24 Mart 2025 Pazartesi

19 Mart sonrasını nasıl okumalı ve ne yapmalı?

Mahmut Boyuneğmez


Yürütme gücündeki kişilerin bazı adımları atmaya niyet etmesi, kafalarındaki planları yaşama geçirmeye başlaması, bunlara karşı muhalif figürlerin sokağa çıkma kararı alması, “hodri meydan” diyerek karşı hamleye yeltenmesi, böylelikle planlananların kısmen boşa çıkması vb. vb. Politik figürlerin bireysel güç ve yeteneklerini abartan bu tür değerlendirmeler, politik faillerin de katıldığı nesnel süreçlerin gerçekçi analizinde yanıltıcıdır. Üstelik bu değerlendirmeleri yapanların duygu ve yargılarını içerdiklerinden eğilimlerin tespitinde ve olası ara sonuçları öngörmede işe yaramazlar.

18-19 Mart’tan bugüne uzanan tarihsel kesitte siyasi iktidarın kendi sürekliliğini sağlama refleksi olarak iktidar için bir tehdit ve alternatif olan İmamoğlu’nun etkisizleştirilmesi ve buna tepki olarak şekillenen sokak eylemleri ile üniversitelerdeki boykotlar, bir sürecin karşıt yönlerini ya da vektörlerini oluşturmaktadır.

Toplumda siyasi iktidarın uygulayageldiği politikalara dönük itirazlar ve hoşnutsuzluklar, iktisadi krizin oluşturduğu yoksullaşmanın ürünü öfke, İmamoğlu’nun gözaltına alınması olayının kıvılcımıyla/tetiklemesiyle toplumsal bir güç ve hareket olarak patlamış, kuvveden fiile çıkmıştır.

Yaşadığımız tarihsel kesitte iktidar organizasyonu olan yargı ve hegemonya yapısı olan yandaş medyayla birlikte parti-devlet olan AKP-MHP’nin organizasyonel, ikna ve şiddet gücü, buna karşıt olan CHP, sosyalist hareket, sokaktaki kitleler ve muhalif medyanın örgütsel gücü ve oluşturduğu meşruiyet ile “çarpışmakta”dır.

CHP, kitlelerin mevcut siyasal rejime ilişkin düzen içi ya da düzen dışı alternatif arayışını kendi arkasına almakta, kitlelerde biriken hoşnutsuzlukların ve öfkenin sosyalist harekete yönelmesinin önüne geçmekte, bunların düzen içinde kalınarak soğurulması işlevini yerine getirmektedir.

Sokağın açığa çıkan enerjisi, İmamoğlu adında bir bireyin CB adaylığını desteklemeye daraltılmakta, sosyal demokratik liberalizmin son yıllarda yıldızı parlayan partisi CHP’nin toplumsal onayını artırmaya dönük kullanılmakta, “tüketimden gelen gücün(!) kullanılması” şeklinde hiçbir etkiye/sonuca ulaşmayacak protesto türleri ve Saraçhane önüne sıkışmış türkülü-şarkılı, bol keseden bıçkın laflar ederek duygusal rahatlamanın sağlandığı mitinglerle heba edilmekte, yatıştırılmakta, dizginlenmektedir.

Siyasi iktidarın vektörü ile CHP’nin hegemonyası altında bulunan muhalif toplumsal güçlerin vektörü karşıtlaşmaktayken, daha organize olan, şiddet, sansür, yasaklama, baskı ve zorlama tekelini elinde bulunduran vektörün, sokaktaki kitlelerin liderliği CHP’de olduğu sürece galebe çalmaması mümkün değildir. İktidar vektörü kendi tabanı gözünde meşruiyetini yitirmeden sürekliliğini sağlamak ve korumak üzere son sınırına kadar hareket edecek, karşıt güçleri hırpalayıp, muhalefet vektörünü eninde sonunda bertaraf edecektir. Bir yıl boyunca iktidarla “normalleşme” süreci yaşayan CHP’nin liderliğindeki bir muhalefetin bir süre direndikten sonra, sönmemesi mümkün değildir.

Sosyalist hareketin, yasal Kürt hareketiyle güç birliği içerisinde, eylemlere kendi rengini çalma yönünde uğraşması, hareketlenen toplumsal kesimler içerisinde bulunması ve böylelikle gücünü artırması gerekir. Kürt emekçilerin ve kent yoksullarının köklü mücadele geleneği ve sol değerlere yakınlığı ve yatkınlığı vardır. İktidarın inisiyatifiyle başlayan “süreç” içerisinde siyasi iktidara yedeklenmemesi için DEM Parti’yle ve tabanıyla etkileşim içerisinde olunmalı, Kürt emekçiler yalnız bırakılmamalıdır. Fakat bu partinin “demokratikleşme” adı altındaki pragmatist tutumlarına karşı mesafeli olup, yörüngesinde dolanan uydu konumuna düşülmemelidir.

Sosyalistler, CHP’ye oy verenler ve sokak eylemlerine/mitinglerine katılan emek yanlısı, yurtsever, Cumhuriyetçi, seküler duyarlılıklara sahip emekçiler arasında propaganda yürütmeli, bir süre önce iktidarla “normalleşen” şimdi Saraçhane’deki kürsüden kuru sıkı atışlar yapan mevcut “muhalefetle” halkımızın çıkarına ve onu düze çıkaran bir sonuca varılamayacağı anlatılmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[Toplumbilim İçin Materyalist Kılavuz]

Mahmut Boyuneğmez Giriş Maddenin organizasyon düzeyleri ya da gelişim evreleri bulunmaktadır. Bunlara biz temel gerçeklik katmanları diyo...