Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm: Tarihin Çözülen Bilmecesi

11 Eylül 2025 Perşembe

Almanya'da Devrim ve Karşı-Devrim: Friedrich Engels | Özet

Friedrich Engels'in "Almanya'da Devrim ve Karşı-Devrim" adlı eserinin analizi, 1848-49 Alman Devrimi'nin başarısızlığını, devrime katılan sınıfların yapısal zayıflıkları ve stratejik hataları üzerinden açıklamaktadır. Devrimin yenilgisinin temel nedenleri, Alman burjuvazisinin siyasi iktidarı ele geçirme konusunda gösterdiği korkaklık ve kararsızlık; küçük-burjuvazinin sallantılı ve eylemsiz doğası ve proletaryanın henüz bağımsız bir siyasi güç olarak olgunlaşmamış olmasıdır.

Engels'e göre, ekonomik olarak gelişmekte olan ancak siyasi olarak feodal ve bürokratik yapılar tarafından engellenen Alman burjuvazisi, devrimin liderliğini üstlenmiştir. Ancak Fransa'daki işçi sınıfı hareketinden duyduğu korku, onu mutlakiyetçi güçlerle (soyluluk, bürokrasi ve ordu) uzlaşmaya itmiştir. Kendi devrimci ideallerine ve müttefikleri olan halk kitlelerine ihanet eden burjuvazi, karşı-devrimin en önemli kolaylaştırıcısı olmuştur.

Frankfurt Ulusal Meclisi, devrimin merkezî otoritesi olma potansiyelini, halk hareketinden duyduğu korku nedeniyle kullanamamış ve etkisiz bir tartışma platformu olarak kalmıştır. Bu siyasi boşluk, Prusya ve Avusturya'daki eski rejim güçlerinin yeniden toparlanarak ordularını devrimci hareketleri ezmek için kullanmasına olanak tanımıştır. Sonuç olarak, Viyana ve Berlin'deki ayaklanmaların bastırılmasıyla devrim sona ermiş ve Almanya'da karşı-devrim mutlak bir zafer kazanmıştır. Bu süreç, burjuvazinin iktidardan kovulması ve devrimci kazanımların tamamen ortadan kaldırılmasıyla neticelenmiştir.

Eserin Tarihsel Bağlamı ve Oluşumu

Friedrich Engels tarafından kaleme alınan "Almanya'da Devrim ve Karşı-Devrim," başlangıçta New York Daily Tribune gazetesinde Karl Marx imzasıyla yayınlanan 19 makaleden oluşan bir dizidir. 1848 devrimi sırasında Marx ile tanışan gazetenin editörü Charles Dana'nın 1851'deki teklifi üzerine Marx, Londra muhabirliği görevini üstlenmiş ve bu çalışmalara Engels'i de dahil etmiştir. Engels, Ağustos 1851 ile Eylül 1852 arasında bu makaleleri yazmış, Marx ise New York'a gönderilmeden önce gözden geçirmiştir. Eser, 1848-49 Alman Devrimi'ni, bu dönemdeki sınıf mücadelelerini ve partilerin eylemlerini tarihsel materyalist bir bakış açısıyla analiz eder.

Devrim Öncesi Almanya'nın Durumu

1. Sosyo-Ekonomik Yapı ve Siyasal Bölünmüşlük

1848 öncesi Almanya, feodal ilişkilerin ve toprak mülkiyetinin hâkim olduğu bir yapıdaydı. Soyluluk, ayrıcalıklarının büyük bir kısmını koruyor ve bürokrasi ile ordunun üst kademelerini oluşturuyordu. Burjuvazi, İngiltere ve Fransa'daki muadillerine kıyasla sayıca zayıf, dağınık ve az gelişmişti. Alman sanayisinin geri kalmasının başlıca nedenleri şunlardı:

• Coğrafi Konum: Dünya ticaretinin Atlantik'e kaymasıyla Almanya'nın elverişsiz bir konumda kalması.

• Savaşlar: 16. yüzyıldan itibaren Almanya topraklarında yaşanan sürekli savaşlar.

