Friedrich Engels'in "Almanya'da Devrim ve Karşı-Devrim" adlı eserinin analizi, 1848-49 Alman Devrimi'nin başarısızlığını, devrime katılan sınıfların yapısal zayıflıkları ve stratejik hataları üzerinden açıklamaktadır. Devrimin yenilgisinin temel nedenleri, Alman burjuvazisinin siyasi iktidarı ele geçirme konusunda gösterdiği korkaklık ve kararsızlık; küçük-burjuvazinin sallantılı ve eylemsiz doğası ve proletaryanın henüz bağımsız bir siyasi güç olarak olgunlaşmamış olmasıdır.
Engels'e
göre, ekonomik olarak gelişmekte olan ancak siyasi olarak feodal ve bürokratik
yapılar tarafından engellenen Alman burjuvazisi, devrimin liderliğini
üstlenmiştir. Ancak Fransa'daki işçi sınıfı hareketinden duyduğu korku, onu
mutlakiyetçi güçlerle (soyluluk, bürokrasi ve ordu) uzlaşmaya itmiştir. Kendi
devrimci ideallerine ve müttefikleri olan halk kitlelerine ihanet eden
burjuvazi, karşı-devrimin en önemli kolaylaştırıcısı olmuştur.
Frankfurt
Ulusal Meclisi, devrimin merkezî otoritesi olma potansiyelini, halk
hareketinden duyduğu korku nedeniyle kullanamamış ve etkisiz bir tartışma
platformu olarak kalmıştır. Bu siyasi boşluk, Prusya ve Avusturya'daki eski
rejim güçlerinin yeniden toparlanarak ordularını devrimci hareketleri ezmek
için kullanmasına olanak tanımıştır. Sonuç olarak, Viyana ve Berlin'deki
ayaklanmaların bastırılmasıyla devrim sona ermiş ve Almanya'da karşı-devrim
mutlak bir zafer kazanmıştır. Bu süreç, burjuvazinin iktidardan kovulması ve
devrimci kazanımların tamamen ortadan kaldırılmasıyla neticelenmiştir.
Eserin
Tarihsel Bağlamı ve Oluşumu
Friedrich
Engels tarafından kaleme alınan "Almanya'da Devrim ve Karşı-Devrim,"
başlangıçta New York Daily Tribune gazetesinde Karl Marx
imzasıyla yayınlanan 19 makaleden oluşan bir dizidir. 1848 devrimi sırasında
Marx ile tanışan gazetenin editörü Charles Dana'nın 1851'deki teklifi üzerine
Marx, Londra muhabirliği görevini üstlenmiş ve bu çalışmalara Engels'i de dahil
etmiştir. Engels, Ağustos 1851 ile Eylül 1852 arasında bu makaleleri yazmış,
Marx ise New York'a gönderilmeden önce gözden geçirmiştir. Eser, 1848-49 Alman
Devrimi'ni, bu dönemdeki sınıf mücadelelerini ve partilerin eylemlerini
tarihsel materyalist bir bakış açısıyla analiz eder.
Devrim
Öncesi Almanya'nın Durumu
1.
Sosyo-Ekonomik Yapı ve Siyasal Bölünmüşlük
1848
öncesi Almanya, feodal ilişkilerin ve toprak mülkiyetinin hâkim olduğu bir
yapıdaydı. Soyluluk, ayrıcalıklarının büyük bir kısmını koruyor ve bürokrasi
ile ordunun üst kademelerini oluşturuyordu. Burjuvazi, İngiltere ve Fransa'daki
muadillerine kıyasla sayıca zayıf, dağınık ve az gelişmişti. Alman sanayisinin
geri kalmasının başlıca nedenleri şunlardı:
• Coğrafi
Konum: Dünya ticaretinin Atlantik'e kaymasıyla Almanya'nın elverişsiz
bir konumda kalması.
• Savaşlar: 16.
yüzyıldan itibaren Almanya topraklarında yaşanan sürekli savaşlar.
