Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm: Tarihin Çözülen Bilmecesi

5 Ekim 2025 Pazar

Karl Marx: Yaşamı, Eserleri ve Marksizmin Ana Temaları

MAR

Bu yazı, "Karl Marx Biyografi" adlı kaynaktan derlenen bilgilerle Karl Marx'ın hayatını, teorik gelişimini, önemli eserlerini ve Marksizmin ana temalarını incelemektedir.

1. Giriş

Karl Marx'ın biyografisi, SSCB Bilimler Akademisi Kolektifi tarafından hazırlanmış ve Türkçeye ilk kez 1976 yılında Ertuğrul Kürkçü tarafından çevrilmiştir. Bu detaylı çalışma, Marx'ın hayatını, teorik gelişimini ve devrimci mücadelesini kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Marx, insanlığa toplumsal eşitsizliği ortadan kaldırmanın ve özgür bir toplumsal yaşam kurmanın bilimsel yollarını gösteren ilk devrimci düşünürdür. Marx hayatı boyunca teorik çalışmaları ile sınıf mücadelesine ve siyasi pratiğe müdahale eden "militan" kimliği birleştirmiştir. Marksizmin özünü oluşturan "dünyayı yorumlama önermesinin ilerisine, dünyayı değiştirme önermesine" geçiş, onun mezar taşına da kazılı olan ünlü 11. Tezi ile özetlenir.

2. Karl Marx'ın Hayatı ve Erken Dönem Gelişimi

Çocukluk ve Gençlik Yılları

Karl Marx, 5 Mayıs 1818'de Almanya'nın Rheinland bölgesindeki Trier kentinde doğdu. Babası Heinrich Marx, Aydınlanma düşüncelerini benimsemiş, Rousseau ve Voltaire gibi Fransız düşünürlerinin eserlerine aşina, liberal görüşlü bir avukattı. Ailesi, Prusya'daki Yahudilere yönelik baskılar nedeniyle Karl doğmadan kısa bir süre önce Musevilikten Lutherci mezhebe geçmişti. Karl'ın çocukluğu ve gençliği, Fransız Devrimi'nin etkilerini yoğun bir şekilde hisseden, feodalizmin zayıfladığı ve sanayinin gelişmeye başladığı bir bölgede geçti. Trier, 15.000'den az nüfuslu sessiz bir kent olmasına rağmen, "varlıklarını sefalet içinde sürdürmeye çalışan şehir yoksullarıyla varlıklı azınlık arasında keskin bir toplumsal karşıtlık" taşıyordu.

Akademik Yılları ve Hegel Felsefesiyle İlişkisi

1830 yılında Trier lisesine giren Marx, zekasıyla öne çıkan iyi bir öğrenciydi. 1835 Ekim'inde Bonn Üniversitesi'ne hukuk okumaya başladı ve ardından babasının önerisiyle Berlin Üniversitesi'ne geçti. Berlin'de, dönemin Alman toplumunun keskin çelişmeleriyle (Junker iktidarı, burjuvazinin siyasal eşitsizliği ve halkın sefaleti) yüzleşti. Hegel felsefesine ilgi duyarak Genç Hegelciler arasına katıldı. Doktora tezini 1841'de Jena Üniversitesi'ne sunarak felsefe doktoru unvanını aldı. Bu tez, onun ideolojik gelişiminde önemli bir aşamaydı; zira "bütünüyle Tanrıtanımazlığı savunuyor ve felsefenin gerçeklik üzerinde etken bir tavır almasında ısrar ediyordu."

Siyasal Eyleme Başlayışı: Rheinische Zeitung

1841'de Feuerbach'ın "Hıristiyanlığın Özü" adlı eserinin basılması, Marx'ın materyalizme geçişini hızlandırdı. Marx, Prusya mutlakiyetçiliğine karşı mücadelede demokratik özgürlükleri savunarak siyasal eyleme başladı. 1842'de Köln'de yayımlanan muhalif Rheinische Zeitung gazetesine yazar olarak girdi ve kısa sürede editörlüğe yükseldi. Gazetedeki yazılarında Prusya sansürünü ve bürokratik iktidarı eleştirdi, "sansürün gerçekten kökünden tedavisi onun tümüyle ortadan kaldırılması demektir. Çünkü Kurumun kendisi bir kurum olarak hastadır" diyerek radikal dönüşümlerin gerekliliğini savundu. Bu dönemde özel çıkar kavramı, mülkü olanlar ve olmayanlar arasındaki çelişme olarak somutlaşmaya başladı. Hükümet baskıları sonucunda gazete 1843'te kapatıldı ve Marx ülkeyi terk etmek zorunda kaldı.

