Mahmut Boyuneğmez
Giriş
Bu metin, Mahmut Boyuneğmez'in Mantık (Materyalist Diyalektik Teori (MDT) ve Klasik Mantığa Giriş (Notlar)) adlı eserine dayanmaktadır. Metin, Marksist düşüncenin temelini oluşturan Materyalist Diyalektik Teoriyi, onun ana kavramlarını ve gerçekliğe yaklaşımını, ayrıca biçimsel akıl yürütme aracı olan Klasik Mantığı derinlemesine incelemektedir. İki sistem arasındaki farklar ve tamamlayıcı ilişkiler, diyalektik ve klasik mantığın farklı işlevleri örneklerle ortaya konmaktadır.
Bölüm I: Materyalist Diyalektik Teori (MDT)
Materyalist
Diyalektik Teori (MDT), Marksist düşüncenin "grameri"dir ve
gerçekliğin dinamik, ilişkisel ve çelişik doğasını anlamaya odaklanır. MDT'ye
göre, diyalektik formülleri ezberlenerek değil, doğadaki, "tarihteki ve
çağdaş sorunlardaki özgül, geniş ve hayati konularda yakalanarak"
sergilenebilir.
1.
Materyalizmin Temel Aksiyomları:
Materyalizm iki temel aksiyom üzerine kuruludur:
- Varlığın
Bilinçten Bağımsız Nesnel Gerçekliği: Varlık bilinçten bağımsız olarak nesnel gerçekliği
oluşturur. Varlık, madde, enerji, karanlık madde ve karanlık enerji gibi
formları içerir ve düşüncenin dışında var olandır.
- Nesnel
Gerçekliğin Kavranabilirliği:
Toplum ve bilinç dâhil nesnel gerçekliğin öğeleri ve sahip olduğu
ilişkiler, etkileşimler ve değişimler insan aklı tarafından aslına uygun
olarak/doğrulukla kavranabilir. Bu bağlamda materyalizm, bir tür
realizmdir.
2.
Diyalektik: Gerçekliğin Mantığı:
MDT, diyalektiği bir düşünme yönteminden ziyade öncelikle gerçekliğin
"mantığı" olarak kavrar/yorumlar. Diyalektik teori, varlığın
ilişkilerinin, etkileşimlerinin, değişim/gelişiminin ve sahip olduğu oluş,
süreç ve eğilimlerin felsefi düzeyde yorumlanmasıdır. Ancak, diyalektiğin bir
akıl yürütme/düşünme yolu olarak da kullanılabilmesi mümkündür ve bu durum
yadırganmayabilir. Burada önemli olan, diyalektiğin mekanik bir şemaya
indirgenmemesidir.
3.
"Yadsımanın Yadsınması" İlkesine Eleştirel Yaklaşım: MDT’de, "yadsımanın
yadsınması" ilkesinin mekanik kullanımı benimsenmez. Bu ilkenin doğa ve
toplum süreçlerine keyfi bir şablon olarak uygulanması sorunludur. Engels'in
arpa tanesi örneği ve Türkiye'deki devletçi politikaların tarihi (Osmanlı
Devleti’nin son dönemlerindeki merkantilist politikalardan, 1929 bunalımıyla
birlikte devletçi politikalara geçiş, çok daha sonraları 1980’li yıllardan
itibaren neoliberal politikaların bir bileşeni olarak özelleştirmelerin
uygulanması) gibi örneklerde, bu ilkenin nesnel gerçekliğe transferi
gariplikler yaratmaktadır. Oysa doğadaki veya toplumdaki süreçler/ilişkiler
incelenerek, diyalektik mantık yakalanıp, soyutlanmalıdır.
- Marx'ın
Yaklaşımı: Marx'ın
"mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi" soyutlamasını
yaparken, eski mülkiyet ilişkilerini tasfiye eden kapitalist özel
mülkiyetin, bu sefer üretimin giderek belirginleşen toplumsallaşmasıyla
çeliştiğini ve "olumsuzlamanın olumsuzlaması" (yadsımanın
yadsınması) ile aşılacağını belirtmesi, tarihsel gerçeklikten soyutlanmış
bir örüntüdür. Bu, kafadaki bir şablonun tarihe giydirilmesi değildir.
4.
Bilimsel/Realist Düşünme Yöntemi ve Diyalektik Mantık MDT, realist/bilimsel düşünceleri/bilgileri
dört temel özellikle tanımlar: tutarlılık, nesnellik, sınanabilirlik (doğrulanabilirlik
ve yanlışlanabilirlik) ve gelişebilirlik.
- Realist
Yaklaşım: Realist
inançlar, "problem çözme süreci"nin ürünüdür ve metafizik
inançlardan ayrılır. Bilimsel bilgi test edilebilir ve
pratikleştirilebilirken, metafizik inançların içeriği sınanamaz.
- Marx'ın
Yöntemi: Marx'ın Kapital'de
kullandığı yöntem, ampirik somuttan soyutlamalara ulaşma ve daha çok da soyut
kavramlardan düşünülmüş somuta dönmedir. Bu, gerçeklik ile düşünce
arasındaki etkileşimsel bir süreçtir.