Buna
rağmen, 1815'ten itibaren burjuvazinin zenginliği ve siyasi etkisi artmaya
başlamıştır. Özellikle Prusya öncülüğünde 1834'te kurulan Zollverein
(Gümrük Birliği), iç pazarın oluşumunu hızlandırmış ve farklı devletlere
bölünmüş Alman burjuvazisinin çıkarlarını ortaklaştırarak merkezileşmesine
katkı sağlamıştır.
2.
Sınıfsal Yapı ve Dinamikler
Engels,
Almanya'daki temel sınıfları şöyle tanımlar:
• Soylular: Ayrıcalıklarını
koruyan, siyasi ve askeri gücü elinde tutan egemen sınıf.
• Burjuvazi: Ekonomik
olarak güçlenen ancak siyasi iktidardan yoksun olan sınıf. 1840'tan itibaren
liberal muhalefetin liderliğini üstlenmiş ve anayasa ile basın özgürlüğü gibi
taleplerde bulunmuştur.
• Küçük-Burjuvazi: Küçük
esnaf ve dükkâncılardan oluşan kalabalık bir sınıf. Konumu gereği burjuvazi ile
proletarya arasında gidip gelen, son derece sallantılı ve kararsız bir yapıya
sahiptir. Monarşiye bağımlılığı nedeniyle genellikle itaatkâr bir tutum
sergiler.
• Proletarya: İngiltere
ve Fransa'ya göre geri bir aşamadadır. Büyük çoğunluğu modern sanayi yerine
küçük zanaatkârlar tarafından istihdam edilmektedir. Bağımsız siyasi hareketi,
1844'teki Silezya ve Bohemya dokumacılarının ayaklanmalarıyla başlamıştır.
• Köylüler: Çeşitli
tabakalara ayrılmıştır:
◦ Büyük
ve Orta Köylüler: Anti-feodal burjuvaziyle hareket etme
eğilimindedirler.
◦ Küçük
"Özgür" Köylüler: Özellikle Renanya'da yaygındır ve
tefecilere borçludurlar.
◦ Feodal
Toprak Kiracıları ve Tarım İşçileri: Devrim öncesi apolitiktirler,
ancak devrimle birlikte hareketlenmeleri beklenir. Kırsal nüfus, bağımsız bir
hareket yaratma kapasitesinden yoksundur ve kentlerden gelecek bir itkiye
ihtiyaç duyar.
3.
Fikri ve Siyasi Muhalefetin Doğuşu
1840'ta
Prusya tahtına geçen IV. Friedrich Wilhelm'in anayasa vaatlerini yerine
getirmemesi üzerine burjuvazinin liderliğindeki liberal muhalefet güçlenmiştir.
Bu dönemde muhalefet çeşitli biçimler almıştır:
• Edebi
Akımlar: "Genç Almanya" gibi edebi akımlar, muhalif
fikirleri yaymıştır.
• Felsefi
Muhalefet: Hegel'in takipçisi olan Genç-Hegelciler, Hıristiyanlığa
yönelik felsefi eleştirilerle dolaylı bir siyasi muhalefet yürütmüşlerdir.
• Basın: Burjuvazi
ve felsefi muhalefetin iş birliğiyle 1842'de Köln'de çıkarılan Rheinische
Zeitung gibi gazeteler, toplumsal sorunları tartışmaya açmıştır.
• Dinsel
Muhalefet: Almanya'nın birliği düşüncesi, yeni mezheplerin ortak bir
din yaratma çabalarında örtük olarak yer almıştır.
1847'deki
açlık yılı ve ekmek ayaklanmaları, toplumsal hoşnutsuzluğu zirveye taşımış ve
devrim için koşulları olgunlaştırmıştır.
Avusturya
İmparatorluğu'ndaki Koşullar
Prens
Metternich yönetimindeki Avusturya, feodal toprak sahipleri ve büyük bankerlere
dayanan mutlakiyetçi bir yapıya sahipti. Metternich, imparatorluk altındaki
farklı ulusları birbirine karşı kullanarak otoritesini sürdürüyordu. 1843'e
kadar Avrupa'dan yalıtılmış bir görünüm sergileyen Avusturya'da bu tarihten
sonra sanayileşme ve demiryollarının yapımıyla burjuvazi yavaş yavaş gelişmeye
başlamıştır.