Buna rağmen, 1815'ten itibaren burjuvazinin zenginliği ve siyasi etkisi artmaya başlamıştır. Özellikle Prusya öncülüğünde 1834'te kurulan Zollverein (Gümrük Birliği), iç pazarın oluşumunu hızlandırmış ve farklı devletlere bölünmüş Alman burjuvazisinin çıkarlarını ortaklaştırarak merkezileşmesine katkı sağlamıştır.

2. Sınıfsal Yapı ve Dinamikler

Engels, Almanya'daki temel sınıfları şöyle tanımlar:

• Soylular: Ayrıcalıklarını koruyan, siyasi ve askeri gücü elinde tutan egemen sınıf.

• Burjuvazi: Ekonomik olarak güçlenen ancak siyasi iktidardan yoksun olan sınıf. 1840'tan itibaren liberal muhalefetin liderliğini üstlenmiş ve anayasa ile basın özgürlüğü gibi taleplerde bulunmuştur.

• Küçük-Burjuvazi: Küçük esnaf ve dükkâncılardan oluşan kalabalık bir sınıf. Konumu gereği burjuvazi ile proletarya arasında gidip gelen, son derece sallantılı ve kararsız bir yapıya sahiptir. Monarşiye bağımlılığı nedeniyle genellikle itaatkâr bir tutum sergiler.

• Proletarya: İngiltere ve Fransa'ya göre geri bir aşamadadır. Büyük çoğunluğu modern sanayi yerine küçük zanaatkârlar tarafından istihdam edilmektedir. Bağımsız siyasi hareketi, 1844'teki Silezya ve Bohemya dokumacılarının ayaklanmalarıyla başlamıştır.

• Köylüler: Çeşitli tabakalara ayrılmıştır:

    ◦ Büyük ve Orta Köylüler: Anti-feodal burjuvaziyle hareket etme eğilimindedirler.

    ◦ Küçük "Özgür" Köylüler: Özellikle Renanya'da yaygındır ve tefecilere borçludurlar.

    ◦ Feodal Toprak Kiracıları ve Tarım İşçileri: Devrim öncesi apolitiktirler, ancak devrimle birlikte hareketlenmeleri beklenir. Kırsal nüfus, bağımsız bir hareket yaratma kapasitesinden yoksundur ve kentlerden gelecek bir itkiye ihtiyaç duyar.

3. Fikri ve Siyasi Muhalefetin Doğuşu

1840'ta Prusya tahtına geçen IV. Friedrich Wilhelm'in anayasa vaatlerini yerine getirmemesi üzerine burjuvazinin liderliğindeki liberal muhalefet güçlenmiştir. Bu dönemde muhalefet çeşitli biçimler almıştır:

• Edebi Akımlar: "Genç Almanya" gibi edebi akımlar, muhalif fikirleri yaymıştır.

• Felsefi Muhalefet: Hegel'in takipçisi olan Genç-Hegelciler, Hıristiyanlığa yönelik felsefi eleştirilerle dolaylı bir siyasi muhalefet yürütmüşlerdir.

• Basın: Burjuvazi ve felsefi muhalefetin iş birliğiyle 1842'de Köln'de çıkarılan Rheinische Zeitung gibi gazeteler, toplumsal sorunları tartışmaya açmıştır.

• Dinsel Muhalefet: Almanya'nın birliği düşüncesi, yeni mezheplerin ortak bir din yaratma çabalarında örtük olarak yer almıştır.

1847'deki açlık yılı ve ekmek ayaklanmaları, toplumsal hoşnutsuzluğu zirveye taşımış ve devrim için koşulları olgunlaştırmıştır.

Avusturya İmparatorluğu'ndaki Koşullar

Prens Metternich yönetimindeki Avusturya, feodal toprak sahipleri ve büyük bankerlere dayanan mutlakiyetçi bir yapıya sahipti. Metternich, imparatorluk altındaki farklı ulusları birbirine karşı kullanarak otoritesini sürdürüyordu. 1843'e kadar Avrupa'dan yalıtılmış bir görünüm sergileyen Avusturya'da bu tarihten sonra sanayileşme ve demiryollarının yapımıyla burjuvazi yavaş yavaş gelişmeye başlamıştır.

