22 Mart 2025 Cumartesi

Sosyal demokratik liberalizmin sokaktaki barutu çabuk bitecektir

Mahmut Boyuneğmez

18 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptali ve ertesi gün yolsuzluk ile “kent uzlaşısı” kapsamında Kürt hareketiyle ittifak gerekçeleriyle iki soruşturma nedeniyle gözaltına alınması, toplumda ekonomik krizin etkisiyle derinleşen hoşnutsuzlukların, siyasi iktidara dönük itirazların bir toplumsal güç ve hareket olarak açığa çıkmasına yol açmış, siyasi iktidara karşı biriken tepkinin sokaklara inmesi için bir kıvılcım, tetikleyici bir neden olmuştur.

Siyasi iktidarın güdümünde ve kontrolünde olan (tüm basın-yayının yüzde 90’ı) medya ve bir iktidar yapısı olan yargı, gelecek CB seçimlerini kazanma ihtimali çok yüksek olan İmamoğlu’nu toplum nezdinde itibarsızlaştırmaya yarayacak bir hamleye girişmiş, bunun da ötesinde büyük olasılıkla tutuklulukla ve İBB’ye kayyum atamasıyla sonuçlanacak bir süreçle birlikte, gelecek CB seçimlerindeki en güçlü alternatifi etkisizleştirmiştir. Toplumsal dokuda kent lokantalarıyla, ayni ve nakdi yardımlarla popülaritesini artıran ve anlaşıldığı kadarıyla sermaye sınıfının ana gövdesinin/TÜSİAD’ın desteğini arkasına alan CHP’nin, iktisadi kriz ortamında AKP-MHP ve ittifak güçlerine karşı bir düzen içi alternatif olarak öne çıkmış olması, bu partinin genişleyen/artan toplumsal onayını kırmaya dönük hamleleri gündeme getirmiştir. CHP’nin bir önceki kurultayı üzerinde şaibeler oluşturulması ve bu partiye kayyum atanması girişimi, şimdilik alınan yeni kurultay kararıyla bertaraf edilmişse de siyasi iktidarın oy oranları artmaya devam eden bu partiyi gelecek seçimlerde gözden düşürecek başka hamlelerinin de olması muhtemeldir.

Siyasi iktidardan hoşnutsuz kitlelerin sokaklara çıkması, CHP’yi sokağın nabzına yakın sol söylemler kullanmaya mecbur etmiştir. Fakat gelişen toplumsal hareketlenmenin oluşturduğu ateşle alev alan bu partinin muhalefet barutu, çabuk bitecektir. CHP siyasal ufku liberalizmle sınırlı bir düzen partisi olarak, oluşan kitle hareketliliğini kendi yörüngesinde tutmaya çalışmakta, tepkilerin düzen dışı siyasal aktörlere kanalize olup, sosyalist hareketin güçlenmesine doğası gereği engel olmaktadır. Türkiye sosyalist güçleri için yeni tehlikenin adı, sosyal demokratik liberalizmin gelişen bu toplumsal hareketin önderliğine yerleşmesini kabul etme, sosyal demokrasinin toplumdaki tepkileri soğurmasına izin vermedir. Siyasi iktidarı “faşizm” olarak kodlayıp, buna karşı birleşik mücadele/direniş cephesi oluşturmaktan dem vurulması, CHP’nin liderliğini onaylayıp, gelişen toplumsal hareketin ve sosyalist solun bu partinin kuyruğuna takılması vahim bir hata olacaktır. Kürt siyasi güçlerle birlikte sosyalist solun hep birlikte güç birliği oluşturup, CHP’nin tabanındaki kitlelerle birlikte toplumsal hareketliliğe katılması, bu hareketlenmeyi sol değerler istikametinde yönlendirmeye çalışması gerekmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[Toplumbilim İçin Materyalist Kılavuz]

Mahmut Boyuneğmez Giriş Maddenin organizasyon düzeyleri ya da gelişim evreleri bulunmaktadır. Bunlara biz temel gerçeklik katmanları diyo...