç yetersizliği, bu durumun oluşmasında önemlidir. Fransız Bankası özel bir statüye sahip, kâğıt para emisyonu yapan, Rothschild ve Mallet gibi finans burjuvazisi tarafından yönetilen özel bir bankadır. Bu bankaya el koymak demek, Versailles hükümetinin kredilerini kesmek ve günlük gereksinimlerini karşılamak için gerekli tutarı bankadan istemekle yetinen Komün’ün devrimin gereksinimlerini etkinlikle karşılaması demektir. Komün ayrıca eski işgünü süresini sürdürüp, 8 saatlik işgününü getirmez ve eski vergileri de korumuştur.

Sekiz: Komün’ün yenilgisinin en temel nedeni, proleter iktidarın, bir parti olarak örgütlenmiş işçi sınıfının elinde olmamasıdır. Komün’de etkin olan politik kadrolar Blankiciler ve sol-kanat Proudhonculardır. Bunlar, aralarında uyuşmazlıklar bulunan ve “karanlıkta el yordamıyla” ilerleyen politik kadrolardır. İktidarın elde tutulması ve tutarlı toplumsal dönüşümlere girişilebilmesi için, devrimci partinin, yani öncü örgütlenmenin olması şarttır.

Komün’ün sosyalist ve demokratik uygulamaları şunlardır:

- Sürekli ordu ve polisin tasfiyesi, yerine halktan insanların silahlandırılması (bu ordunun yeniden örgütlenmesi anlamına gelir) ve polisin siyasal işlevinden ayrıştırılarak, bu kamu görevlilerinin seçimle belirlenmesi,

- Kilisenin devletten ayrılması, kilise mallarının kamulaştırılması ve din işleri bütçesinin kaldırılması (papazların devlet tarafından beslenmesinin kaldırılması),

- Öğretim kurumlarının laikleştirilmesi, zorunlu, parasız ve laik eğitim,

- Parasız adalet, yargıçların ve tüm devlet görevlilerinin toplumun ilgili kesimleri tarafından seçimi, yine bunlar tarafından görevden geri alınabilmesi,

- Kalıcı biçimde demokratik oy kullanma hakkının getirilmesi,

- Devlet memurlarının seçimle gelmeleri ve kendilerinden hesap sorulabilmesi (bürokrasinin kaldırılması),

- Yasama ve yürütmenin komünde birleştirilerek alınan kararları etkin biçimde uygulama sorumluluğunun getirilmesi,

- Yurttaşların komün işlerine kulüpler, sendikalar, gazeteler gibi araçlarla müdahalesinin tanınması, halkın iktidara katılımının sağlanması (örneğin sendikaların Komün komisyonlarında temsilcileri bulunur, halkın mahalle komiteleri, belediyeler, ilçe konseyleri, yönetim konseylerinde temsilcileri vardır),

- Hükümet üyelerinin ve devlet memurlarının maaşlarının işçi ücretleriyle eşit kılınması, makam ve ikbal avcılığına son verilmesi,

- Özel iş bulma bürolarının kaldırılması/yeniden örgütlenmesi, asgari ücret güvencesinin tanınması,

- Kadınlara çalışma hakkının tanınması, gece çalışmasının yasaklanması ve işçilere kesilen para cezaları sisteminin kaldırılmasıdır.

İşte bu uygulamalarıyla bilinen ve 72 gün süren (18 Mart-28 Mayıs 1871), tarihteki ilk işçi sınıfı iktidarı Paris Komün’ünden çıkarılan dersler, bunlardır.

Notlar:

1. Komün’ün bastırılmasında burjuvazinin “caniliği” şu şekildedir: a) idam ve infazlar, b) sıkıyönetim ve askeri mahkemelerin kararlarıyla 35 bin kişinin idamı, c) savaş konseylerinin 13 bin mahkûmiyet kararı, d) 7 bini aşkın komüncünün sürgün edilmesi. “Burjuvazi her şeye hazırdır. Bugün: liberaller, cumhuriyetçi radikaller; yarın: ihanet, kurşuna dizmeler.” (Lenin)

2. Fransa’da monarşinin yerine cumhuriyetin kalıcı biçimde geçişi, Paris Komünü’nden sonra gerçekleşir. Değişik ülkelerde işçi sınıfı partilerinin yaygın biçimde kuruluşu da, Paris Komünü sonrasında gözlenir. Komün sonrasında, 1917 Ekim Sosyalist Devrimiyle, dünya sosyalist cumhuriyetinin, dünya komününün kurulması yolunda devasa adımlar atılır. Komün’ün mirası, Sovyetler Birliği’yle devam ettirilir.

3. Komüncü Eugene Pottier’in 1871 Temmuz’unda yazdığı şarkı olan “Enternasyonal”, Komün’den doğmuştur.

4. Paris Komün’ü üzerine okunması yararlı kitaplar şunlardır:

i.              Marx, Fransa’da İç savaş, Sol yayınları
ii.             Lenin, Komün Dersleri, Sol Yayınları
iii.            Karl Marx Biyografi, SSCB Bilimler Akademisi, Sorun yayınları, 12. Bölüm: Paris Komünü, s. 407-424
iv.            Şu anda satışı olmayan bir kitap: Paris Komünü ve Marksizm, Yazarlar: B. Tartakovski, C. Galman, I. Bach, N. Y. Kolpinski, V. Gurbunov, V. Kunia, V. Yeremina, Sarmal Yayınevi, 1996

v.             Paris Komünü’nün çizgi romanı olan bir kitap: Tardi Vautrin, Halkın Çığlığı - Paris Komünü 1-2, Versus Kitap Yayınları, 2010

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.