Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm tarihin çözülen bilmecesidir.

20 Mayıs 2025 Salı

Ho Chi Minh (19 Mayıs 1890-2 Eylül 1969)

Ulaş Başar Gezgin

MAR notu: Yazarın Vietnam kitabından seçme bir bölümü sunuyoruz.


Türkiye 68’ine Bir Yolculuk

Türkçe’de Vietnam’la ilgili olarak çok az kitap var. Bunların neredeyse tümü 60’lı, 70’li yıllarda sosyalist dalganın etkisiyle çevrilip yayınlanmış kitaplar. Bunlar içinde, sosyalist romanlar da var, kuramsal kitaplar da... Bu kitaplar bugün çok zor bulunuyor, baskıları yapılmıyor. Bu yazıda, bu kitaplardan birine, 1968’de Payel Yayınevi’nden Büyük Devrimciler Dizisi’nin 1. kitabı olarak yayınlanan, bir Fransız yazarın, Jean Lacouture’ün (1921-2015) ve çeviride birçok sol klasiği ve romanı Türkçe’ye kazandırmış olan Şerif Hulûsi’nin (1910-1971) imzasını taşıyan ‘Ho Şi Minh’ kitabını ele alıyoruz. Kitabın yazarı, yaşamöyküsü yazarlığıyla ün yapmış, sömürgecilik karşıtı bir gazeteci. Kitabın adının doğrusu, ‘Ho Çi Min’ olacak. Ho Amca’nın adı Türkçe’ye Fransızca’dan geçtiği için böyle bir hata yapılmış. Kitaptaki çeşitli özel adlar da aynı nedenle yanlış aktarılmış. Ancak elbette Türkiye 68’i ile Vietnam’ın doğrudan ilişkili olmadığı 1968 gibi bir yılda bu hatalar doğal. Bugün bile Türkiye’de Ho Amca’nın adı çoğunlukla yanlış yazılıyor. Kitap, Fransızca’da 1967’de yayınlanmış. Hemen bir yıl sonra Türkçe’ye kazandırılması övgüye değer. Ayrıca, savaşın 1975’te son bulduğunu, dolayısıyla kitabın savaş bitmeden önce yazıldığını buraya not edelim. Kitabın Fransa’da yayınlanmasından 2 yıl sonra Ho Amca son nefesini verecekti.

Liderin Bir Baba Değil, Torun Olarak Portresi

Kitapta kimi burjuva yaşamöykücülerinin yaptığı gibi, bütün güzellikleri liderin bireysel özelliklerine bağlamak gibi bir hataya düşülmüyor. Oysa birçok yaşamöykücü, bu hataya bilerek ya da bilmeyerek düşüyor; böylece liderin ve destekçilerinin övgüsünü kazanıyor. Lacouture’e göre, kavruk, cılız delikanlının devleşip Ho Amca’ya dönüşmesinde doğduğu toprakların büyük rolü var. Bu nedenle, yazar, uzun uzun Ho Amca’nın doğduğu eyaleti anlatıyor ve Ho Amca’dan birkaç kuşak önce bölgeden yetişmiş devrimcileri anıyor.

Ho Amca’nın babası, Fransız sömürgecilere karşı geldiği için işinden atılan bir memur. Bu yıllarda Ho Amca bir Fransız gemisine bulaşıkçı olarak binip Vietnam’ı terk edecektir. Babası ise, bundan sonra bir iş tutmaz. 20 yıl şehir şehir dolaşıp ‘hikayeci amca’ olarak tanınır, bir tapınakta verir son nefesini...

Sürgünde 30 Yıl

Ho Amca bu adını sonradan alacaktır. 1941’e, Vietnam’a gerilla savaşı başlatmak üzere gizlice dönene kadar yurt dışında geçen 30 yılda, o ülke benim bu ülke senin gizemli bir yaşam sürer. Bütün ömrünü ülkesinin bağımsızlığına ayırır. Fransız sömürge polisi, Ho Amca’nın Nguyen Tat Thanh (Ho Amca’nın doğumdaki adı) olduğunu bir türlü anlayamaz.

1911, Ho Amca’nın yaşamı için bir dönüm noktası olacaktı. Fransızca öğretmenliği işini bırakıp yukarıda belirtildiği gibi ülkeyi terk edecektir. Bir emekçi olarak Akdeniz’in birçok limanında ve daha sonra ABD’de bulunur. 1914’te Londra’ya geçer. Burada İrlandalı devrimcilerle tanışır. 1917’de Fransa’ya geçer. Buradaki takma adı, ‘yurtsever’ (Nguyễn Ái Quốc) olacaktır. Bu ad, yıllar içinde Vietnamlı devrimci kuşaklar arasında adeta bir efsane olarak akıllarda kalacaktır. Avrupa yıllarında, yaşamını tümüyle kendi emeğiyle kazanacaktır. Garsonluktan fotoğrafçılığa kadar çeşit çeşit işte çalışacaktır. Fransa’nın tüm ilerici hareketleriyle bağlantıya geçecek, Fransız Komünist Partisi’nin ve daha sonra Vietnam Komünist Partisi’nin kurucuları arasında yer alacaktır.

Ho Amca Nasıl Leninist Oldu?

