Hazırlayan: Mahmut Boyuneğmez
Marx'ın 1871 Paris Komünü'nü
değerlendirdiği eserin adı, Fransa’da İç
Savaş’tır. Bu eseri değerlendirmeden önce, Paris Komün’üne nelerin yol açtığına
ve sonrasındaki gelişmelere değinelim.
2 Aralık
1851 hükümet darbesinden doğan 2. İmparatorluk, 2 Aralık 1852’den beri
iktidardadır. 1870’e gelindiğinde kapitalizmin gelişmesini sağlayan ve
burjuvazinin iktisadi yükselişini kolaylaştıran imparatorluk rejimi, artık
burjuvazinin gereksinimlerine uygun değildir. İmparatorluğu sürdürme ereğiyle
19 Temmuz 1870’de Prusya’ya açılan savaşta, 2 Eylül’de Sedan yenilgisi ve 3.
Napoleon’un esir düşmesi gerçekleşir. Burjuva cumhuriyetçiliği yeniden belirmiştir;
1869 seçimlerinde cumhuriyetçiler yasama meclisinde 30 koltuk ve büyük
kentlerde de büyük bir çoğunluk kazanır. İşçi sınıfıysa sayı, güç ve örgütlenme
olarak büyümüştür.1866 yılında Fransa’da 37 milyonluk nüfusun 4 milyon 700
bini, Paris nüfusu olan 1 milyon 850 bin kişinin 442 bini işçidir. İşçilerin
direnme, yardımlaşma, dayanışma dernekleri, kooperatif lokantaları,
sendikaları, sendikal federasyonları bulunmaktadır. 1. Enternasyonal 28 Eylül 1864’te Londra’da kurulmuş, Fransa
seksiyonu 1865 başlarında örgütlenmiştir. Enternasyonal’in
1870’e gelindiğinde 300 bin üyesi bulunmaktadır. İşçi sınıfı içerisinde
Blankiciler ve Proudhoncular etkilidir; 1.
Enternasyonal’in kuruluşu sonrasında Marksizm de giderek etkin olmaya
başlar. Özetle Komün öncesinde işçi sınıfı hareketi belirli ölçülerde gelişmiş
ve güçlenmiştir. Komün, işte bu ortamda ve bu toplumsal dinamiklerin varlığında
gerçekleşir.
1870
yılındaki Fransa-Prusya arasındaki savaşta Fransa’nın yenilmesi, 2.
İmparatorluk rejiminin çökmesine yol açar. 18 Mart 1871’de Paris’te bir proletarya
devrimi başlar ve ilk proleter devlet olan Paris Komünü kurulur. Paris
komününün “ilk tarihçisi ve vak’a nüvisi Marx”tır. Marx ve Engels ayrıca,
çeşitli ülkelerdeki Komünü destekleme hareketlerinin eşgüdümünü sağlamaya çalışır,
bu hareketlere yön vermeye uğraşır.
Fransa
ile Prusya arasındaki savaş, 1870 Temmuz ayında başlar. Marx, Uluslararası Emekçiler Derneği (1.
Enternasyonal) Genel Konsey’ine, savaş üzerine bir bildiri yayınlama
önerisini getirir. 26 Temmuz 1870’te Marx’ın yazdığı “Çağrı” ya da “Tebliğ”,
Genel Konsey’de okunur ve kabul edilir. Bu metin, broşür halinde ve basında da
yayınlanır. Marx burada, 2. İmparatorluğun yenilgisinin Fransa’yı tekrar
canlandıracağını ve Almanya’nın birliğinin önündeki engellerden birinin, bu
yenilgiyle kalkacağını belirtir. Alman işçileri, Prusya militaristlerinin
yönetimi altında Fransa halkına karşı savaşmamaları gerektiği konusunda
uyarmaktadır. Marx, savaşın böyle bir dönüşüme uğrayabileceğini belirtir.
