Çeviren: Mahmut Boyuneğmez
Geçmişleri
Sermaye
yoğunlaşmış toplumsal güçtür, işçi ise sadece kendi iş gücünü elden çıkarmaya
mahkumdur. Bu nedenle sermaye ve emek arasındaki sözleşme hiçbir zaman adil koşullarda, hatta maddi yaşam ve emek
araçlarının mülkiyetini bir tarafa, yaşamsal üretici enerjileri karşı tarafa
koyan bir toplum için bile adil koşullarda yapılamaz. İşçilerin tek toplumsal
gücü sayılarıdır. Ancak sayıların gücü sendikasızlık tarafından kırılır.
İşçilerin sendikasızlığı, kendi
aralarındaki kaçınılmaz rekabet tarafından yaratılır ve sürdürülür.
Sendikalar
başlangıçta, işçilerin bu rekabeti ortadan kaldırmak ya da en azından kontrol
etmek için, kendilerini en azından salt köle durumunun üzerine çıkarabilecek
sözleşme koşullarını elde etmek için kendiliğinden
girişimlerinden doğmuştur. Bu nedenle, sendikaların ilk hedefleri günlük
ihtiyaçlarla, sermayenin aralıksız tecavüzlerini engellemeye yönelik
tedbirlerle, tek kelimeyle, ücret ve emek zamanı sorunlarıyla sınırlıydı.
Sendikaların bu faaliyeti sadece meşru değil, aynı zamanda gereklidir. Mevcut
üretim sistemi devam ettiği sürece bundan vazgeçilemez. Aksine, tüm ülkelerde sendikaların
oluşturulması ve birleştirilmesi yoluyla genelleştirilmelidir. Öte yandan, sendikalar,
farkında olmadan, tıpkı ortaçağ belediyelerinin ve komünlerinin orta sınıf için
yaptığı gibi, işçi sınıfının örgütlenme
merkezlerini oluşturmaktadır. Eğer sendikalar sermaye ve emek arasındaki
gerilla mücadeleleri için gerekliyse, ücretli
emek ve sermaye egemenliği sistemini ortadan kaldıracak örgütlü kurumlar
olarak daha da önemlidirler.
Bugünleri
Şu anki
halleriyle sadece sermayeyle yerel ve anlık mücadelelere odaklanmış olan sendikalar,
ücretli kölelik sistemine karşı harekete geçme güçlerini henüz tam olarak
anlamamışlardır. Bu nedenle genel toplumsal ve siyasi hareketlerden çok fazla
uzak durdular. Ancak son zamanlarda, örneğin İngiltere'de son siyasi harekete
katılmalarından, Birleşik Devletler'deki işlevlerine ilişkin genişleyen
görüşlerinden ve Sheffield'deki son büyük sendika delegeleri konferansında
kabul edilen aşağıdaki karardan da anlaşılacağı üzere, büyük tarihsel
misyonlarının bir miktar bilincine varmış görünüyorlar:
"Bu
Konferans, Enternasyonal tarafından tüm ülkelerin emekçilerini ortak bir
kardeşlik bağında birleştirmek için sarf edilen çabaları tamamen takdir ederek,
burada temsil edilen çeşitli derneklere, tüm çalışan toplumun ilerlemesi ve
refahı için gerekli olduğuna inanarak, bu kuruluşa üye olmalarını en içten
şekilde tavsiye eder."
Gelecekleri
Asıl
amaçlarından ayrı olarak, artık işçi sınıfının örgütlenme merkezleri olarak,
onun tam kurtuluşunun geniş çıkarları doğrultusunda bilinçli bir şekilde
hareket etmeyi öğrenmelidirler. Bu yöndeki her toplumsal ve siyasi harekete
yardım etmelidirler. Kendilerini tüm işçi sınıfının savunucuları ve
temsilcileri olarak görerek, toplum dışı insanları saflarına katmaktan geri
kalamazlar. Olağanüstü koşullar nedeniyle güçsüz [Fransızca metinde:
"örgütlü direnişten aciz"] hale gelen tarım işçileri gibi en düşük
ücretli işkollarının çıkarlarını dikkatle gözetmelidirler. Tüm dünyayı,
çabalarının dar ve bencil olmaktan uzak, ezilen milyonların kurtuluşunu
hedeflediğine ikna etmelidirler [Fransızca ve Almanca metinler: "geniş
işçi kitlelerini ikna etmelidirler"].
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.