Ho Amca’nın Leninizm’le tanışması da Fransa’da olacaktır. Belki bu tanışma gerçekleşmeseydi, Ho Amca, Ho Amca olmayacaktı; uluslararası hak arama mücadelelerinden soyutlanmış bir yurtsever olarak kalacak, yeterince destek bulamayacaktı. Ho Amca, önce Lenin’i bir yurtsever olarak sever, sonra tezlerini okuyup daha çok sever:

“Lenin'in tezleri bende büyük bir heyecan, büyük bir şevk, büyük bir iman uyandırdı ve meseleleri aydın bir şekilde görüp anlamama yardım etti. O kadar çok sevinmiştim ki, sevincimden ağlamağa başlamış ve 'sanki beni dinleyen büyük bir kalabalık önünde konuşuyormuşum gibi. "'Zulüm ve işkence edilen, sefalet içinde yüzen sevgili hemşeriler! Bize lazım olan şey işte bu, kurtuluş yolumuz işte bu!" diye odada yalnız başıma haykırmıştım.

(...)

Öne sürdüğüm biricik delil şundan ibaretti: "Arkadaşlar, sömürgeciliği mahkûm etmezseniz, zulüm ve işkence edilen halkları desteklemezseniz, öyleyse, ne biçim bir İnkılap yapmak iddiasındasınız?”

Beni Lenin'e ve Üçüncü Enternasyonal'e inanmağa ilk zamanlar sürükleyen komünizm olmadı, vatanseverlik oldu. Yavaş yavaş, mücadele sırasında adım adım ilerleyerek, Marksçı-Leninci nazariyeyi pratik çalışma ile birleştirerektir ki, zulüm ve işkence görenlerle, bütün dünya emekçilerini yalnız ve yalnız sosyalizmin kurtarabileceğini anlamış oldum.

Çin'de olduğu gibi, Vietnam'da da herkesin pek bildiği bir efsanede sihirli bir torbanın sözü edilir. İnsan büyük zorluklarla karşılaşınca, işin çıkar yolunu bulabilmesi için, bu torbayı, açıvermesi elverirmiş. Marksçılık Lenincilik, inkılapçılar için de Vietnam halkı için de sade sihirli bir torba, doğru yönü gösteren bir pusula olmakla kalmaz, son zafere kadar, sosyalizme ve komünizme kadar giden yolu da aydınlatan hakiki bir güneştir.'' (s.31-32)

Fransa’dan Sovyetlere ve Asya’ya

Fransa’da kaldığı dönemde Ho Amca’nın kaleme aldığı ‘Fransız Sömürge İdaresini Dava Ediyorum’ kitabı büyük ses getirir. Arapça, Çince ve Fransızca bir kapağa sahip olan kitapta yalnız Vietnam’da değil diğer Fransız sömürgelerinde yapılan kötülükler de anlatılır. Bu dönem çıkardığı haftalık gazetede (Le Paria), Fransa’nın diğer sömürgelerinden olan yazarlara (özellikle Cezayirlilere) yer verecektir. Gazete, tek bir coğrafyayı aşan sömürgecilik karşıtı bir halklar arası dayanışmayı savunacaktır.

Amca, 1923-1924 gibi Sovyetlere geçer, oradan Enternasyonel’in verdiği özel görevle Çin’e. 1941’de Vietnam’a dönene dek, geriye kalan sürgün hayatının büyük bölümü Çin’de geçecektir. Bu dönemde Ho Amca, Çin dışında Tayland’da ve Hong Kong’da çeşitli takma adlarla yaşayacaktır. Tayland’da geniş Vietnamlı diasporasını örgütleyecek, Vietnamca ve Tayca eğitim veren bir okul açacaktır. Çin’deki büyük Vietnamlı diasporası, çıkarmaya başladığı Devrimci Gençlik (Thanh Niên) Dergisi çevresinde toplanır. 1930’a gelindiğinde, Vietnam’da komünist önderlikten bağımsız olarak çeşitli yurtsever isyanlar gerçekleşmiş ve bunlar bir yandan Vietnamlılara kendi güçlerini göstermişken bir yandan da büyük kayıplarla sonuçlanmıştı. Vietnamlı aydınların bir çıkış arayışları bir değil tam 3 komünist partisi doğurur. Bir araya gelmeleri çok zor olsa da sonunda, Ho Amca’nın önderliğinde tek bir partide birleşirler. Fakat bu sürede Ho Amca, Enternasyonel bağlantıları dolayısıyla deşifre olur ve Hong Kong’da İngiliz sömürge yönetimince hapse atılır. Fransız sömürge yönetimi, asmak üzere ısrarla onun iadesini ister.

Ho Çi Min: Bir Devrimcinin Yaşamı (1933-1945)

Ho Amca’nın Gözaltında Kaybedilmesi

Ho Amca, 1933’te ölür. Cenazesi kaldırılır ve devrimci anma törenleri yapılır. Kayıtlara göre Hong Kong’daki bir hapishanede veremden ölmüştür. Yıllarca böyle sanılır. Bu kez, başka bir adla, yeniden mücadeleye atılır. İşin aslı şudur: Fransa, İngiltere’den onun iadesini isterken hem Fransız hem İngiliz sosyalist kamuoyu, onun iade edilmemesi için büyük çaplı bir kampanya yaparlar. O dönem İngiltere’de İşçi Partisi hükümeti vardır ve o zamanlar parti, şimdiki gibi liberal değildir; içinde radikal kesimler bulunur. Bir çözüm olarak, Ho Amca’yı ölmüş gösterirler. Kendisini salıverip kendi başının çaresine bakması için gizlice Çin’e yollarlar. Amca, oradan Rusya’ya geçer ve yoldaşlarıyla yeniden buluşur. Burada, Lenin Enstitüsü’nde Linof takma adıyla Vietnam tarihi dersleri verir. Dersleri manzum bir biçimdedir. Amca, siyasetçiliğinin ötesinde bir tiyatro oyunu yazarı ve şair olarak da tanınır.