Materyalizme ve Komünizme Geçiş

1843'te Paris'e taşınan Marx, burada materyalist ve komünist görüşleri tam ve nihai olarak kabul etti. Deutsche-Französische-Jahrbücher'in ilk sayısında yayımlanan "Yahudi Sorunu Üzerine" adlı makalesinde “insani özgürleşme”den bahsederek ve "Hegel'in Tarih Felsefesinin Eleştirilmesine Katkı. Giriş" adlı makalesinde proletaryayı "bütün insanlığın kurtuluşunu gerçekleştirebilecek olan sınıf" olarak tanımlayarak bu dönüşümü açıkça ortaya koydu.

Friedrich Engels ile Dostluğun Başlangıcı

Marx'ın Paris'teki döneminde, 1844'te Friedrich Engels ile tanışması hayatında bir dönüm noktası oldu. Engels'in "İngiltere'de İşçi Sınıfının Durumu" adlı eseri, kapitalist sömürünün gerçekçi bir resmini çizerek Marx'ın ekonomik ve toplumsal düşüncelerinin materyalist bir tahlile dayanmasına büyük katkı sağladı. İki düşünür arasındaki bu dostluk, ortak bilimsel ve devrimci çalışmalarının temelini oluşturdu. Engels, Marx'ın ailesine düzenli mali destek sağlayarak onun teorik çalışmalarını sürdürmesine yardımcı oldu.

3. Proleter Dünya Görüşünün İlk Formülasyonu

1844 Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları: Yabancılaşma Teorisi

Marx'ın 1844 yılında kaleme aldığı "Ekonomik ve Felsefi Elyazmaları", dönemin ekonomik ve felsefi görüşlerini içerir ve özel mülkiyetin ve geleneksel ekonomi politiğin eleştirisini sunar. Marx, burada "işçiyi sefalete sürükleyen ve onu bir makineye indirgeyen" sistemi sergileyerek yabancılaşma kavramını merkeze alır. Yabancılaşma, çalışanın kendi ürettiği zenginlikle birlikte artan sefaleti olarak ortaya çıkar. Marx, insanın kurtuluşunun ancak "sivil toplumun radikal dönüşümüyle, yani sömürücü kapitalist sistemin yıkılışıyla mümkün olacağı" düşüncesini geliştirir ve bunu yapacak olan sınıf proletaryadır.

Genç Hegelcilere Karşı Mücadele: Kutsal Aile

Marx ve Engels, 1844'te Genç Hegelcilerin, özellikle Bruno Bauer ve çevresinin sağa kayan ve "kitleyi" pasif gören düşüncelerine karşı ortak bir saldırı başlattılar. "Kutsal Aile ya da Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi. Bruno Bauer ve Ortaklarına Karşı" adlı eserleri, materyalist tarih görüşünün temel önermelerinin işlenmesini içeriyordu. Kitapta, tarihin "insanı kendi özel amaçlarının bir aracı olarak kullanan başlı başına bir kişi" olmadığı, aksine "kendi amaçları peşinde koşan insanın faaliyetinden başka bir şey olamayacağı" vurgulanır. Lenin, Kutsal Aile'nin "Marx'ın proletaryanın devrimci rolüne ilişkin görüşünü hemen hemen en gelişkin şekliyle" içerdiğini belirtmiştir.

4. Materyalist Tarih Görüşü ve Bilimsel Komünizmin Şekillenmesi

Alman İdeolojisi

Brüksel'e yerleştikten sonra (1845), Marx ve Engels, materyalist tarih görüşünü bilimsel komünizmin felsefi temeli olarak geliştirmeye odaklandılar. "Alman İdeolojisi" (1845-1846), Feuerbach, Bauer ve Stirner gibi Alman idealist filozoflarını ve "hakiki sosyalizm" akımını eleştiren iki ciltlik bir eser olarak tasarlandı. Bu eserde, "Komünizm bizim için ne yaratılması gereken bir durum ne de gerçekliğin kendini uydurmak zorunda kalacağı bir ideal değildir. Biz bugünkü durumu ortadan kaldıran gerçek harekete komünizm diyoruz." ifadesiyle komünizmin objektif tarihsel gelişmenin bir sonucu olduğu vurgulanır. Lenin'in ifadesiyle, Marks'ın tarihsel materyalizmi, "tarih ve siyaset düşüncesinde daha önce hüküm süren kaos ve keyfiliğin yerini bilimsel bir teoriye bırakmıştı."

