Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm: Tarihin Çözülen Bilmecesi

31 Ağustos 2025 Pazar

Marksizm’e Sıra Dışı Bir Giriş | Bertell Ollman: Özet

Bertell Ollman'ın 1978 yılında geliştirdiği Sınıf Mücadelesi oyunu

I. Giriş: Bertell Ollman ve Marksizm

Bertell Ollman, New York Üniversitesi siyaset bilimi profesörü olup, diyalektik ve sosyalist teori üzerine dersler vermektedir. Yazarın başlıca eserleri arasında "Alienation: Marx's Conception of Man in Capitalist Society" (Yabancılaşma: Marx'ın Kapitalist Toplumdaki İnsan Anlayışı) ve "Dialectics for the New Century" (Yeni Yüzyılda Diyalektik) bulunmaktadır. Ollman'ın Marksizm yaklaşımı, Marx'ın kapitalizm analizini ve komünizm tahayyülünü merkeze alarak, diyalektik ve materyalist bir felsefe üzerine kuruludur.

Ollman, modern kapitalist toplumdaki karmaşayı ve eşitsizliği anlamlandırmada Marksizmin hala eşsiz bir araç olduğunu savunur: "Esasında akıl dışı olan kapitalist sistemin akılcı bir açıklamasını sunarak, sadece Marksizm günümüzdeki bu kaosu anlamlandırmaktadır. Hatta sadece anlamlandırmakla yetinmemekte; sınıf mücadelesiyle, bu kaostan çıkış yolunu da göstermektedir. Gerisiyse, bize kalmıştır."

II. Marksizmin Temel Kavramları ve Felsefesi

Marx'ın analizi, kapitalizmin nasıl işlediğini, kimin lehine kimin aleyhine çalıştığını, feodalizmden nasıl doğduğunu ve nereye doğru evrilebileceğini anlamaya çalışır. Temel odak noktası, insanların hayatlarını kazandıkları ekonomik ve toplumsal ilişkilere, özellikle de üretici kaynakların sahibi olan kapitalistler ile yaşamak için emeklerini satmak zorunda olan işçiler arasındaki mücadeleye dayanır.

1. Kökenler: Marksizmin temel düşünsel kökenleri Alman felsefesi (Hegel'in diyalektik mantığı), İngiliz ekonomi politiği (Adam Smith ve David Ricardo'nun emek değer kuramında ilk fikirleri) ve Fransız ütopyacı sosyalizminde (Saint-Simon'ın daha mutlu bir gelecek vizyonu) bulunur.

2. Diyalektik ve Materyalist Felsefe:

  • Diyalektik: Değişim ve etkileşimi mercek altına alır. Bütün tarihsel kurum ve süreçlerin zaruri parçaları olarak görülürler. Diyalektik yaklaşım, olayları geniş bağlamları (tarihsel geçmiş ve muhtemel gelecek) içinde inceler. Marx için diyalektik, toplumun olağan işleyişi içinde evrilen karşıt eğilimlerin veya çelişkilerin sonucu olarak tarihsel değişiklikleri görür.
  • Materyalist: Marx'ın diyalektiği, Hegel'inkinin aksine, materyalisttir. Marx, düşüncede tasarlanan değil, yaşanılan haliyle kapitalizmle ilgilenir. Fikirleri, yaşayan insanların zihinlerine yerleştirir ve insan etkinliğiyle, özellikle de üretici insan etkinliğiyle sürekli yeniden yapılanan bir dünyanın parçası olarak görür. Toplumsal koşullar ve yapıların insanların düşünceleri üzerindeki etkisi, düşüncelerin toplumsal koşullar üzerindeki etkisinden daha fazladır.

3. Yabancılaşma Kuramı: Yabancılaşma, kapitalist toplumda işçilerin kendi üretici etkinliklerinden, ürünlerinden, diğer insanlardan ve nihayetinde kendi insani özlerinden (ortak yaşamdan) koparılmasıdır.

  • Üretici Etkinlikten Yabancılaşma: İşçi, emeğiyle ne yapılacağına ve nasıl yapılacağına karar verme hakkına sahip değildir. Bu kararlar kapitalist tarafından verilir.
  • Üründen Yabancılaşma: İşçinin ürettiği ürün üzerinde hiçbir kontrolü yoktur; ürünle ne yapılacağını bilmez.
  • Diğer İnsanlardan Yabancılaşma: İş birliği yerini karşılıklı kayıtsızlık ve rekabete bırakır. Bu durum sadece işçi-kapitalist arasında değil, aynı sınıfa mensup bireyler arasında da görülür.
  • Ortak Yaşamdan Yabancılaşma: İşçi, insani vasıflarını geliştirme yeteneğini yitirir, çünkü emeği, ürünü ve diğer insanlarla ilişkileri onu bu temel insanlık niteliklerinden uzaklaştırır.
  • Marx'a göre, yabancılaşmış emek süreci sonucunda işçi fiziksel olarak güçsüz, aklı karışmış, yalnız ve neredeyse tükenmiş bir birey haline gelir. Ürünler ise piyasada "değer", "meta", "sermaye", "faiz", "rant" veya "ücret" gibi isimler alarak işçinin kontrolü dışında dolaşır ve ona yabancılaşmış bir dünya olarak geri döner.