Ho Amca’nın Sırrı

Bu noktada şunu mutlaka belirtmemiz gerekir: Vietnam Devrimi, Ho Amca’nın üstün yeteneklerine bağlanamaz; fakat kuşkusuz, bu yeteneklerin büyük katkısı olmuştur. Ho Amca’nın yurtdışında geçirdiği yıllarda, Vietnam halkı, kimi zaman onun önderliğinde kimi zaman ondan bağımsız olarak örgütlenip ayaklanmıştı. Vietnam halkı çok sayıda devrimci aydın çıkarmıştı, daha da çıkaracaktı. Ho Amca, onlardan yalnızca biriydi. Belki ondan çok daha parlak sayılabilecek kimi isimler, Fransız sömürge polisince öldürüldü. Belki “onun sağ kalması, uluslararası kamuoyunun desteği sayesinde oldu” diyebiliriz. Yoksa Fransa’ya iade edilip asılacaktı. Ho Amca, Vietnamlı devrimciler içinde en uluslararası olanıydı. Bu, yalnızca hapishaneden çıkarılmasında değil, daha sonraki devrim için uluslararası destek ve barış görüşmelerindeki dengeler için büyük önem kazanacaktı. Dolayısıyla, Ho Amca, Vietnam için birleştirici bir güç olduğu kadar dünya devrimci hareketlerinin de saygı duyduğu bir isimdi. Zaten Vietnam’da devrim olmasa da bu, böyleydi.

Mağaralardan İktidara

1940’ta, yine Çin’de, gelecekte Halk Kurtuluş Ordusu genelkurmay başkanı olacak Vo Nguyen Giap’la tanışır. Bu arada, 2. Dünya Savaşı başlamıştır. Japonya, Vietnam’a girmiş, Fransız sömürgeciliğini devirmiştir. Vietnam direnişi, askeri koşullar nedeniyle büyük bir ayaklanmaya dönüşemez; ancak bir kez Fransız sömürgeciliği yıkıldığına göre, savaştan sonra sömürgeciliğin yeniden kurulmasına izin vermeyeceklerdir. Bunun için, Paylaşım Savaşı boyunca güç biriktirirler sabırla...

1941’de memleketine dönen Amca, yoldaşlarıyla birlikte 1 yıl mağaralarda yaşar, burada konferans toplayıp komünistlerle yurtseverleri tek bir çatıda toplayan bir silahlı cephe örgütlenmesi olan Viet Minh’i kurarlar. 1942’de uluslararası bağlantılar kurmak için bir süreliğine Çin’e geçer. Burada Çan Kay Şek hükümetince tutuklanır; Hong Kong’daki gibi, öldüğü haberleri yayılır. Amca yine ölmemiştir. Ayağında prangayla yaklaşık 1 yıl hapishane hapishane dolaştırılmıştır. Kimi zaman boynuna halka takılıyordu. Bu dönemde, ünlü hapishane şiirlerini kaleme alır:

“Pirinç havanda acı çeker ama,

Acı geçince, beyazlığa hayransın;

Günümüzde insanlar da böyledir,

Felâketle dövülüp adam olur.” (s.78)

Ho Amca, pratik zekasıyla, kendini hapsedenleri sonunda ikna eder. Ortak düşman Japonya’ya karşı savaşmaya söz verir (zaten öyle yapacaktı) ve bunun karşılığında milliyetçi Çin’den yüklü bir maddi destek alır. Elbette onların kontrolünde kalmaz, fakat askeri güçlerini oluşturmak için zaman kazanmış olur. 1944’te Kurtuluş Ordusu’nun ilk birliği olan Silahlı Progapanda Birliği’ni oluşturur. Bu birlik, çete savaşı (gerilla) ilkelerini uygulayacaktır; ancak amaç, kazanmak değil, Vietnamlılar arasındaki korku iklimini kırmak üzere askeri yollarla propaganda olacaktır. Bu tam da Politikleşmiş Askeri Savaş stratejisine karşılık gelmektedir.