Proudhon'a Karşı Mücadele: Felsefenin Sefaleti

Marx, Paris'te tanıştığı Proudhon'un reformist ve küçük burjuva sosyalizmi görüşlerine karşı sert bir eleştiri yöneltti. Proudhon, toplumun devrimci dönüşümüne ilişkin komünist düşünceleri "kaba, keyfi davranışlara, şiddet ve yok etmeye" çağrı olarak görürken, kademeli reformlar yoluyla "eşit" özel üreticiler toplumu kurmayı hedefliyordu. Marx, 1847'de yayımlanan "Felsefenin Sefaleti. Bay Proudhon'un 'Sefaletin Felsefesi'ne Bir Cevap" adlı eserinde, Proudhon'un burjuva ekonomistlerinden ödünç aldığı kategorileri eleştirdi ve "bilimsel buluşu"nun ütopyacı olduğunu kanıtladı. Bu eser, "yeni ortaya çıkmakta olan proleter partisi için büyük bir teorik başarı" olarak görüldü.

Komünistler Birliği ve Komünist Manifesto

1846 sonlarına doğru Haklılar Birliği üyeleri arasında Marksist düşüncelerin etkisi arttı ve Birlik, komünist bir örgütlenmeye doğru evrildi. 1847'de Londra'da toplanan kongrede Komünistler Birliği kuruldu. Marx ve Engels, örgütün komplocu gizli örgütlere özgü bütün davranışları bir yana bırakmasını sağlayarak, önderlere kişilik kültü yaratılmasına karşı çıktılar. 1847 sonunda Komünistler Birliği'nin II. Kongresi'nde Marx ve Engels'ten bir program taslağı hazırlamaları istendi. Bu taslak, 1848 Şubat'ında "Komünist Partisi Manifestosu" adıyla yayımlandı. Manifesto, "Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!" çağrısıyla, kapitalizmin içsel çelişkilerini, sınıf mücadelesinin itici gücünü ve proletaryanın devrimci rolünü bilimsel ve siyasal bir temelde açıklıyordu. Manifesto, kapitalizmin belirli bir avantaja sahip olduğunu, zira "toplumsal ilişkileri 'kutsal buhur kokularından' ve ataerkillikten öylesine uzaklaştırdığını ki, alım ve satımın nakit ilişkisi aradaki tek bağ olarak kalır" diyerek proletaryanın radikal bir toplumsal devrimi gerçekleştirmeye muktedir bir potansiyele ulaştığını belirtti.

1848 Devrimleri ve Marx'ın Rolü

1848 yılında Avrupa genelinde patlak veren devrimler, Marx ve Engels'in teorik çalışmalarının önemini ortaya koydu. Fransa'da, işçilerin "toplumsal cumhuriyet" kurmak için silah elde dövüştüğü görüldü. Marx, Almanya'ya dönerek Neue Rheinische Zeitung gazetesini kurdu ve devrimci taktikleri yaydı. "Komünist Partisi'nin Almanya'daki Talepleri" adlı belge, feodal toprakların, madenlerin ve demiryollarının ulusallaştırılması gibi talepleri içeriyordu. Marx, burjuva devrimin zaferinin "bütün toplumsal meseleleri bir anda çözmesini beklemenin ütopyadan başka bir şey olamayacağını" vurguladı. Alman işçi sınıfının siyasal olgunluğunun eksikliği ve bazı "hakiki sosyalistlerin" ayrılıkçı faaliyetleri, Komünistler Birliği'nin başlangıçtaki başarısızlıklarının nedenleriydi.