4. Değer Kuramı: Marx, Smith ve Ricardo'nun emek değer kuramını kabul ederek bir metanın değerini üretiminde harcanan emek zaman miktarıyla açıklar. Ancak Marx'ın asıl ilgilendiği, neden malların bir fiyata sahip olduğu, yani kapitalizmde üretilen her şeyin piyasa ve fiyatlar aracılığıyla dağıtılmasıdır.

  • Değerin Oluşumu: Kapitalist toplumda işçiler, üretim araçlarından yoksun bırakıldıkları için yaşamak adına emek güçlerini satmak zorundadır. Emek güçlerini satarak ürün üzerindeki tüm taleplerinden vazgeçerler. Böylece ürünler, baştan itibaren piyasada değiş tokuş edilmek üzere üretilir ve bir fiyata sahip olur.
  • Artık Değer: İşçi tarafından üretilen mübadele ve kullanım değeri ile işçinin eline geçen ücret miktarı arasındaki farktır. Kapitalist, işçinin emek gücünü satın alır ve işçinin ürettiği zenginliğin bir kısmına el koyar. Artık değer, kapitalistin toplum ve işçiler üzerindeki hakimiyetinin temelidir.
  • Kriz Kuramı: Artık değerin miktarı, kapitalizmin en zayıf noktasıdır. İşçiler, ürettiklerinin sadece bir kısmını geri alabildikleri için, toplam üretimin büyük bir kısmını satın alamazlar. Bu durum, "aşırı üretim" krizlerine yol açar ve insanlar çok fazla ürettikleri için yoksulluğa sürüklenir.

5. Tarihsel Eğilimler ve Sınıf Mücadelesi: Marx'ın materyalist tarih anlayışı, feodalizmden kapitalizme geçişi, şehirlerin, nüfusun, teknolojinin ve ticaretin gelişmesiyle ortaya çıkan çelişkilerle açıklar. Feodal ilişkiler zamanla üretici güçlerin gelişimine engel olmuş ve yerini kapitalistler ile işçiler arasındaki sözleşmeye dayalı ilişkilere bırakmıştır.

  • Sınıf Mücadelesi: Tarihin gerçek akışını belirleyen temel faktördür. Kapitalistlerin çıkarları iktidarlarını korumak ve kârlarını arttırmakken, işçilerin çıkarları daha yüksek ücretler, güvenli çalışma koşulları ve iktidarın yeniden dağılımıdır. Bu uzlaşmaz çıkarlar, tüm toplumu kapsayan bir mücadeleyi doğurur.
  • Devletin Rolü: Kapitalizmde devletin üç belirgin özelliği vardır:
  1. Kapitalistlerin muhalefeti bastırmak ve artık değeri büyütmek için kullandığı bir araçtır.
  2. Kapitalizmin ekonomik yapılarıyla iç içe geçmiş siyasi yapılar kümesidir; sermaye birikimini sağlamaya çalışır.
  3. Sınıf mücadelesinin arenasıdır, ancak bu arenada kapitalistler güçlü silahlara sahiptir.
  • İdeoloji: Kapitalizmde, mevcut durumu kabullenmeyi sağlayan veya daha iyi bir alternatifin mümkün olduğu konusunda zihinleri bulandıran bir ideoloji geliştirilir. Bu ideoloji, olayların ve kurumların görünür yönlerine odaklanarak tarihsel ve toplumsal bağlamı göz ardı eder, eksik, çarpıtılmış ve tek taraflı düşünceler yığını sunar.
  • Sınıf Bilinci ve Devrim: Kapitalizmin çelişkileri derinleştikçe, işçiler kendi çıkarlarının farkına varmaya başlarlar; bu durum "sınıf bilinci"ni oluşturur. Marx'a göre bu bilinçlenme, toplumları kapitalizmin yıkılışına ve devrime götürür. Devrimden sonra demokratik planlama yoluyla toplumsal ihtiyaçlara hizmet eden sosyalist toplum kurulacak, nihai hedef ise yabancılaşmanın ilgası olan "komünizm" olacaktır.

III. Marx'ın Komünizm Tahayyülü

Marx, komünist geleceği iki ana evreye ayırır: Birinci Evre (Proletarya Diktatörlüğü) ve İkinci Evre (Tam Komünizm).