Gelişen burjuvazi, entelektüel çevreler ve yoksullaşan soyluların bir kısmı reform taleplerinde bulunmaya başlamıştır. Avusturya dışına çıkan yazarların eserleri kaçak yollarla ülkeye girerek siyasal bilgilenmeyi artırmıştır. 1847'ye gelindiğinde Almanya'daki siyasi çalkantı Avusturya'ya da sıçramış, bankerler dahi yönetime olan güvenlerini yitirmiş ve devrim koşulları burada da olgunlaşmıştır.

1848 Devrimlerinin Patlak Vermesi ve İlk Aşama

24 Şubat 1848'de Fransa'da cumhuriyetin ilanı, Avrupa çapında bir devrim dalgasını tetiklemiştir.

• 13 Mart: Viyana halkı ayaklanarak Metternich hükümetini devirdi.

• 18 Mart: Berlin halkı ayaklanarak krallığı geri adım atmaya zorladı.

• Diğer küçük Alman devletlerinde de başarılı ayaklanmalar yaşandı.

Devrimin ilk aşaması, farklı sınıfların geçici bir güç birliği kurmasıyla karakterize edilir. Ancak iktidar ele geçirilir geçirilmez bu birlik dağılmış ve sınıflar arası mücadeleler başlamıştır.

Olay/Merkez

Temel Dinamikler ve Sonuçlar

Viyana Ayaklanması

Burjuvazi ve küçük dükkâncılar Ulusal Muhafız'da örgütlenirken, işçiler ve öğrenciler de silahlandı. Öğrencilerin baskısıyla Güvenlik Komitesi devrimci kararlar aldı. Mayıs ayındaki karşı-devrimci girişimler, yeni ayaklanmalarla püskürtüldü ve sınıflar arası ittifak geçici olarak yeniden kuruldu.

Berlin Ayaklanması

Viyana'nın aksine, burjuvazi işçi sınıfının gücünden korktuğu için devrime mesafeli durdu. Kralın küçük ödünleriyle yetinmeye çalışsa da, ordunun halka saldırmasıyla başlayan sokak savaşlarını işçi sınıfı kazandı. Burjuvazi, devrimden sonra iktidarı ele almasına rağmen (Camphausen-Hansemann hükümeti), kitle hareketinden duyduğu korkuyla eski bürokratik aygıtı korudu ve devrilen sistemin yandaşlarıyla ittifak kurdu.

Köylü Hareketleri

Prusya'da köylüler, feodal yükümlülüklerden kurtulmak için devrimden yararlandı. Ancak özel mülkiyete yönelik bir tehdit olarak algılanan bu hareketlerden korkan burjuvazi ve küçük-burjuvazi, köylülere destek vermedi ve anti-feodal yöneliminden vazgeçti.

Frankfurt Ulusal Meclisi'nin Rolü ve Başarısızlığı

Viyana ve Berlin ayaklanmalarından sonra toplanan Frankfurt Alman Ulusal Meclisi'nden halk, Almanya'nın birliğini sağlamasını ve en yüksek otorite olmasını bekliyordu. Ancak meclis, bu beklentileri boşa çıkardı:

• Eylemsizlik: Halk hareketinden korktuğu için kendini egemen ilan etmedi, hükümet kurmadı ve yasa gücünde kararlar almadı.

• İktidarsızlık: Hiçbir şeyi değiştirmeyen, yetkileri belirsiz bir merkezi otorite olarak kaldı. Tahta, gümrük engellerine ve prenslerin iktidarına dokunmadı.

• Halka İhanet: Mainz'de halkın silahsızlandırılması gibi karşı-devrimci hareketlere sessiz kalarak halkın gücünü arkasına almayı reddetti.

Bu meclis, devrimin yazgısı Viyana ve Berlin'de belirlenirken, küçük-burjuvaziyi oyalayan etkisiz bir kurum işlevi görmüştür.