Louis
Bonaparte 1-2 Eylül 1870’te Sedan’da esir düşer ve Fransız ordularından biri
burada yenilir. Fransa’da 4 Eylül 1870’te sağ kanat cumhuriyetçilerden ve
monarşistlerden oluşan bir geçici hükümet kurulur. Bu hükümet, savaşta
teslimiyeti yeni kurulan cumhuriyetin üzerine yıkmak ve monarşinin yeniden
inşasına yeltenmek üzere Bismack’la gizli bir anlaşma çerçevesinde uzlaşır. 2.
İmparatorluğun çöküşüyle birlikte savaş yeni bir aşamaya girmiştir. Marx,
Prusya’nın ilhakçı planlarını Genel Konsey’in Fransa-Prusya Savaşı Üzerine
İkinci “Çağrı”sı ya da “Tebliği”nde ortaya koymuştur. İşçilerin Fransa’da
kurulan cumhuriyet’in tanınmasına dönük çalışmalar yapmalarını isteyen bu
çağrı, Fransa’nın parçalanmasına ve istila edilmesine karşı çıkılması
gerektiğini belirtir. Marx proletaryanın bu aşamada ayaklanmasınınsa, bir
çılgınlık olacağını vurgular. Bu ikinci metin, 9 Eylül 1870’te Genel Konsey
tarafından onaylanır ve 11-13 Eylül’de Londra’da ayrı bir kitapçık olarak
yayınlanır. Marx ve Genel Konsey’in İngiliz üyeleri İngiltere’de, Fransa’daki
cumhuriyetin tanınması için bir kampanya başlatır. Bu arada Engels 20 Eylül
1870’te Londra’ya gelir ve Marx’ın evinin az ilerisindeki bir eve yerleşir.
Ticaret işlerini bırakan Engels, Genel Konsey’e 4 Ekim’de kabul edilir ve
Belçika, İspanya ve İtalya haberleşme sekreteri yapılır. Marx ve Engels,
Fransa’da kurulan hükümetin oynadıkları haince rolü, savaşın bu hükümet
tarafından haince yönetilmesini ve burjuvazinin teslimiyetçi tutumunu ortaya
koyarlar.
18
Mart 1871’deki proleter ayaklanma, Paris Komünü’nün ilanına yola açar. Buna
karşı olarak, Versailles’da gerici Ulusal Meclis ve Paris’ten kaçan Thiers’in
hükümeti bulunmaktadır. Paris ile Versailles arasında iç savaş yaşanmaktadır. Komün’de
baş aktör konumundaki işçiler arasında, 2. İmparatorluğun son yıllarında
sosyalist propaganda aktif biçimde yürütülmüştür. Komün Genel Konsey’inde 90
üye içerisinde 25 işçi bulunmaktadır. Konsey çoğunluk ve azınlık olarak bölünmüştür.
Çoğunluk içerisinde 5 “Jakoben”, 25-30 kadar bağımsız devrimci, 12 Blankist,
azınlık içerisinde Proudhoncular ve Marx’ın düşüncelerinin etkisi altında bulunan
3 üye (Frankel, Benoit Malon, Serraillier) bulunmaktadır. Enternasyonal, komünü yaratmak için bir çabada bulunmamıştır, fakat
Komünü kuran işçiler ideolojik açıdan Enternasyonal’e
bağlıdır. Birçok ülkedeki işçiler de, başından itibaren Komün davasını Enternasyonal’in davası olarak benimser
ve onu savunur.