Komünistler Birliği'nin Yeniden Yapılanması

1848-1849 devrimlerinin yenilgisinin ardından, Marx ve Engels Komünistler Birliği'nin faaliyetlerini yeniden örgütlemek zorunda kaldı. 1850'de yayımlanan "Fransa'da Sınıf Mücadeleleri" ve "On Sekiz Brumaire" gibi eserler, devrimlerin sonuçlarını analiz ederek proletaryanın siyasal iktidarı almasının gerekliliğini vurguladı. Marx, Bonapartist darbeyi "burjuvazinin gelişen karşı-devrimci karakterinin doğal sonucu" olarak gördü. Bu dönemde Evrensel Komünist Devrimciler Birliği kuruldu ve programında "bütün ayrıcalıklı sınıfları devirmek ve insan soyunun en son örgütlenme biçimi olarak komünizmin kurulmasına kadar kesintisiz bir devrim yürüterek bu sınıfları proleterlerin diktatörlüğü altına almak" amacını ilan etti.

5. Gericilik Yılları ve Ekonomik Araştırmalar

Londra'daki Yaşam ve Finansal Zorluklar

1850'lerde Avrupa'da gericiliğin hüküm sürmesiyle, Marx ve ailesi Londra'ya sığınmak zorunda kaldı. Bu dönem, Marx için büyük finansal zorluklarla geçti. Ancak Engels'in düzenli mali desteği sayesinde Marx, teorik çalışmalarını sürdürebildi. Marx, bu zorlu koşullara rağmen neşeli ve çalışkan bir insan olmaya devam etti.

Ekonomi Politiğin Eleştirisi: Kapital'in İlk Taslağı

Marx, kapitalist toplumun işleyiş mekanizmasını ve yıkılışını sağlayacak yasalarını keşfetmeyi kendisine görev edinerek ekonomi politik üzerine kapsamlı bir kitap yazmaya başladı. Londra'nın "burjuva toplumunun gözlemlenmesi için elverişli bir nirengi noktası" sağlaması ve British Museum'un zengin kütüphanesi, Marx'ın araştırmalarına büyük katkı sağladı. 1857-1858 Ekonomik Elyazması, "Kapital'in ilk versiyonu" olarak kabul edilebilir. Bu çalışmada artı-değer teorisinin temelleri atılarak kapitalist sömürünün ve kârın kökenleri açıklanır. Marx, sermayeyi "ancak bir hareket olarak anlaşılabilecek, duran bir şey olarak değil" şeklinde tanımladı.

Doğa Bilimleri ve Filolojiye İlgi

Marx, diyalektik materyalist dünya görüşünü geliştirmek için doğa bilimlerine büyük önem verdi. Kimya, biyoloji, jeoloji gibi alanlardaki ilerlemeleri takip etti. Filolojiye olan ilgisi ise "sermaye", "faiz", "kâr" gibi terimlerin kökenlerini araştırmasına ve "her yabancı dil hayat mücadelesinde bir silahtır" düşüncesini benimsemesine yol açtı.

Sömürgecilik Siyasetlerinin Eleştirisi

1850'lerden sonra Marx, sömürge ve bağımlı ülkelerin tarihlerine artan bir ilgi duydu. İngiliz sömürgeciliğinin Hindistan ve Çin'deki zulmünü eleştirerek, Batılı güçlerin "altına düşen halkı, yalnızca yere çalmakla kalmayan, aynı zamanda onurunu kıran, ruhunu aşağılayan bir boyunduruk" uyguladığını ortaya koydu. Sömürge sorunları üzerine araştırmaları, Kapital'in içeriğine de yansıdı.

Kırım Savaşı ve Devrimci Taktikler

Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında Marx ve Engels, ezilen halkların ve Avrupa proletaryasının çıkarlarına uygun devrimci taktikler geliştirmeye çalıştılar. Savaşı, halkın iradesine karşın bir kere başladıktan sonra artık işçi sınıfının ve sosyalist güçlerin görevi, askeri krizi kendi lehlerine çevirmekti şeklinde yorumladılar. Rusya'daki çarlığa karşı direnen güçlerin canlanmasını ve Avrupa devriminin Rusya'ya kadar yayılmasını umdular. Marx, Kırım yenilgisinin "içerde Rusya'nın toplumsal ve idari sisteminin çürümüşlüğünü açığa çıkardığını" belirtti.