Savaşsa Savaş, Barışsa Barış: Her Zaman Müzakereye Açık Olmak

Birlikler sürekli güç kazanır; sonunda birliklerden Vietnam Halk Kurtuluş Ordusu oluşturulur. Siyasi komiseri Ho Amca, başkomutanı ise Vo Nguyen Giap. Hareket bir yandan askeri olarak güçlenirken bir yandan da ülkenin bağımsızlığa kavuşması için düşmanlar dahil tüm güçlerle görüşür. Amca, Japon işgalci faşizmine karşı ABD’yle görüşme yapar; ordusu için Fransızlara karşı kullanılmamak kaydıyla, ABD’den silah yardımı alır. Japon işgalcilerin elinde darmaduman olmuş Fransızlara görüşme çağrısı yapar; Japon işgalcilere karşı birleşik mücadele için onları müzakere masasına davet eder. Dolayısıyla, Vietnam bağımsızlığı, klasik şemalara uymaz. Büyük güçlerle gerektiğinde masaya oturulur, gerektiğinde savaşılır 3 milyon can pahasına da olsa... Ho Amca ve yoldaşları, ilke olarak, kazanacaklarına emin olmadıkları bir savaşa girmezler ve bu emin olma halini duygularına değil gerçekçiliğe dayandırırlar. Bunun için parti içi çeşitli sözcüler ve diğer yurtsever hareketlerin “genel ayaklanma zamanı geldi de çattı” dediği zamanlarda, “daha değil” derler. Güçlerini bir kerede, bir daha toparlanamayacak bir biçimde heba etmekten çekinirler. Ayrıca, düşman güçlerini oldukça ayrıntılı bir biçimde değerlendirirler. Başat olan düşmanı ve onun müttefiklerini, müttefiklerin ittifaktaki çıkarlarını vb. ayrıntılı olarak incelerler ve “müttefikler dostluğa yöneltilemiyorsa tarafsızlığa yöneltilmeli” (örneğin, bu savaşın onların savaşı olmadığına onları ikna etmek) anlayışını uygulamaya geçirirler.

Genel Ayaklanma – Ağustos Devrimi

İşte Ho Amca’nın ve nice devrimcinin ömürleri boyu bekledikleri o an sonunda gelir: Japonlar yenilir, Fransız sömürgeciler Vietnam’ı sömürmek üzere geri gelmeden önceki o kısa zaman diliminde Ho Amca, genel ayaklanma çağrısı yapar. Bu çağrıdan önce değişik siyasal kesimlerden temsilcilerle bir kongre toplayacak, çağrısını bu kongreye dayandıracaktır. Böylece yasama organının da temeli atılmış olur. Direniş güçleri kısa sürede hemen hemen bütün şehirlerde yönetimi ele geçirir; Fransız sömürgecilerinin silahları devrimcilere dağıtılır. Bu, dünya devrim tarihine ‘Ağustos Devrimi’ adıyla geçecektir. Bugün Vietnam’ın çeşitli kentlerindeki birçok cadde bu adı taşıyor.

Kısa süre sonra, 2 Eylül 1945’te, Ho Amca, başkent Hanoi’da bugün Amca’nın anıtkabrinin olduğu Ba Dinh Meydanı’nda Vietnam’ın bağımsızlığını ilan edecektir. O günlerden çocuklara yönelik sözleri akıllarda kalacaktır:

"Çocuklarım,

"Bugün Vietnam Halk Cumhuriyeti’nin ilk ders yılına başlıyoruz. Babalarınızın, ağabeylerinizin görmedikleri bağımsız bir memleket eğitimi görmekle mutlusunuz ... Seksen yıl süren kölelik memleketimizi küçülttü. Şimdi, atalarımızın bize bıraktıkları mirası ileri götürmemiz, dünyanın öbür memleketlerine yetişmemiz lazım. Vietnam şan ve şerefe kavuşacaktır. Halkı beş kıtanın öbür milletlerine eşit şerefli bir mevki sahibi olacak mı? Olacaksa, bunda büyük pay sizin çalışmakla geçen çabalı günlerinizin olacaktır ... " - s.103

Ho Çi Min: Bir Devrimcinin Yaşamı (1945-1950)

Ho Amca’nın Adının Haine Çıkması

1945’te bağımsızlık ilanından sonraki süreçte, Vietnam, sömürgeci güçler arasında yalnız ve zayıf kalır. Bunun için, Fransız sömürgecilerle Vietnam’ın bağımsızlığını tanıyan ama yine de Fransız askerini Vietnam’dan kovmayan bir anlaşma yapılır. Bu, radikal kesimlerde ve halk kitlelerinde tepkiye yol açar. Ho Amca’yla Vo Nguyen Giap’ı ‘işbirlikçi hain’ olarak görenler çıkar. Oysa onlar savaş hazırlıklarını yapmak üzere zaman kazanmaya çalışmaktadırlar. Meydana çıkar, durumu anlatır, halkı ikna ederler. Kürsüde ağlayarak şöyle diyecektir halka Ho Amca:

“- Dövüşeceğine, müzakereye girişmek, zeki olduğunu ispat etmek demektir. Müzakere yolu ile belki beş yılda bağımsızlığa kavuşmak elimizdeyken, niçin 50.000, 100.000 kişi feda edelim? (...)

- Ben, Ho Şi Minh sizi her zaman hürriyete doğru giden yolda yürüttüm, vatanımın bağımsızlığı uğrunda bütün ömrüm boyunca mücadele ettim. Şunu iyi biliniz ki, ölürüm, yine vatanı satmam. Sizi satmadığıma yemin ederim!” (s.132)

Sömürgecilerin Hukuksuzluğu

Müzakere sonucu, Fransız generaller Vietnam’a döner, fakat Fransa, Vietnam hükümetini tanır. Vietnam ve Fransız bayrakları artık yan yanadır. Ho Amca ile Fransız general sık sık görüşür, dostça sohbet ederler. Fakat Güney Vietnam’da işler hiç yolunda gitmez. Fransızlar Güney’le ilgili sözlerini tutmazlar. Güney’deki Fransız generali Kuzey’deki (Hanoi) gibi demokrat görünümlü değildir, açıkça sömürgecidir. Güney Vietnam’da Fransız denetiminde bir hükümet kurulduğunu ilan eder. Bu ilan, Ho Amca ve Vietnamlı temsilciler barış görüşmesi için Fransa’ya giderken gerçekleşir ve görüşmeyi baştan baltalamış olur. Sömürgeciler, Vietnam’ın toprak bütünlüğüne saygı göstermezler; bu da zaten ortada müzakere edilecek çok az şey bırakır.