26
Mart 1871’de Komün seçilinceye kadar iktidar, Ulusal Muhafızlar Merkez
Komitesi’nin elindedir. Bu Merkez Komitesi ölümcül bir hata içindedir. Marx 6
Nisan’da Liebknecht’e şunları yazar: “(…)
birinci olarak düşman güçlere toplanması için zaman kazandırdılar. İkinci
olarak da iktidarı gasp etmiş gibi görünmemek için Versailles’ın üzerine
yürüyecek yerde bir sürü değerli zamanı Komün seçimiyle harcadılar; bir yığın
zamanı da Komün örgütlenmesi vb. ile kaybettiler.” (Karl Marx Biyografi, SSCB Bilimler Akademisi, Sorun
Yayınları, s. 415). Oysa devrimci hareket ülke çapına yayılmalı ve diğer
eyaletlerdeki devrimci unsurların desteği alınmalıdır. Resmi Gazete derhal Merkez Komite’nin yönetimi altına alınmalı,
Fransız bankası ve Rothschild Banksı rezervlerine el konulmalıdır. Versailles’in
üzerine mutlaka yürünmeli ve tüm karşı-devrimci unsurlar ezilmelidir. Ulusal
Muhafızlar Merkez Komitesi, bunların hiçbirini yapmaya girişmez. Marx,
Kugelman’a yazdığı bir mektupta, Fransa’daki Prusya işgalinin Paris işçilerinin
aleyhinde tayin edici bir etken olduğunu belirtir. Şunları da ekler: “Paris’teki mücadeleyle birlikte işçi
sınıfının kapitalist sınıfa ve onun devletine karşı mücadelesi yeni bir evreye
girmiştir. Bunun şimdiki sonucu ne olursa olsun dünya çapında önem taşıyan yeni
bir hareket noktası kazanılmıştır.” (a.g.e,
s. 416).
Marx Eylül
1870’te, yani Komün’den 6 ay önce ayaklanmanın çılgınlık olacağını
belirtmiştir, fakat şimdi gelişen hareketle ilişkilenmeye ve ona müdahale
etmeye, komünarlarla ilişki kurmaya çalışır. 1. Enternasyonal Genel Konsey’inin kararıyla Auguste Serrailier
Paris’e gönderilir. Serrailier, Marx’a mektuplar göndererek bilgi vermektedir.
Versailles ve Prusya polisi Paris’i kuşatma altına aldığında, mektupların
banliyölerden postalanması gerekir. Genel Konsey’in Jung ile haberleşen
Yelisaveta Dmitriyeva aracılığıyla da komünarlarla ilişkisi vardır. Mektup
getirme işini Lafague da üstlenmiştir. Marx ayrıca komünarlardan Frankel ve
Varlin’le de temas kurmuştur. Paris’teki karşı-devrimcilere karşı daha kararlı
eylem, Versailles’a saldırı, Paris’in tecridinin kırılması ve Fransız
bankasının fonlarına el konulması… Bunlar Marx’ın komünarlara öğütleridir.
Hatta Paris’in düşmesinden on gün kadar önce komünarlara, Bismarck ve Dışişleri
bakanı Favre arasında Komün’e karşı imzalanan gizli anlaşmayı haber veren Marx,
düşmanlarının 26 Mayıs dolaylarında kesin darbelerini indirmelerini beklemeleri
konusunda onları uyarır.
Thiers
hükümeti, Komün’ü diğer Fransa eyaletlerinden tecrit etmek için çalışmaktadır.
Bütün ülkelerde, sağ basın da Komün’e dair yalan ve iftira üretimine
koyulmuştur. Buna karşı Enternasyonal ve Marx’ın Komün ile dayanışma yönünde
çalışmaları olur. Paris’in yarısı Prusya kuşatması altındadır. Diğer yarısıysa
köylüler ve taşra küçük-burjuvazisi tarafından çevrelenmiş, tecrit edilmiştir.
Bismarck, Paris’e boyun eğdirmek için 100 bin Fransız tutsağı serbest
bırakmıştır. Bismarck ile Fransa burjuvazisi ve büyük toprak sahipleri ittifak
halindedir. Fransa’nın Marsilya, Lyon, Saint-Etienne, Dijon gibi bazı büyük
kentlerinde işçiler ayaklanıp, komün ilan etmeye yeltenseler de, bunlar bastırılmıştır.
Paris yalnızdır.
Genel
Konsey 18 Nisan 1871’de Komün üzerine bir tebliğ yazılmasına karar verir.
Marx’tan bunu yerine getirmesini ister. Fransa’da
İç Savaş adlı bu tebliğ, 30 Mayıs’ta Konsey’de Marx tarafından okunur ve oy
birliğiyle kabul edilir. 1000 nüshalık ilk İngilizce baskı 13 Haziran 1871’de,
2000 nüshalık ikinci baskı Haziran sonunda çıkarılır. Ağustosta üçüncü baskısı
yapılan Fransa’da İç savaş, Almanca,
Fransızca, Hollandaca, Danimarkaca, Flamanca, İspanyolca, İtalyanca, Rusça,
Sırpça, Hırvatça ve öteki dillerde de yayınlanacaktır.