- Diyalektik
Bir Yöntem Değil, Bir Yaklaşım/Tarz: Bertell Ollman'ın "diyalektik yöntem"
tanımı sağlıklı değildir. Bilimsel düşünme yöntemlerine, diyalektik yöntem
denemez. Diyalektik, nesnel gerçekliğin mantığı olduğundan, bu kavramı bilimsel/realist
düşünme yöntemi olarak görmek kafa karıştırıcıdır. Diyalektik, ontolojik
bir nitelikler/etkileşim türleri/örüntüler toplamıdır, Hegelci üçlemeye
(olumlama-olumsuzlama-olumsuzlamanın olumsuzlanması) indirgenecek bir
yöntem değildir. Marx bilimsel düşünme/soyutlama yöntemlerini kullanırken,
bir yandan da diyalektik bir tarza/yaklaşıma sahiptir. Çünkü gerçeklik
diyalektik bir mantığa sahip olduğundan bilimsel düşünüş bu mantığı
yansıtmaya çabalar.
5.
Diyalektik Teorinin Temel Terimleri, Kategorileri ve Örüntüleri: MDT, bilimsel yasalar ile felsefi
örüntüler arasında ayrım yapar. Bilimsel yasalar spesifik, kesin ve
evrenselken, felsefi örüntüler daha soyut, genel ve tanımlayıcıdır; gerçekliğin
eğilimlerini tarif ederler.
- Değişim/Devinim,
Oluş, Başkalaşım, Süreç, Denge, Eğilim: Gerçekliğin temel karakteristiği değişimdir. Oluş
(genesis), varlığın bir formdan diğerine geçişidir. Durağanlık mutlak
değişim yokluğu değil, göreli denge durumlarını ifade eder. Metamorfoz
(başkalaşım), morfolojik dönüşümleri anlatır; örneğin tırtıl-kelebek,
iribaş-kurbağa oluş ve gelişim süreçlerinde ya da başkalaşım kayaçlarının
oluşmasında olduğu gibi. Dinamik denge, rakip süreçlerin birbirini
nötrleştirmesiyle oluşur. Örneğin O3 (ozon) tabakasının oluşumu
ve incelmesindeki dinamik denge. Eğilim, farklı süreçlerin belirli bir
sonuca doğru yönelmesidir.
- Uzay-Zaman: Klasik mekaniğin aksine,
uzay-zaman mutlak değil, maddeyle ve hareketiyle ilişkilidir. Einstein'ın
Görelilik Teorisi, zamanın gözlemcinin hareketine ve kütle çekimsel
alanlara bağlı olduğunu gösterir.
- İlişki
ve Etkileşim:
İlişkiler, nesnelerin ve süreçlerin arasındaki zamansal-mekânsal
bağlardır. Etkileşimler ise bu ilişkileri kuran karşılıklı etkilerdir.
Aditif etkileşim, güçlendirme, sinerjistik etkileşim,
stimülasyon/inhibisyon, karşıtlık (antagonizm) ve çelişki, negatif/pozitif
geri besleme gibi etkileşim türleri mevcuttur.
- Gelişim,
Eşitsiz ve Bileşik Gelişim, İlerleme: Gelişim, maddi ve ideal nesnelerin yeni
niteliklerinin ortaya çıkışıyla sonuçlanan, geri döndürülemez, kesinlikle
yönelmiş ve yasayla yönetilen değişimidir. Eşitsiz ve bileşik gelişim,
süreçlerdeki farklı tempoları ve eski ile yeninin bir arada bulunmasını
ifade eden bir örüntüdür. İlerleme, farklılaşmanın, karmaşıklığın ve
organizasyonun artışıdır.
- Nedensellik,
Zorunluluk ve Rastlantı, Belirlenim, Yasa, Refleksivite: Nedensellik, bir fenomenin
diğerine yol açmasıdır ve evrenseldir. Zorunluluk, yasalara tabi olan
neden-sonuç ilişkisidir. Rastlantılar, bir olayın oluşumunda dışarıdan
gelen ve kendi nedensel zincirleri olan faktörlerdir. MDT’ye göre belirlenimcilik
(determinizm), evrende rastlantısal nedenler ve olasılıksallığın varlığını
kabul eder. Refleksivite, bilinçliliğin pratikler aracılığıyla nesnel
gerçekliğe geri yansımasıdır.
- Olanak,
Gerçeklik, Olasılık:
Gerçeklik, olanaklı olanı ve var olanı kapsar. Olanaklar, gerçekliğin
potansiyel gelişme eğilimleridir. Olasılık, olanaklılığın ölçüsüdür ve
istatistiksel yasaların hükmü altındadır. Mikro-kozmosta olasılıksallık,
nesnel gerçekliğin özsel bir özelliğidir.
- Parça
ve Bütün, Sistem, Yapı ve İşlev, Öğe: Bütünlük (totality), olguların ilişkilenmiş bir
aradalığını ifade eder. Sistemler, parçalarının toplamından daha fazladır
("bütün, parçaların toplamından daha fazladır"-Aristoteles),
çünkü "belirmiş" yeni niteliklere sahiptirler. Yapı, sistemin
düzenlenişi ve işleyişidir; işlev ise her bir öğenin oynadığı roldür.