Vietnam’ın ‘Medetsiz Yalnızlığı’

Vietnam’ın uluslararası yalnızlığı da düşündürücüdür. SSCB, Vietnam’ın bağımsızlık sürecinde doğrudan müdahil değildir; Sovyetler o dönemde daha çok Kore’deki gelişmelerle meşguldür. Ho Amca, kişisel sevimliliği nedeniyle Fransız sömürgeci ve burjuva basınında bile övgüyle anılan bir isim olur; ancak kendisi Fransız Komünist Partisi’nin kurucularından olmasına karşın; Fransız komünistlerden umduğu desteği bulamaz. FKP’liler, konu sömürgeler olduğunda ulusalcıdırlar. Onlara göre, Fransız bayrağının dalgalandığı her yer (Cezayir, Vietnam, Gine vb.) Fransız toprağıdır. Fransız hükümetinde çok sayıda komünist bakan ve Meclis’te çok sayıda komünist milletvekili olmasına karşın, bunların Vietnam’ın barışçıl bir biçimde bağımsız olmasında hiçbir katkıları olmaz. Vietnam tarafı, özellikle Ho Amca ve Vietnam genelkurmay başkanı olmasına karşın Vo Nguyen Giap, barışçıl bir biçimde bağımsız olmak için ellerinden geleni yaparlar; hatta bunun için kimi ilkelerinden ödün bile verirler. Ancak Fransız sömürgeciliğinin hukuk tanımazlığı bu çatışmayı silahlı mücadeleye dönüştürür ve 1945 ile 1975 arasında 3 milyon can kaybının olduğu bir cehennem coğrafyasıyla karşılaşırız. Vietnam’daki savaşlar için, Vietnam tarafına kimse ‘militarist’ diyemez; çünkü kendi içlerindeki radikal muhalefetten gelecek sert tepkileri göze alarak yine de barış talep eden taraf hep Vietnam tarafı olmuştur. Ancak, bir kez Fransa’nın ve ABD’nin müzakere taleplerinin tümüyle oyalama ve kandırmaca olduklarına emin olduklarında silaha sarılmışlardır. Ondan sonra da Vietnam’ın kuzeyiyle güneyiyle toprak bütünlüğü içinde bağımsız olmasına dek, yaklaşık 30 yıl silahı elden bırakmayacaklardır.

19 Aralık’ı Unutma

1946’daki anlaşmadan sonra, Vietnam askerleriyle Fransız askerlerinden karma birlikler oluşturulur. Bu birliklerde ufak tefek çatışmalar çıkar, fakat tatlıya bağlanır. Kasım 1946’ya gelindiğinde ise Hanoi’un dış ticarete açılan limanı olan Hai Phong’la ilgili bir anlaşmazlık domino etkisi yaratarak anlaşmanın son bulmasına yol açar. Fransız askeri, limandaki sevkiyatlarda Vietnam askerini yetkisiz kılmaya kalkmaktadır. Bir kıvılcım çakar ve Fransız ordusu, Vietnam ordusu ve sivil Vietnam halkı arasında çatışmalar başlar. Fransız deniz topçusunun şehre saldırısından sonra Fransız resmi kaynaklarına göre 6 bin Vietnamlı sivil ‘etkisiz hale getirilir.’ Bunlar, bardağı taşıran sonra damla olur. Gelişen olaylar sonucunda, Vo Nguyen Giap ve milisleri, 19 Aralık 1946’da Fransız sömürgecileri kovmak üzere genel bir saldırı başlatırlar. İlk iş olarak bütün trafoları patlatarak sömürgecileri gafil avlarlar. Bu tarih, Hanoi’da hâlen anılmaktadır. Ülkenin en bakımlı sokaklarından biri olan Kitapçılar Sokağı (Hanoi), 19 Aralık adını taşımaktadır. Ayrıca yıldönümü için caddeler 19 Aralık panolarıyla donatılır.

Tekrar Köle Olmaktansa...

Ho Amca, başkentten güvenli bölgeye güçlükle geçecek ve Vietnam halkına direniş çağrısında bulunacaktır:

"Bütün memleketteki hemşeriler,

"Barışa olan muhabbetimiz yüzünden, birtakım tavizlerde bulunduk. Oysa, biz taviz verdikçe, Fransız sömürgecileri bundan faydalanıp, haklarımızı gasp etmeğe yeltendiler ...

"Hayır! Memleketimizi kaybetmektense, tekrar köle haline gelmektense, her şeyimizi feda ederiz, daha iyi. Hemşeriler ayağa kalkın!

" .. Tüfeği olan, tüfeğini alsın, kılıcı olan, kılıcını kuşansın! Tüfeği de kılıcı da olmayan, kazmasını, nacağını, sopasını kapsın!