Gelişen
burjuvazi, entelektüel çevreler ve yoksullaşan soyluların bir kısmı reform
taleplerinde bulunmaya başlamıştır. Avusturya dışına çıkan yazarların eserleri
kaçak yollarla ülkeye girerek siyasal bilgilenmeyi artırmıştır. 1847'ye
gelindiğinde Almanya'daki siyasi çalkantı Avusturya'ya da sıçramış, bankerler
dahi yönetime olan güvenlerini yitirmiş ve devrim koşulları burada da
olgunlaşmıştır.
1848
Devrimlerinin Patlak Vermesi ve İlk Aşama
24
Şubat 1848'de Fransa'da cumhuriyetin ilanı, Avrupa çapında bir devrim dalgasını
tetiklemiştir.
• 13
Mart: Viyana halkı ayaklanarak Metternich hükümetini devirdi.
• 18
Mart: Berlin halkı ayaklanarak krallığı geri adım atmaya zorladı.
• Diğer
küçük Alman devletlerinde de başarılı ayaklanmalar yaşandı.
Devrimin ilk aşaması, farklı sınıfların geçici bir güç birliği kurmasıyla karakterize edilir. Ancak iktidar ele geçirilir geçirilmez bu birlik dağılmış ve sınıflar arası mücadeleler başlamıştır.
Olay/Merkez
Temel Dinamikler ve Sonuçlar
Viyana Ayaklanması
Burjuvazi ve küçük dükkâncılar Ulusal Muhafız'da örgütlenirken, işçiler ve öğrenciler de silahlandı. Öğrencilerin baskısıyla Güvenlik Komitesi devrimci kararlar aldı. Mayıs ayındaki karşı-devrimci girişimler, yeni ayaklanmalarla püskürtüldü ve sınıflar arası ittifak geçici olarak yeniden kuruldu.
Berlin Ayaklanması
Viyana'nın aksine, burjuvazi işçi sınıfının gücünden korktuğu için devrime mesafeli durdu. Kralın küçük ödünleriyle yetinmeye çalışsa da, ordunun halka saldırmasıyla başlayan sokak savaşlarını işçi sınıfı kazandı. Burjuvazi, devrimden sonra iktidarı ele almasına rağmen (Camphausen-Hansemann hükümeti), kitle hareketinden duyduğu korkuyla eski bürokratik aygıtı korudu ve devrilen sistemin yandaşlarıyla ittifak kurdu.
Köylü Hareketleri
Prusya'da köylüler, feodal yükümlülüklerden kurtulmak için devrimden yararlandı. Ancak özel mülkiyete yönelik bir tehdit olarak algılanan bu hareketlerden korkan burjuvazi ve küçük-burjuvazi, köylülere destek vermedi ve anti-feodal yöneliminden vazgeçti.
Frankfurt Ulusal Meclisi'nin Rolü ve Başarısızlığı
Viyana
ve Berlin ayaklanmalarından sonra toplanan Frankfurt Alman Ulusal Meclisi'nden
halk, Almanya'nın birliğini sağlamasını ve en yüksek otorite olmasını
bekliyordu. Ancak meclis, bu beklentileri boşa çıkardı:
• Eylemsizlik: Halk
hareketinden korktuğu için kendini egemen ilan etmedi, hükümet kurmadı ve yasa
gücünde kararlar almadı.
• İktidarsızlık: Hiçbir
şeyi değiştirmeyen, yetkileri belirsiz bir merkezi otorite olarak kaldı. Tahta,
gümrük engellerine ve prenslerin iktidarına dokunmadı.
• Halka
İhanet: Mainz'de halkın silahsızlandırılması gibi karşı-devrimci
hareketlere sessiz kalarak halkın gücünü arkasına almayı reddetti.
Bu
meclis, devrimin yazgısı Viyana ve Berlin'de belirlenirken, küçük-burjuvaziyi
oyalayan etkisiz bir kurum işlevi görmüştür.