Şimdi,
Fransa’da İç Savaş’ta yer alan
saptamalara ve genel olarak Komün’den çıkarılan derslere bakabiliriz.
Bir: Paris Komünü
kendiliğinden bir kalkışmayla, iktidarın işçilere ve onun yanında saf tutan
küçük-burjuvaziye geçişidir. Paris Komünü, proletarya diktatörlüğünün ilk
tarihsel biçimidir. Başka bir deyişle Paris Komünü, sosyalist devletin tarihsel
prototipidir. Proletarya diktatörlüğü, işçi sınıfı ve emekçilerin siyasal
egemenliğini, siyasi iktidarın proleter sınıf karakterini vurgular (Bu konuyu
işleyen bir kitap; Hal Draper, Proletarya
Diktatörlüğü Tartışması, Belge Yayınları, 1990).
İki: Komünün burjuva
devlet makinesini (bu aygıt temel olarak ordu, polis ve diğer bürokrasiden
oluşur) tasfiye etmeye dönük eylemleri, sosyalist devrimin zaferinin temel
koşullarından biridir. Eski ordu ve polis örgütlenmesinin, eski idari ve hukuki
kurumların, kısacası burjuva devletin bürokratik aygıtının tasfiyesi, Komün’ün
temel tarihsel eylemidir. Marx, sosyalist devrimin, burjuva devletin bürokratik
aygıtını “yıkması” gerektiği düşüncesine, Louis Bonaparte’ın 18 Brumaire’inde
varmıştır.
Üç: Burjuva devlet
aygıtını sosyalizmde, sosyalist amaçlarla olduğu gibi kullanmanın mümkün olduğu
şeklindeki anlayış, Komün’le birlikte tarihsel olarak olumsuzlanmıştır. Bu
aygıtın hem tasfiye edilecek hem de dönüştürülecek öğeleri bulunmaktadır. Sosyalist
devrim, sosyalist tipte yeni bir devleti kurar ve örgütler. Devlet iktidarının
organları olan ordu, polis, yargı ve diğer bürokratik aygıtların “yıkılması” ya
da “parçalanması”ndan kastedilen, bunların yapılanma ve işleyişinin
dönüştürülmesi, halkın katılımıyla yeni organların örgütlenmesidir. Bürokrasi
ortadan kaldırılacak, demokratik merkeziyetçilik işleyiş mekanizması olacaktır.
Dört: Anarşistlerin devrim
anlayışı da Komün tarafından olumsuzlanmıştır. Sosyalist devrim, devletin
tasfiyesi ve ortadan kaldırılmasını değil; burjuva devlet işleyişinin tasfiyesi
ve kurumların dönüştürülmesiyle birlikte yürüyen proletarya diktatörlüğünün,
yani sosyalist devletin inşasını içerir. Emeğin kurtuluşu için proletarya
diktatörlüğü=sosyalist devlet, proletaryanın örgütlenmiş siyasal egemenliği,
yani iktidarı ve merkezileştirilmiş otoritesi zorunludur.
Beş: Komün’ün iktidarı,
demokratiktir. İktidar araçlarındaki görevliler ve memurlar seçilmektedir ve
onlardan hesap sorulabilmektedir. Sosyalist devlette, sosyalist demokrasi
yürürlüktedir. Komün, parlamenter bir örgütlenme değildir. Burjuva
parlamentarizmi, yozlaşmış bir kurum durumundadır. Temsil organları korunarak,
bunların sorumlu ve etkin kılınması sağlandığında, sonu gelmez ve içeriği boş
tartışma platformu haline gelen meclislerin çalışma ve işleyişi tasfiye edilmiş
olacaktır. Meclislerin kendileri değil, ama işleyiş ve yapılanışı tasfiye
edilecektir.