"... Yoksunlukların en ağırlarına, ıstırapların en acılarına katlanacakmışız. Olsun, hepsini göze alalım. Sonunda zaferi biz kazanacağız ... " (s.165-166)

Fransızlara karşı direnme savaşı sırasında Ho Amca, Fransız muhataplarına defalarca mektup yazacak, onları müzakereye davet edecektir. Oralı olmazlar. Tek bir yanıt verirler, onda da Vietnam tarafının kabul etmeyeceği kesin olarak bilinen bir koşul öne sürülecektir: Vietnamlı direnişçilerin silahlarını bırakıp teslim olması. Bu göstermelik zeytin dalı, elbette reddedilecekti.

Vietnam Yalnız Değildir Artık

1949’da Vietnam’ın yalnızlığı büyük ölçüde hafifleyecektir, çünkü bu yılda Çin İç Savaş ve Direnme Savaşı son bulacak, Çin Halk Cumhuriyeti kurulacaktır. Böylece Vietnamlı devrimcilerin Çin’in 1972’de ABD’yle anlaşmasına dek sadık ve güçlü bir müttefiki olacaktır. 1950’yle birlikte Fransız Komünist Partisi yönetimi de değişir; sonunda, olmaları gerektiği gibi ulusalcılıktan enternasyonalizme yönelirler. FKP, aradan geçen yıllarda artık çokça bakana ve vekile sahip olmasa da Ho Amca’yı saklandığı dağ başkentinde ziyaret etmiş olan yeni FKP başkanının 1950’deki konuşması, FKP’nin siyasetindeki değişimi yansıtıyordu:

“Vatansever Fransızlar olduğumuz içindir ki, Enternasyonalci zihniyetten hız almış işçiler olduğumuz içindir ki, Vietnam'da girişilen pis ve kirli savaş aleyhinde mücadele ediyoruz. Fransa'yı sevdiğimiz içindir ki, işlenen cinayetlerden Fransızların sorumlu olduklarını öğrenince, utançtan yüzümüz kızarıyor ve ıstırap duyuyoruz. Karl Marx'ın "Başka bir halkı ezen halkın kendisi de hür olamaz" sözlerinin doğru ve yerinde olduğunu hiçbir zaman bugün anladığımız kadar dehşetle anlamamıştık.” (s.182)

Ho Çi Min: Bir Devrimcinin Yaşamı (1950-∞)

Sömürgecilerin Kendilerini Aklamalarının Faturası Vietnam Halkına Çıkartılır

Fransız sömürgecileri, ilerleyen yıllarda, Vietnam özgürlük hareketini özellikle komünist bir hareketmiş gibi sunarak (ki içinde çokça komünist olmayan yurtsever de vardı) ABD gibi güçlerin desteğini almayı umar. Fransız Komünist Partisi’nin yeni yönetiminin yaptığı gibi, Vietnam’da işlediği insanlık ve savaş suçlarını kabul edip çekilmesi olanaklıyken; çekilmemek için ABD kartını kullanır. ABD’nin Vietnam Direnme Savaşı’na müdahil olması da bu Fransız sömürgecilerinin kendi suçlarını kabullenmeyip komünizm bahanesiyle temize çıkarma girişimiyle gerçekleşecektir.

Vietnam’ın İkiye Bölünmesi

Fransa’nın Vietnam direnişini küçük görerek müzakere masasına oturmaması ona pahalıya patlayacaktı: 6 Mayıs 1954’te Fransız sömürgeci ordusu kesin olarak yenilir ve Fransa çaresiz, masaya oturmak zorunda kalır. Fransa, bu yenilgisi sonrasında ABD’nin Vietnam’a atom bombası atmasını resmen talep edecek kadar çaresiz ve gözü dönmüştür. Ancak bu zafer, ne yazık ki, Kuzey Vietnam’ın bağımsızlığını garantilerken, Güney Vietnam’ın önce bir Fransız sömürgesi, sonra da bir Amerikan sömürgesi olmasını engelleyemedi. Zaten Vietnam-Amerikan Savaşı da böyle bir zeminde patlak verecekti. Ho Amca, iki Vietnam’ın bir halk oylamasıyla barışçıl bir biçimde birleşmesi yanlısıyken, bu oylama, anlaşma hükümlerine uyulmayarak asla gerçekleştirilmedi. Elbette adil koşullarda yapılacak bir oylamadan birleşme çıkacaktı. Güney Vietnam’ın işbirlikçi hükümeti, kendi ölüm fermanı anlamına gelecek bu hükmü elbette uygulamadı.

Vietnam’ın Adile Teyzesi Olarak Ho Amca

Bağımsızlıktan sonra ülke rejiminde değişikliğe gidilir. Artık dağlardan direnişi yöneten bir hükümet değildir söz konusu olan. Zafer kazanılmış, Ho Amca ve hükümet, başkent Hanoi’a dönmüştür. Rejim değişikliğiyle, başkanlık sisteminden vazgeçilir. Devlet başkanlığı ve başbakanlık görevleri ayrılır. Ho Amca, devlet başkanlığına devam eder; fakat artık başbakan olmayacaktır. Yaşı da ilerlemiştir. Daha çok, aslında başından beri partideki yaptığı görevine döner: Hakemlik. Bugün bir tür kamu denetçiliği gibi niteleyebileceğimiz bu rolde, hükümet içi ve hükümet ile halk arasındaki anlaşmazlıklarda çalınan kapı olur. Halkın Amca’ya sevgisi daha da artar. O, devrimci nutuklar çekerken çocukları da unutmaz. Onlara seslenir, onlarla şakalaşır. Vietnam’ın bir tür Adile Teyzesi olur. Ho Amca bir kuramcı değildir. Vietnam Komünist Partisi’nde çeşitli görüşlerde kuramcılar vardır. İki temel klik Sovyet yanlısı klik ile Çin yanlısı kliktir. Ho Amca, bunları 1930’da Vietnam’ın 3 komünist partisini tek çatıda altında birleştirdiği gibi ustaca birleştirir.