Karşı-Devrimin
Yükselişi ve Zaferi
Haziran
1848'de Paris proletaryasının ayaklanmasının ezilmesi, Avrupa'daki
karşı-devrimci güçlere cesaret verdi. Almanya'da ordu yeniden devletin en etkin
gücü haline geldi ve eski feodal-bürokratik parti, geçici müttefiki olan
burjuvaziden kurtulmak için harekete geçti.
Panslavizm
ve Dış İlişkilerin Rolü
Devrimin
dış ilişkileri de karmaşıktı. Özellikle Avusturya'daki Slav halkları arasında
gelişen Panslavizm akımı, Rus çarlığının çıkarlarına hizmet
eden anti-tarihsel bir hareket olarak tanımlanmaktadır. Bohemya ve
Hırvatistan'daki Panslavistler, Alman ve Macar devrimci unsurlara karşı
Avusturya monarşisiyle iş birliği yaparak karşı-devrimin güçlenmesine katkı
sağladılar. Prag'daki Slav Kongresi, Avusturya ordusu tarafından dağıtıldı.
Viyana'daki
Ekim Ayaklanması ve Bastırılması
5
Ekim 1848'de imparatorun Macar diyetini dağıtması ve Hırvat Ban Jellachich'i
Macaristan'a vali ataması, Viyana'da yeni bir ayaklanmayı tetikledi. Halk,
öğrenciler ve Ulusal Muhafız'ın bir kısmı, Macaristan'a gönderilmek istenen
birliklere karşı çıkarak 6 Ekim'de zafer kazandı.
Ancak
bu zafer kalıcı olamadı. İmparator ve saray Olmutz'a kaçarak karşı-devrimci
güçleri (Windischgraetz komutasındaki ordu ve Slav birlikleri) topladı.
Viyana'daki devrimci güçler ise dağınık, örgütsüz ve lidersizdi. Macar
ordusunun ve Alman halkının beklenen yardımı gelmedi. Sonuç olarak,
Windischgraetz'in ordusu Viyana'ya saldırdı ve 1 Kasım 1848'de şehir düştü.
Viyana'nın
düşüşü, devrim için bir dönüm noktası oldu. Prusya kralı bu gelişmeden cesaret
alarak 9 Kasım'da Berlin'deki kurucu meclisi dağıttı ve sıkıyönetim ilan etti.
Böylece karşı-devrim, Almanya'nın iki büyük merkezinde de zafere ulaştı.
Devrimin
Son Evresi ve Nihai Yenilgi
1849'un
ilk aylarında Prusya ve Avusturya'da mutlakiyetçi yönetimler yeniden tesis
edildi. Bu süreçte Frankfurt Meclisi, Prusya kralını Alman imparatoru seçti
ancak kral bu tacı reddetti. Meclisin hazırladığı liberal Reich
Anayasası, burjuvazi ve küçük-burjuvazi tarafından devrimi sonlandırmak
umuduyla desteklendi.
Ancak
Prusya ve diğer büyük devletlerin anayasayı reddetmesi, Mayıs 1849'da
Almanya'nın çeşitli yerlerinde (Saksonya, Baden vb.) anayasayı savunmak için
yeni silahlı ayaklanmaların başlamasına neden oldu.
• Liderlik
Zafiyeti: Bu ayaklanmaların liderliğini üstlenen küçük-burjuvazi,
korkak, kararsız ve eylemde yeteneksiz olduğunu bir kez daha kanıtladı.
• Frankfurt
Meclisi'nin Sonu: Frankfurt Meclisi'ndeki demokratlar, ayaklanmalara
önderlik etmek yerine ezilmelerine göz yumdu. Meclis, siyasi olarak tamamen
etkisizleştikten sonra 18 Haziran 1849'da kapatıldı.
• Askeri
Yenilgi: Ayaklanmaların gerçek dövüşken gücünü oluşturan işçiler ve
onlara katılan diğer halk kesimleri, örgütsüz ve lidersiz oldukları için Prusya
ordusu tarafından kolayca bastırıldı. Temmuz 1849'da tüm isyanlar sona erdi.
Böylece, birinci Alman devrimi, karşı-devrimin tam zaferiyle sonuçlanmış oldu. Burjuvazi hem devrime ihanet etmiş hem de sonunda iktidardan tamamen kovularak kendi siyasi iflasını hazırlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.