1. Birinci Evre: Proletarya Diktatörlüğü Bu evre, kapitalist toplumdan doğan ve halâ eski toplumun "doğum lekelerini" taşıyan bir geçiş dönemidir. Kapitalizmin yıkılmasından sonra, toplumun bütüncül bir yeniden inşası başlar. Marx bu evre için Komünist Manifesto'da on önlem sıralar:

  1. Toprak mülkiyetinin kamulaştırılması: Toprak devletin mülkü olur, toprak rantı kamusal amaçlar için kullanılır. Köylülerin kendi rızalarıyla ortak mülkiyete geçmeleri hedeflenir.
  2. Ağır artan oranlı gelir vergisi: Gelir eşitsizliklerini azaltmayı amaçlar.
  3. Miras hakkının kaldırılması: Aile servetleri arasındaki eşitsizliği ortadan kaldırır, herkesin hayata eşit maddi olanaklarla başlamasını sağlar.
  4. Göçmenlerin ve isyancıların mülklerinin kamulaştırılması: Karşıdevrimci eylemleri engellemek ve kamusal mülkiyeti arttırmak için bir uyarı niteliğindedir.
  5. Kredilerin devlet elinde merkezileşmesi: Ulusal bir banka aracılığıyla sermaye sahiplerinin gücünü ellerinden alır, devletin ekonomiyi kontrol etmesini sağlar.
  6. İletişim ve ulaşımın devlet elinde merkezileşmesi: Ulusal ekonominin kontrolünü kapitalistlerden alır ve toplumsal ihtiyaçlar temelinde iletişim sistemleri geliştirilir.
  7. Üretim araçları ve fabrikaların genişletilmesi, boş arazilerin tarıma açılması, toprağın verimliliğinin ortak bir plan dahilinde arttırılması: Devletin ekonomiye doğrudan müdahalesini ve üretim potansiyelini arttırma çabasını gösterir.
  8. Herkesin çalışmaya eşit derecede yükümlü olması: Çalışmayan azınlığı besleyen parazitvari durumu sona erdirir, üretici emeğin sınıfsal niteliğini kaybetmesini sağlar.
  9. Tarımın imalat sanayiyle birleştirilmesi, köy ve kent arasındaki ayrımın aşama aşama kaldırılması: İnsan türünün "hapsolmuş kent hayvanı" ve "hapsolmuş köy hayvanı" arasındaki zararlı ayrışmayı ortadan kaldırır, nüfusun daha eşit dağılımını sağlar.
  10. Bütün çocukların kamuya ait okullarda parasız eğitimi, çocuk işçiliğin kaldırılması, eğitimin sanayi üretimiyle bağlantılandırılması: Çocukların tam gelişimini sağlayacak, üretici emekle eğitimi birleştiren bir sistem öngörür.

Proletarya Diktatörlüğünde Yönetim:

  • Marx, "proletarya diktatörlüğü" kavramını, çoğunluğun (işçi sınıfının) demokratik yönetimi anlamında kullanır. Eski Roma'daki kriz dönemlerinde seçilen diktatör gibi, belirli bir süre için görevde kalır.
  • Paris Komünü'nün örgütlenme biçimi, işçi devletinin genel hatlarını verir: Seçilen meclis üyeleri kısa süreli yükümlülükler alır ve değiştirilebilir. Polis ve ordu dağıtılır, yerini silahlandırılmış halka bırakır. Yargıçlar ve savcılar da seçimle göreve gelir, yükümlüdür ve geri çağrılabilir.
  • Marx, işçilerin kendi çıkarlarının farkına varabileceğine ve bu çıkarlar doğrultusunda hareket edebileceğine inanır. Yönetimde görev alanların, kendi sınıflarının çıkarlarıyla çatışan önemli çıkarları olmadığını düşünür.
  • Proletarya diktatörlüğü, kapitalizmden kalan tüm maddi ve insani görünümleri dönüştürmeyi hedefler ve "sürekli devrim" gibi işler. Eski düzenin artıklarıyla mücadele etmek ve yeni toplumu inşa etmek için zor araçları kullanabilir.
  • Marx, bu yönetimin kısa sürede dünyaya yayılmasını bekler, çünkü kapitalizm evrensel bir ilişki yaratır ve farklı ülkelerdeki aynı sınıflar özdeş çıkarlara sahiptir.