6. Enternasyonal İşçi Birliği (Birinci Enternasyonal)

Kuruluşu ve İlkeleri

Enternasyonal İşçi Birliği (Birinci Enternasyonal), 1864 yılında Londra'da kuruldu ve Marx bu örgütün temel belgelerini, Açılış Tebliği ve Geçici Tüzüğü hazırladı. Açılış Tebliği, işçi sınıfının artan sefaletini ve "bugünkü sakat temel üzerinde üretici emek güçlerinin yeni gelişmesinin toplumsal karşıtlıkları derinleştirecek ve toplumsal uzlaşmazlıkları keskinleştirecek" olduğunu vurguluyordu. Marx, örgütün amacını "emekçi sınıfın ekonomik kurtuluşları, bir araç olarak her siyasal hareketin bağlı olacakları yüce erektir" şeklinde formüle etti.

Proudhonistlerle Mücadele

Enternasyonal içinde Proudhonistler, grevleri reddeden ve siyasal mücadeleye katılmaya karşı çıkan reformist bir eğilimi temsil ediyordu. Marx, 1865'teki Genel Konsey toplantılarında Weston gibi Proudhonistlerin görüşlerini eleştiren "Ücret, Fiyat ve Kar" adlı raporunu sundu. Bu rapor, artı-değer teorisini açıklayarak işçi sınıfının ekonomik mücadelenin yanı sıra siyasal mücadeleyi de yürütmesi gerektiğini vurguladı.

Grevler ve Sendikaların Rolü

Marx, sendikaların yalnızca sermayenin sınırlamalarına karşı mücadele merkezleri değil, aynı zamanda işçilerin kapitalizme karşı kararlı mücadele yolunda eğitildikleri "birer okul" olarak da önem taşıdığını belirtti. İngiliz işçi sınıfının siyasal hareketini yeniden canlandırmak için sendikaların Enternasyonal saflarına katılmasını teşvik etti.

İrlanda Sorunu ve Ulusal Kurtuluş Mücadeleleri

Marx, İngiliz işçi sınıfının İrlanda ulusal kurtuluş hareketini desteklemesinin reformist etkilerden kurtulması ve kendi burjuvazisini başından atması için gerekli olan devrimci itilimi vereceğine inanıyordu. İrlanda halkının kurtuluş mücadelesini "yaşamsal bir zorunluluk" olarak görüyordu.

Bakuninistlerle Mücadele

Enternasyonal içinde Bakunin liderliğindeki anarşistler, devleti başlıca kötülük kaynağı olarak görüyor ve kendiliğinden "toplumsal tasfiyeyi" savunuyorlardı. Marx, Bakunin'in idealist görüşlerine karşı materyalist tarih görüşünü ve proleter devrimi teorisini savundu. Proleteryanın siyasal eylemden uzak tutulmasının "işçi sınıfını eylemsizleştirip moralini bozacağını" ve "ücretli köleliğin sürmesini sağlayacağını" vurguladı.

7. Kapital ve Sonraki Dönem Çalışmaları

Kapital'in Yayımlanması ve Etkisi

Marx, yirmi beş yıllık emek ve ısrarlı araştırmanın ürünü olan "Kapital"in birinci cildini 1867'de yayımladı. Bu eser, kapitalizmin içsel çelişkilerini, sermayenin işleyiş mekanizmasını ve artı-değer teorisini bilimsel bir temelde açıklayarak, "burjuvazinin ve toprak sahiplerinin kafalarına o güne kadar yöneltilmiş olan en korkunç top mermisiydi." Kapital, uluslararası işçi sınıfına "yalnızca amaç berraklığı vermekle kalmadı, sömürücü ücretli kölelik sistemi karşısındaki mücadelenin geleceğine de güven verdi."

Rusya'daki Gelişmelere İlgi

1869 yılı sonunda Marx, Rusça öğrenmeye başladı ve Rusya'daki sosyo-politik gelişmeleri yakından takip etti. N. Flerovski'nin "Rusya'da İşçi Sınıfının Durumu" adlı kitabı, Marx üzerinde büyük etki bıraktı. Marx, Rus ekonomisi ve toprak mülkiyeti ilişkilerini inceleyerek, Rus köy komününün sosyalist dönüşümler için bir başlangıç noktası olabileceğini belirtti, ancak bunun için "yıkıcı unsurların ortadan kaldırılması ve kendiliğinden gelişmesi için normal koşulların sağlanması" gerektiğini ekledi.