Altı: Sosyalist iktidar,
burjuvazinin iktidarı tekrar ele geçirmesine dönük çabalarına engel olmak için
yeterince sağlamlaştırılmış ve merkezileşmiş olmalıdır. Komün’ün Versailles’ın
karşı-devrimci gücünü bastırması ve ezmesi, Fransa’nın diğer eyaletlerindeki devrimci
güçlerle ilişki kurması ve başka devletlerden gelecek saldırılara karşı güçlü
bir merkezi iktidar kurması gerekmektedir. Bu konuda yetersiz kalınmış, hata
yapılmıştır. Paris’in askeri güçleri başlangıçta Versailles’in askeri
güçlerinin üstündedir ve Thiers’in kaçışı sonrasında moral üstünlük de Paris’li
güçlerdedir. Fakat Versailles’lı birliklerin demoralize durumda oluşu ve dağılmaya
hazır durumları değerlendirilmemiştir. Beklemeci tavrı, komünün yanlışıdır.
Komün kır emekçilerinin desteğini alamaz. Eşgüdümden yoksun diğer kent
ayaklanmaları da başarısız kalır. Komün ulusal birliğin örgütlenmesi planında
başarılı olamaz.
Yedi: İktidarın ülke
çapında sağlamlaştırılması ve merkezileştirilmesi, emekçi köylülüğün ve şehir
küçük-burjuvazisinin kazanılması ve çıkarlarının savunulmasıyla birlikte
gerçekleşir. Komün, kira borçlarının kaldırılması, ticari kredilerin
ödenmesinin ertelenmesi ve bunlardan alınan faizin kaldırılması konularında
çıkardığı kararnamelerle kent küçük-burjuvazisinin çıkarlarını korur. Toplumsal
ilişkilerin dönüştürülmesiyse uzun bir süreçtir, fakat toplumsal dönüşüm için
yapılması gereken temel işlem, üretim araçlarının, toprağın ve sermayenin
kamulaştırılmasıdır. 72 gün yaşayan Komün’ün toplumsal ilişkileri dönüştürmeye
yetecek ömrü olmaz. Paris’ten kaçan kapitalistlere ait fabrika ve atölyelerin
işçi derneklerine aktarılması örneğinde olduğu gibi, bu konuda üzerinde
yürünülecek çizgide atılması gereken ilk örnek adımları atmasını becerir. Fakat
örneğin özel fabrika ve işyerleri ile Fransız bankasının kamulaştırılması
yapılmaz. Komüncülerin arasında Proudhon’un “adaletli değişim” teorisinin
egemen oluşu, yani siyasal bilinç yetersizliği, bu durumun oluşmasında önemlidir.
Fransız Bankası özel bir statüye sahip, kâğıt para emisyonu yapan, Rothschild
ve Mallet gibi finans burjuvazisi tarafından yönetilen özel bir bankadır. Bu
bankaya el koymak demek, Versailles hükümetinin kredilerini kesmek ve günlük
gereksinimlerini karşılamak için gerekli tutarı bankadan istemekle yetinen
Komün’ün devrimin gereksinimlerini etkinlikle karşılaması demektir. Komün
ayrıca eski işgünü süresini sürdürüp, 8 saatlik işgününü getirmez ve eski
vergileri de korumuştur.
Sekiz: Komün’ün yenilgisinin
en temel nedeni, proleter iktidarın, bir parti olarak örgütlenmiş işçi
sınıfının elinde olmamasıdır. Komün’de etkin olan politik kadrolar Blankiciler
ve sol-kanat Proudhonculardır. Bunlar, aralarında uyuşmazlıklar bulunan ve
“karanlıkta el yordamıyla” ilerleyen politik kadrolardır. İktidarın elde
tutulması ve tutarlı toplumsal dönüşümlere girişilebilmesi için, devrimci
partinin, yani öncü örgütlenmenin olması şarttır.