Bir Devrimcinin Portresi

Ho Amca, Vietnam’da iktidarın en tepesinde olmasına karşın, eski devrimci alışkanlıklarını değiştirmemiştir:

“Sırtında bezden asker ceketi, boynunda atkı, ayağında otomobil lastiğinden yapılmış kauçuk sandallar, elinde baston, mal olarak, taşınır küçük yazı makinası. Dünyanın bütün yollarını tepe tepe ve yüzyılımızı arşınlıya arşınlıya halkını ayaklandıran ve bir devlet kuran bu ihtiyar İnkılap gezgininin bütün eşyası bundan ibarettir.” (s.203)

Sömürgecilik karşıtı Fransız gazeteci Lacouture’ün sözlerine kulak verelim:

“. . . Eylemle, kurnazlıkla ve güçle bu kadar perçinlenmiş bir kimsenin eşi bulunmaz bir görünüşü vardır. Böyle bir insanın yetişmesi için, sayısız tecrübeler, tehlikeli durumlar, düşkün bir çevrede duygulu ve az gelişmiş bir zirai toplumda sert bir çocukluk devresi geçirmek gerekir. Ayrıca savaş sonrasının o harika, facialarla dolu, kardeş Paris'ini keşfetmek, hem «1848 İnkılabının son kahramanları» hem de «Lenincilerin» ilki olan insanlarla düşüp kalkmak, uzun bir sürgün hayatı yaşamak, hapisten, açlıktan, Çin entrikalarından yılmamak, yüce dağ tepelerinde çete savaşları vermek, tedhişin türlüsüne katlanmak ister ... Ancak ondan sonra, böyle bir insan halkını zaferlere, toplumunu sosyalizme doğru götürebilir...” (s.208)

Güney’de Ho Amca Sevgisi

1954’ten sonra Güney Vietnam’da yurtseverler ve devrimciler için bir cehennem düzeni kurulacaktır. Ho Amca’nın yaşamının son 15 yılı, iki Vietnam’ın birleşmesi çabasına ayrılacaktır. 1964’te resmen başlayan Amerikan saldırıları ve ardından gelen bombardıman ise yalnızca Güney için değil Kuzey Vietnam halkları için de felaket günleri anlamına gelecekti. Amca, 1969’da son nefesini verir. Bu kadar sevilmiş bir önder Vietnam tarihinde zaten yok; belki dünya tarihinde bile yoktur. İşgal altındaki Güney Vietnam’ın yurtseverlerinden ve devrimcilerinden salıverilmeleri için karşılamaları istenen koşullardan biri, Ho Amca’yı liderleri olarak görmeyi bırakıp ona küfretmeleridir. Bu, nadiren gerçekleşir. Güney Vietnamlı sayısız devrimci ve hatta apolitik sivil halk, son nefesinde “yaşasın Vietnam, yaşasın Başkan Ho” diyecektir. Güney Vietnam’da onun öyle çok seveni vardır ki, Güney’de de Kuzey’de olduğu kadar büyük yas tutulur, elbette gizli gizli ama yine de bümbüyük.

Vietnam’ın Şimdiki Zamanı

Ho Amca 1969’da öldükten sonra Vietnam’ı önce Çin yalnız bıraktı. Çin’in ABD’yle yakınlaşması sonrasında, Çin ile Vietnam arasında sıcak çarpışma bile yaşandı. Daha sonra 1986’da ise Sovyetler “biz kendimize yetemiyoruz” diyerek yardımı kesti. % 400’ü bulan enflasyona karşı Vietnam Komünist Partisi, Çin’dekine benzer bir politikayla karma ekonomiye geçti. Bugün Vietnam’da bütün küresel şirketler var ve büyük kârlar elde ediyorlar. Fakat ülkede ekonomik model değişse de Ho Amca sevgisi bitmiyor. Onun anıtkabrinde mumyasını görmek isteyenler uzun kuyruklar oluşturuyorlar. Bütün tarihsel olaylar ve anmalar Amca’yla ilişkili olarak kutlanıyor. Bağımsızlığı ilan ettiği gün olan 2 Eylül, resmî tatil... 19 Mayıs, doğum günü, sevinçle, coşkuyla, özlemle kutlanıyor. Ho Amca’nın 127. yaşında, Vietnam, belki onun istediği bir ülke olmanın uzağında, ama birçok Vietnamlının söylediği ve söyleyeceği gibi, yine de 3 milyon cana mal olan 30 yıllık savaş bitti ve iki Vietnam birleşti. Şimdi ülke, sivillerin silah taşımasına izin verilmeyen, cinayet oranlarının düşük olduğu huzurlu, istikrarlı bir ülke olarak anılıyor. Huzur ve istikrar... Bunlar Ho Amca’ya ve halkına çok uzaktı, artık değil...

Şair Olarak da Anımsanacak

Ho Amca ayrıca şairliğiyle anımsanacak:

"Bugünkü şiire, çelik gibi, su vermeli,

Şairler bilmeli, dövüşmeyi herkes gibi!"