Gotha Programının Eleştirisi

1875'te Alman Sosyal demokratları tarafından hazırlanan Gotha Programı, Marx ve Engels tarafından keskin bir şekilde eleştirildi. Marx, Lassalle'ın "ücretlerin tunç kanunu" tezinin kabul edilemez olduğunu ve kapitalizmin toplumsal uzlaşmazlıklarını "ölümsüz nüfus kanunları" ile açıklamaya yönelik "kaba bir girişim" olduğunu gösterdi. Programdaki "üreticilerin kooperatif topluluklarına yardım etmesi" talebini ütopyacı ve reformist olarak değerlendirdi. Marx, "gelecekteki komünist toplumun devlet sistemi" hakkında yazarken, proletarya diktatörlüğünün kapitalizmden komünizme geçiş döneminin devlet şekli olduğunu vurguladı.

Anti-Dühring'e Katkı

1870'lerin ortalarında, Eugen Dühring'in "gerici" ve "ahmakça" ütopyacı sosyalizm görüşleri Alman Sosyal demokratları arasında yayılmaya başlayınca, Engels, Marx'ın da desteğiyle "Herr Eugene Dühring'in Bilimdeki Devrimi, Felsefe, Ekonomi Politik, Sosyalizm" ya da kısaca "Anti-Dühring" adlı eseri kaleme aldı. Bu eser, Marksist teorinin üç bileşeninin (felsefe, ekonomi politik, sosyalizm) içeriğini açıklayarak, Marksizmin doğa bilimleri, tarih ve askerlik bilimi malzemesinin felsefi olarak soyutlanmasına yaptığı katkıyı gösterdi.

Rus Devrimcileriyle İlişkiler

Marx, Rusya'daki devrimci hareketin gelişimiyle yakından ilgilenerek Rus devrimcileriyle temas kurdu. Özellikle Narodniklerin çarlığa karşı mücadelesini destekledi ve Rus devriminin "belki de uzun ve çetin mücadelelerin ardından bir Rus Komünü'nün kurulmasına yol açacağını" umdu. Rusya'daki yaklaşan devrimin "dünya tarihinde bir dönüm noktası olabileceğini" belirtti.

8. Son Yılları ve Mirası

Sağlık Sorunları ve Kişisel Kayıplar

Marx'ın hayatının son yılları, eşi Jenny'nin ve büyük kızı Jenny'nin ölümü gibi kişisel kayıplar ve kronik sağlık sorunlarıyla geçti. Ancak bu zorluklara rağmen teorik çalışmalarına devam etti. Doktorların tavsiyeleriyle çeşitli kaplıca ve sahil kasabalarına gitti, ancak siyasi polisin takibi ve Anti-Sosyalist Kanunlar, onun Avrupa'da serbestçe hareket etmesini engelledi.

Marksizmin Tarihsel Kaderi ve Marksizm-Leninizm

Marx'ın 14 Mart 1883'te ölümü, dünya çapında büyük yankı uyandırdı. Dostları ve düşmanları, onun entelektüel gücüne ve bilimsel başarılarına büyük değer verdiler. Engels, Marx'ın mirasını korumak ve geliştirmek için Kapital'in II. ve III. ciltlerini yayımladı. Marksizm, Lenin'in öncülüğünde yeni bir aşamaya ulaşarak Marksizm-Leninizm adını aldı. Marksizm-Leninizm, 20. yüzyılın Marksizmi olarak Ekim Devrimi'nin zaferiyle dünya sosyalist sisteminin kurulmasına yol açtı.

9. Sonuç

Karl Marx'ın hayatı ve eserleri, 19. yüzyılın toplumsal, ekonomik ve siyasal çelişkilerinin derinlemesine bir analizini sunar. Onun materyalist tarih görüşü, yabancılaşma teorisi, artı-değer teorisi ve sınıf mücadelesi kavramı, bilimsel komünizmin temelini oluşturmuştur. Marx, yalnızca kapitalist sistemin eleştirisini yapmakla kalmamış, aynı zamanda proletaryanın devrimci rolünü ve yeni, sömürüsüz bir toplumun (komünizm) kurulmasının gerekliliğini ortaya koymuştur. Onun teorik çalışmaları, dünya çapında işçi sınıfı hareketlerinin ve sosyalist devrimlerin ideolojik kılavuzu olmuştur. Marksizmin gelişim süreci, onun eleştirel ruhunu, bilimselliğini ve devrimci pratiğe olan bağlılığını vurgular.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[MAR] YOUTUBE KANALI

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]