Karşı-Devrimin Yükselişi ve Zaferi

Haziran 1848'de Paris proletaryasının ayaklanmasının ezilmesi, Avrupa'daki karşı-devrimci güçlere cesaret verdi. Almanya'da ordu yeniden devletin en etkin gücü haline geldi ve eski feodal-bürokratik parti, geçici müttefiki olan burjuvaziden kurtulmak için harekete geçti.

Panslavizm ve Dış İlişkilerin Rolü

Devrimin dış ilişkileri de karmaşıktı. Özellikle Avusturya'daki Slav halkları arasında gelişen Panslavizm akımı, Rus çarlığının çıkarlarına hizmet eden anti-tarihsel bir hareket olarak tanımlanmaktadır. Bohemya ve Hırvatistan'daki Panslavistler, Alman ve Macar devrimci unsurlara karşı Avusturya monarşisiyle iş birliği yaparak karşı-devrimin güçlenmesine katkı sağladılar. Prag'daki Slav Kongresi, Avusturya ordusu tarafından dağıtıldı.

Viyana'daki Ekim Ayaklanması ve Bastırılması

5 Ekim 1848'de imparatorun Macar diyetini dağıtması ve Hırvat Ban Jellachich'i Macaristan'a vali ataması, Viyana'da yeni bir ayaklanmayı tetikledi. Halk, öğrenciler ve Ulusal Muhafız'ın bir kısmı, Macaristan'a gönderilmek istenen birliklere karşı çıkarak 6 Ekim'de zafer kazandı.

Ancak bu zafer kalıcı olamadı. İmparator ve saray Olmutz'a kaçarak karşı-devrimci güçleri (Windischgraetz komutasındaki ordu ve Slav birlikleri) topladı. Viyana'daki devrimci güçler ise dağınık, örgütsüz ve lidersizdi. Macar ordusunun ve Alman halkının beklenen yardımı gelmedi. Sonuç olarak, Windischgraetz'in ordusu Viyana'ya saldırdı ve 1 Kasım 1848'de şehir düştü.

Viyana'nın düşüşü, devrim için bir dönüm noktası oldu. Prusya kralı bu gelişmeden cesaret alarak 9 Kasım'da Berlin'deki kurucu meclisi dağıttı ve sıkıyönetim ilan etti. Böylece karşı-devrim, Almanya'nın iki büyük merkezinde de zafere ulaştı.

Devrimin Son Evresi ve Nihai Yenilgi

1849'un ilk aylarında Prusya ve Avusturya'da mutlakiyetçi yönetimler yeniden tesis edildi. Bu süreçte Frankfurt Meclisi, Prusya kralını Alman imparatoru seçti ancak kral bu tacı reddetti. Meclisin hazırladığı liberal Reich Anayasası, burjuvazi ve küçük-burjuvazi tarafından devrimi sonlandırmak umuduyla desteklendi.

Ancak Prusya ve diğer büyük devletlerin anayasayı reddetmesi, Mayıs 1849'da Almanya'nın çeşitli yerlerinde (Saksonya, Baden vb.) anayasayı savunmak için yeni silahlı ayaklanmaların başlamasına neden oldu.

• Liderlik Zafiyeti: Bu ayaklanmaların liderliğini üstlenen küçük-burjuvazi, korkak, kararsız ve eylemde yeteneksiz olduğunu bir kez daha kanıtladı.

• Frankfurt Meclisi'nin Sonu: Frankfurt Meclisi'ndeki demokratlar, ayaklanmalara önderlik etmek yerine ezilmelerine göz yumdu. Meclis, siyasi olarak tamamen etkisizleştikten sonra 18 Haziran 1849'da kapatıldı.

• Askeri Yenilgi: Ayaklanmaların gerçek dövüşken gücünü oluşturan işçiler ve onlara katılan diğer halk kesimleri, örgütsüz ve lidersiz oldukları için Prusya ordusu tarafından kolayca bastırıldı. Temmuz 1849'da tüm isyanlar sona erdi.

Böylece, birinci Alman devrimi, karşı-devrimin tam zaferiyle sonuçlanmış oldu. Burjuvazi hem devrime ihanet etmiş hem de sonunda iktidardan tamamen kovularak kendi siyasi iflasını hazırlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[MAR] YOUTUBE KANALI

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]