- Hapishane Şiirleri

Sözümüzü Ho Amca’nın çocuklar için yazdığı bir şiirle noktalıyoruz:

“Olgunlaşmış yavrularım geldiniz,

Amcanızı çok, çok sevindirdiniz,

Bugün sevinçli bir mektup var size,

Hepinizi öperim yavrularım,

Yakın uzak eyaletlerden geldiniz ...

Uzak yakın her köyde herkesin

Bugün her yerde karnı tok, sırtı pek,

Hemşerilerimiz ilerliyorlar.

Zaferin kırmızı renkli bayrağı

Hür göklerimizde dalgalanıyor,

Sevinin, yavrularım, sevinin,

Benim de göğsüm kabardı, bilin ki,

Gelecek güz daha mutlu olacak!”

Ek: Türkçe’de Vietnam Hakkında Yayınlanmış Kitaplar ve Haklarında Yazılanlar:

Sosyalist Vietnam romanları:

Anh Duc (1969/1977). Şafakta Kazandık Zaferi [Hòn Đất]. İstanbul: Zafer.

Nguyen Duc Thuan (1979/1967). Direnme Savaşı: Saygon Zindanlarında Mücadele [Bất khuất] (çev. Mehmet Taş). İstanbul: Oda Yayınları.

Thi, Nguyen Dinh (1967/1968). Gök Cephesi [Mặt trận trên cao] (çev. Cemal Süreya). İstanbul: Cem Yayınevi.

Van, Tran Dinh (1975). O Bir Militandı: Nguyen Van Troi’un Yaşamı [Sống như anh] (çev. Defne Behramoğlu). İstanbul: Oda Yayınları.

Bir Vietnamlı tarafından yazılmamış fakat içeriden yazılmış hissi veren bir diğer roman:

Morris, Edita (1970/1968). Vietnam’a Sevgiler [Love to Vietnam] (çev. Ülkü Tamer). İstanbul: De.

Gezgin, U.B. (2017). ‘Direnme Savaşı’ Üzerine: Direnenlerin Tarafından Vietnam-Amerikan Savaşı. Yeni E Dergisi, Mart 2017 Sayısı, Sayı 5.

Gezgin, U.B. (2017). ‘Şafakta Kazandık Zaferi’ Üzerine. Kolaj Art, 14 Şubat 2017. http://kolajart.com/.../doc-dr-ulas-basar-gezgin-safakta...

Gezgin, U.B. (2016). Bir Vietnam-Amerikan Savaşı Romanı: Gök Cephesi. Edebiyat Haber, 30.12.2016. http://www.edebiyathaber.net/bir-vietnam-amerikan-savasi.../

Gezgin, U.B. (2015). Vietnam’da Kültür-Sanat (4): Güç Veriyor Her Şeye Karşın Onun Öyküsü. Kolaj Art, 6 Mayıs 2015. http://kolajart.com/.../doc-dr-ulas-basar-gezgin-guc.../

Sosyalist Vietnam Öyküleri

Anh Duc (1978). Özgürlük İçin Savaştık [Kisanu] (çev. Nermin Taşçıoğlu). İstanbul: Oda Yayınları.

Vietnam Siyaset Kuramı Kitapları:

Le Duan (1978/1971). Vietnam Devrimi (çev. Yüksek Demirekler). Ankara: Bilim ve Sosyalizm Yayınları.

Ho Şi Minh (1975). Seçme Yazılar [Selected Articles and Speeches 1920-1967] (çev. Aydın Kurtuluş). Ankara: Aşama Yayınları.

Vo Nguyen Giap (1975/1978/1994). Vietnam Halk Savaşı [Big Victory Great Task] (çev. Mehmet Tunç). Ankara: Bilim ve Sosyalizm Yayınları

Vo Nguyen Giap (1974/1989). Vietnam Ulusal Kurtuluş Savaşı [La Guerre de Liberation Nationale au Vietnam, Ligne Générale, Stratégie, Tactique / National Liberation War in Vietnam]. İstanbul: Aşama/Ekin.

Vo Nguyen Giap (1968). Halk Savaşı Halk Ordusu (çev. M. Ardos). Ankara: Sol. (Kitap, generalin 4 makalesinden oluşuyor.)

Tam Vu ve Nguyen Khac Vien (1977). Vietnam Savaşıyor: Partileşme Süreci. Kırsal Yayınevi.

Bunlar dışında Avustralyalı devrimci bir gazeteci olan Wilfred Burchett’in savaş sırasında yazdığı ‘Vietnam Kazanacak’ (Vietnam will win!) kitabı anılabilir.

Gezgin, U.B. (2017). Ho Amca'nın Vietnamı. Biamag, 21 Ocak 2017. https://bianet.org/.../siyaset/182768-ho-amca-nin-vietnami

Yaşam Öyküsü

Lacouture, Jean (1968/1967). Ho Şi Minh [Hô Chi Minh] (çev. Şerif Hulûsi). İstanbul: Payel.

Neumann-Hoditz, Reinhold (1992). Ho Şi Minh: Bir Ulusal Kurtuluşçunun Portresi (çev. Nesrin Oral). İstanbul: Belge.

Türkçe Yazılmış Vietnam Romanı

Macit, Cevat (1973). Vietnam Geçidi (Vietnam Kurtuluş Savaşı’nın Belgesel Romanı). İstanbul: Ararat Yayınevi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]