Komün’ün
sosyalist ve demokratik uygulamaları şunlardır:
- Sürekli
ordu ve polisin tasfiyesi, yerine halktan insanların silahlandırılması (bu ordunun
yeniden örgütlenmesi anlamına gelir) ve polisin siyasal işlevinden
ayrıştırılarak, bu kamu görevlilerinin seçimle belirlenmesi,
- Kilisenin
devletten ayrılması, kilise mallarının kamulaştırılması ve din işleri
bütçesinin kaldırılması (papazların devlet tarafından beslenmesinin
kaldırılması),
- Öğretim
kurumlarının laikleştirilmesi, zorunlu, parasız ve laik eğitim,
- Parasız
adalet, yargıçların ve tüm devlet görevlilerinin toplumun ilgili kesimleri
tarafından seçimi, yine bunlar tarafından görevden geri alınabilmesi,
- Kalıcı
biçimde demokratik oy kullanma hakkının getirilmesi,
- Devlet
memurlarının seçimle gelmeleri ve kendilerinden hesap sorulabilmesi
(bürokrasinin kaldırılması),
- Yasama
ve yürütmenin komünde birleştirilerek alınan kararları etkin biçimde uygulama
sorumluluğunun getirilmesi,
- Yurttaşların
komün işlerine kulüpler, sendikalar, gazeteler gibi araçlarla müdahalesinin
tanınması, halkın iktidara katılımının sağlanması (örneğin sendikaların Komün
komisyonlarında temsilcileri bulunur, halkın mahalle komiteleri, belediyeler,
ilçe konseyleri, yönetim konseylerinde temsilcileri vardır),
- Hükümet
üyelerinin ve devlet memurlarının maaşlarının işçi ücretleriyle eşit kılınması,
makam ve ikbal avcılığına son verilmesi,
- Özel
iş bulma bürolarının kaldırılması/yeniden örgütlenmesi, asgari ücret
güvencesinin tanınması,
- Kadınlara
çalışma hakkının tanınması, gece çalışmasının yasaklanması ve işçilere kesilen
para cezaları sisteminin kaldırılmasıdır.
İşte
bu uygulamalarıyla bilinen ve 72 gün süren (18 Mart-28 Mayıs 1871), tarihteki
ilk işçi sınıfı iktidarı Paris Komün’ünden çıkarılan dersler, bunlardır.
Notlar:
1.
Komün’ün bastırılmasında burjuvazinin “caniliği” şu şekildedir: a) idam ve
infazlar, b) sıkıyönetim ve askeri mahkemelerin kararlarıyla 35 bin kişinin
idamı, c) savaş konseylerinin 13 bin mahkûmiyet kararı, d) 7 bini aşkın
komüncünün sürgün edilmesi. “Burjuvazi her
şeye hazırdır. Bugün: liberaller, cumhuriyetçi radikaller; yarın: ihanet,
kurşuna dizmeler.” (Lenin)
2.
Fransa’da monarşinin yerine cumhuriyetin kalıcı biçimde geçişi, Paris
Komünü’nden sonra gerçekleşir. Değişik ülkelerde işçi sınıfı partilerinin yaygın
biçimde kuruluşu da, Paris Komünü sonrasında gözlenir. Komün sonrasında, 1917
Ekim Sosyalist Devrimiyle, dünya sosyalist cumhuriyetinin, dünya komününün
kurulması yolunda devasa adımlar atılır. Komün’ün mirası, Sovyetler Birliği’yle
devam ettirilir.
3.
Komüncü Eugene Pottier’in 1871 Temmuz’unda yazdığı şarkı olan “Enternasyonal”,
Komün’den doğmuştur.
4.
Paris Komün’ü üzerine okunması yararlı kitaplar şunlardır:
i.
Marx, Fransa’da İç savaş, Sol yayınları
ii.
Lenin, Komün Dersleri, Sol Yayınları
iii.
Karl Marx Biyografi, SSCB Bilimler Akademisi,
Sorun yayınları, 12. Bölüm: Paris Komünü, s. 407-424
iv.
Şu anda satışı olmayan bir kitap: Paris
Komünü ve Marksizm, Yazarlar: B. Tartakovski, C. Galman, I. Bach, N. Y.
Kolpinski, V. Gurbunov, V. Kunia, V. Yeremina, Sarmal Yayınevi, 1996
v.
Paris Komünü’nün çizgi romanı olan bir kitap:
Tardi Vautrin, Halkın Çığlığı - Paris Komünü 1-2, Versus Kitap Yayınları, 2010
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.