Mahmut
Boyuneğmez
Bilim sömürücü sınıfların ideolojisi değildir. Bilimsel düşünceler, günümüzde birer emekçi olan bilim insanları tarafından üretilmektedir. Bilimsel yasaların, teorilerin kapitalist sınıfın dünya görüşüne katıldığı ya da bu sınıfın ideolojisi olduğu fikri, bir “deli saçmasıdır”.
Bilimsel faaliyetler sonucu
nesnel gerçekliğin bilgisine ulaşılır. Bilimsel teoriler, yasalar, bilgiler
gerçekliği doğrulukla kavradığı ölçüde, onu değiştirme ve denetleme kapasitesini
insanlığa sunar. Gerçekliğin değişim eğilimiyle örtüşen ya da gerçekliğin
çeşitli kesitleri üzerinde denetim kurmamıza yol açan bilimsel düşünceler,
realisttir. Realizmin felsefi, bilimsel, siyasal ve günlük hayatta problemlerin
çözümünde geliştirilen fikirlerde olmak üzere farklı türleri vardır.
Materyalizm, felsefi realizmdir, çünkü nesnel gerçekliğin düşüncelerin dışında
var olduğunu ve düşünsel olarak doğrulukla soyutlanabileceğini kabul eder. Yani
materyalizm, gerçeklik anlaşılabilir ve üzerinde denetim kurulabilir demesinden
ötürü, realisttir. Komünizm, tarihsel akışın bir amacı değil fakat bir yönü
olduğunu benimser. Geçmişten bugüne gelen eğilimlerin, gelecekte alabilecekleri
formları öngörür. Tarihsel değişim eğilimleriyle düşünsel düzlemde örtüşme
olduğundan, komünist fikirler realist özellik gösterir. Günlük hayatta karşılaşılan
problemlerin çözümü ancak geçmiş bilgilerle tutarlı kalınıp, çözüm için gerekli
realist düşünceler üretilerek sağlanabilir.
Bilimsel buluşların önemli bir
güdüleyicisi insanların merak ve tutkularıdır. Bu tüm tarihte ve gelecekte de
yok edilemez temel ve özsel insan niteliğidir. Kapitalist sistemde bilimsel
araştırma ve buluşlar için başka bir güdüleyici, sermayenin emek üretkenliğini
artırma ve kârını realize etme çabasıdır. Bu koşullayıcılar yüzünden,
teknolojik yenilenme ve gelişme yaşanmaktadır. Bu sırada çevre tahribatı,
insanların kitlesel katliamı, sermayenin gereksinimleri için kaçınılması
gereken olgular olmaktan uzaktır.
İlericiler, kapitalizme
karşıdır ve alternatifi olan sosyalizmi savunur. Bilim ve teknoloji,
kapitalizme aittir, öyleyse onun bilimine ve teknolojisine de karşı olunmalıdır
düşüncesiyse, sığ ve ilkeldir. Bilim ve teknoloji tüm tarih boyunca insanlığın
kolektif olarak yarattığı bir mirastır. Bu kolektif mirasın sermayenin
hizmetinde olması, günümüzdeki üretiminin sermaye tarafından kontrol edilmesi
ve insanlığın ortak çıkarları için kullanımının olanaklı olanın gerisinde bir
düzeyde oluşu kabul edilemez. Teknolojinin insanlar tarafından kullanımında eşitsizliklerin
oluşu ve toplumun hizmetine olması gerekene göre gecikmeli girişi, kapitalist
toplumsal ilişkilerin sonucudur. Karşı çıkılması gereken bunlardır.
Günümüzde bilim ve
teknolojinin gelmiş olduğu düzey (robotlar, yapay zekânın kullanımı), çalışma
saatlerinin çok kısaltılmasını, aynı gün içerisinde bir insanın birden fazla
faaliyetle uğraşmasını olanaklı kılmaktadır. Başka bir deyişle komünizmin,
bilimsel/teknolojik maddi temeli bugünden oluşmuş bulunmaktadır.
İklim krizi denilen olgu,
kapitalizmin yarattığı bir krizdir. Kapitalizm yıkılmadan, doğayı etkin şekilde
korumanın olanağı yoktur. Sermayenin kâr elde edebilmesi için işçileri
sömürmeye de doğayı talan etmeye de gereksinimi vardır.
Sosyalizmde bilim ve
teknoloji, üretimin ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda geliştirilecek, geçmiş
kuşakların bu alanlardaki birikimi kullanılırken, doğanın korunmasına özel önem
verilecektir. Sanayileşme, bilimsel ve teknolojik ilerleme, doğanın tahribinin
olmayacağı bir şekilde gerçekleşecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.