Mahmut Boyuneğmez
“Stalin şöyle demişti, Troçki şaşmaz bir akılla şunu savunmuştu ya da lider Mao bugünleri o zamandan öngörmüştü…” Buna benzer ifadeler, dünya ve Türkiye sosyalist hareketlerinde, yaygın ve belirgin bir tutumun dışavurumları durumunda. Geçmiş dönemlerin önder kadroları, politik ve teorik perspektif geliştiricileri hakkında, yazdıkları/söylediklerinin içeriğini tartıp değerlendirmek ve geçerliliğini koruduğu ölçüde bu içerikleri benimseyip, kullanmak yerine, bu liderlerin pratik başarılardaki payları ve oluşan kazanımlardaki katkıları nedeniyle adeta duygusal bir bağla onların düşüncelerinin statik şablonlar olarak günümüze taşınmasından bahsediyoruz. Bu tutum yanlıştır ve reddedilmelidir!..
Geçmiş devrimci süreçlere
liderlik etmiş, önemli katkılarda bulunmuş kadrolara sempati duyulması, bu
bireylerin sevilip sayılmasında bir sorun yoktur. Fakat bu sevgi ve saygının,
siyasal bağlanmayı sağlayan ve bu bağlanmayı yeniden üreten temel unsur olması
sağlıksızdır. “Yolumuz şu liderin yolu” türünde coşkunlukları biryana bırakmalı
ve her ülke özgünlüğünde sosyalist devrime giden yolu açmanın/oluşturmanın
çabası içerisinde olunmalıdır.
Amerika kıtasını her seferinde
yeniden keşfetmeye gerek yoktur, fakat değişen dünya ve ülke koşullarını
dikkate almadan geçmişin ruhlarını bugüne çağırıp, onlardan medet ummak, doğru
olmayacaktır. Geçmiş teorik birikimin sağlam ve geçerliliğini yitirmeyen
yanları olduğu gibi, geliştirilmesi gereken boyutları da vardır. Strateji ve
politika üretimindeyse, içinde bulunulan konjonktürün ve somut koşulların teorik
perspektifle ulaşılan siyasal ilkelerden taviz verilmeden değerlendirilmesi
gerekir.
Mao, Stalin, Troçki, Che… Bu
kadroların Marksizm’e ve politika üretimine getirdikleri katkılar ölçüsünde
önemli ve değerli görülmesi gerekir. Bu liderlere karşı duyulan duygusal
yakınlıklar, günümüz koşullarında strateji geliştirme ve teorik
değerlendirmeleri geliştirme ve güncelleme çabasını gölgelememeli, sosyalizm
mücadelesinin ayak bağı olmamalıdır. Ve bu yazılanlardan Lenin de muaf
değildir.
Biz yalnız tek bir teori
tanıyoruz: Marksizm. Dinamik, kendini yenileyen ve güncelleyen, kısacası
geliştirilen, revizyonist bir şekilde olmadan tarihsel akışın getirdiği
değişimleri ve yenilikleri kapsayıp, özümseyen bir teori. Bize göre ne
Stalinizm, ne Maoizm, ne de Troçkizm adında bir teori ya da aktüel/cari siyasal
perspektif yoktur. Bu tarihsel kişiliklerin yaptıklarından ve yazdıklarından öğrenilecekler
vardır, fakat bunlardaki kalıcı ve sağlam yanları alıkoyarken, zamanında
anlamlı olan günümüzdeyse tekrarlanması sağlıksız olan yanlar sahiplenilmemelidir.
Zihnimizi geçerliliğini yitirmiş olan geçmişin siyasi doğruları ve politik
ilkelerinin ağırlığından kurtarmak gerekir. Bu tavrın pusulasızlık olmadığı
görülmelidir. Aksine ibreyi saptıran duygusallıklardan, geçerliliğini yitirmiş
değerlendirmelere bağlılıktan, güncel siyasal mücadelelerde ayak bağlarından
kurtulunmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.