Proletarya Diktatörlüğünde Ekonomi ve Dağıtım:

  • Çalışma koşulları insani, makul ve keyifli hale getirilir. İş günü kısalır ve toplam toplumsal üründe azalma yaşanmaz, çünkü herkes çalışır ve üretici güçler tam kapasiteyle kullanılır.
  • Zenginliğin temeli maddi nesneler değil, boş zamandır.
  • Tüm komünist planlamanın ilk hedefi "toplumsal ihtiyaçların" karşılanmasıdır. Planlamacılar toplumsal ihtiyaçlar, emek-zaman ve üretim araçları arasında denge kurar.
  • Dağıtımda, toplumsal üründen genel yönetim maliyetleri, ortak ihtiyaçlar (okul, sağlık) ve çalışamayanlar için fonlar düşüldükten sonra, herkes "topluma ne verdiyse, toplumdan tam tamına onu geri alır." Bu, "eşit işe eşit ücret" ilkesinin bir ifadesidir.
  • Para kullanımı sınırlıdır, "emek makbuzları" kullanılır. Bu makbuzlar, harcanan emek-zamanın dengini fondan tüketim maddeleri biçiminde alma yetkisi verir ve dolaşıma girmezler.
  • "Eşit işe eşit ücret" ilkesi, bireylerin farklı yeteneklerinden kaynaklanan üretkenlik kapasitesindeki farklılıkları doğal ayrıcalıklar olarak kabul eder, ancak sınıf ayrımlarına yol açmaz.

2. İkinci Evre: Tam Komünizm Tam komünizm, kapitalizmle tanımlanmayan, yabancılaşmanın tamamen ortadan kalktığı ve toplumsal mülkiyetin her yere yayıldığı nihai aşamadır.

  • Maddi Bolluk ve Gelişmişlik: Önceki evrede çoğaltılan zenginlik sayesinde toplumda muazzam bir maddi ürün bolluğu vardır. Teknoloji çok gelişmiştir, şehirler yenilenmiş, kırsal alanlarda modern kentler kurulmuştur.
  • İş Bölümünün Sonu: Bireylerin hayat boyu tek bir işe olan bağımlılığı sona erer. İnsanlar çok çeşitli işlerde çalışır, kol ve kafa emeği arasındaki antitez ortadan kalkar. Herkes "bir avcı, balıkçı, hayvan yetiştiricisi ve eleştirmen" olabilir. Sanatsal ve bilimsel yetenekler tekil kişilerde yoğunlaşmak yerine herkes tarafından geliştirilir.
  • Yüksek Seviyede İş birliği ve Karşılıklı İlgi: İnsanlar, üretirken, tüketirken ve boş zamanlarda diğer insanlarla birlikte ve onlar için hareket etmeyi öncelikli arzular. Karşılıklı bağımlılık dünya çapına yayılmıştır ve birey, insanlığı kendisinin bir parçası olarak tanır. Diğerlerinin ihtiyaçlarını kendi ihtiyacı gibi görür.
  • Toplumsal Mülkiyetin Yaygınlaşması: Üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti tüm doğayı kapsayacak şekilde genişler. Özel mülkiyetin bütün biçimleri feshedilir. Maddi kaynakların kıtlığı ortadan kalktığı için rekabet eden çıkarlar ve herhangi bir şey üzerinde hak iddia etme gereği kalmaz. "Herkese ihtiyacına göre" ilkesi geçerlidir.
  • Doğa Üzerinde Ustalıkla Kontrol: İnsanlar doğanın nesnesi olmaktan çıkar, doğanın güçleri ve nesneleri üzerinde ustaca kontrol sağlar. Bilgisizlikten kaynaklanan "doğa kanunları" ortadan kalkar. Doğa bilimleri ile toplum bilimleri birleşir. İnsan, kendi hedeflerine uyması için dünyayı değiştirir. Dil bile "tamamen bireylerin kontrolüne girer."
  • Dışsal Kanunlar ve Zorun Yokluğu: Üretim dışındaki faaliyetlerde dışsal bir düzenleme yoktur. Üretimde ise gönüllü bir orkestra şefi gibi işleyen bir koordinasyon vardır. Kısıtlayıcı kanunlar, zor ve ceza ortadan kalkar. Devlet "sönümlenir".
  • Ayrımcılıkların Ortadan Kalkması: Milliyet, ırk, din, coğrafi bölgeler (köylü-kentli), meslek, sınıf ve aile temelindeki ayrımlar yok olur. İnsanlar birbirlerini birey olarak görürler. Tek bir dil konuşulması muhtemeldir. Aile, burjuva biçiminden sıyrılarak birlikte yaşama, tek eşli cinsel ilişki ve çocukların ortak büyütülmesi esasına dayanır.

Komünist İnsan: Geleceğin yurttaşı, birçok farklı işe ilgi duyan ve bunları yapabilecek beceriye sahip, daimî olarak ve yüksek seviyelerde iş birliğine açık, bütün nesneleri "bizim" olarak değerlendiren, doğa güçleri üzerinde ustalıklı kontrolün parçası olan, dışarıdan dayatılan kurallara gerek duymadan kendi eylemlerini kendi düzenleyen biridir. Parlak zekalı, oldukça akılcı, toplumsallaşmış, insani ve başarılı bir yaratıcıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[MAR] YOUTUBE KANALI

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]