- Öz,
Görüngü (Fenomen), Görünüş:
Öz, varlıkların doğrudan gözlemlenemeyen, zorunlu ve görece değişmez
özellikleridir. Görüngü (fenomen), doğrudan gözlenebilir özellikleri
anlatır, olaylara ve süreçlere karşılık gelir. Görünüş ise olayların
duyumsanış ve algılanış şeklidir.
- İçerik
ve Biçim: İçerik,
varlıkların tüm özelliklerinin, süreçlerinin, ilişkilerinin birliğidir.
Biçim, içerik tarafından belirlenir ve içeriğin dışavurum tarzıdır.
İçerikteki gelişim, eski biçimle uyumsuzluk doğurarak yeni bir biçime yol
açar.
- Tekil-Tikel-Tümel,
Bireysel-Genel-Özel-Evrensel:
Her nesne tekildir. Tikel, bir grup nesneye özgü olan ortak özelliklerdir.
Tümel, bir sınıfın tamamına işaret eden soyut kavramdır. Bireysel, bir
varlığı diğerlerinden ayıran özgün özelliklerdir. Genel, nesnelerin ortak
ve tekrarlanan yanlarını anlatır. Özel, bireysel olandaki farklılıktır.
Evrensel, belirli koşullar altında her durumda ve bağlamda geçerli olan
özelliklerdir.
- Katmanlılık
ve Beliriş (Emergence):
Maddenin atomik, kimyasal, fiziksel, biyolojik, zihinsel ve toplumsal gibi
niteliksel olarak farklı katmanları vardır. "Beliriş", bir
sistemin veya bütünün, parçalarından türetilemeyecek yeni niteliklere
sahip olması durumudur. Beliriş, maddenin organizasyon düzeyindeki geçişlerde
ortaya çıkar.
- Nitelik,
Nicelik, Ölçü, Niceliğin Niteliğe Dönüşümü Örüntüsü (Faz Geçişleri, Eşik
Etkisi): Nitelik,
varlıklara bağımsızlık ve istikrar sağlayan özelliklerdir. Nicelik ise
sayı, büyüklük gibi ölçülebilir değerlerdir. Niceliksel birikimler,
belirli bir "ölçü" veya "eşik değeri" aşıldığında
niteliksel dönüşümlere (sıçramalar) yol açabilmektedir.
- Karşıtlık
(Antagonizma), Karşıtların Birliği ve Mücadelesi, Çelişki: Farklılık, özdeş olmama veya
benzeşmezlik ilişkisidir. Karşıtların birliği, farklı ve zıt süreçlerin
birlikteliğini ve karşılıklı bağımlılığını ifade eder. Çelişki ise,
karşıtlar arasındaki mücadelenin "çatışma" halini aldığı,
dinamik dengenin bozulduğu durumlarda ortaya çıkan etkileşim türüdür. Her
karşıtlık bir çelişki değildir, ancak her çelişki bir karşıtlık içerir.
6.
Kuantum Fiziğine Kısa Bir Bakış:
Kuantum fiziğindeki süperpozisyon, dolanıklık, Heisenberg belirsizlik ilkesi ve
çift yarık deneyi gibi olgu ve kavramlar, mikro-kozmos katmanının kendine özgü
yasalarını ve olasılıksal doğasını anlamak için önemlidir. Bu kavramlar, MDT’nin
gerçekliğin katmanlı olduğu fikrini ve bu katmanda geçerli olan olasılıksal
belirlenimcilik/determinizm anlayışını destekler. Süperpozisyon, olanakların
bir arada bulunmasıdır, karşıtların birliği değildir.
Bölüm
II: Klasik Mantık
Klasik
mantık, doğru akıl yürütmenin kurallarını inceleyen biçimsel bir disiplindir ve
bilim, matematik, felsefe gibi alanlarda temel bir araçtır.
1.
Temel Kavramlar
- Önerme: Doğru veya yanlış olabilen, kesin
bir yargı ifade eden cümledir.
- Basit
Önerme: Yalnızca
bir hüküm içeren önermedir.
- Değili
(¬): Bir önermenin
doğruluk değerini tersine çevirir.
2.
Mantığın Temel İlkeleri:
Klasik mantık üç temel ilkeye dayanır:
- Özdeşlik
İlkesi (A ≡ A):
Bir şey kendisidir. "Bir kedi kedidir."
- Çelişki
İlkesi (¬(A ∧ ¬A)): Bir önerme aynı anda hem doğru hem
yanlış olamaz. "Bu gül kırmızıdır ve kırmızı değildir."
- Üçüncü
Halin İmkânsızlığı İlkesi (A ∨ ¬A): Bir önerme ya doğru ya yanlıştır;
üçüncü bir durum mümkün değildir. "Yağmur yağıyor veya
yağmıyor."
3.
Bileşik Önermeler ve Bağlaçlar
Basit önermeler, "ve" (∧),
"veya" (∨),
"ya da" (⊻),
"ise" (⇒),
"ancak ve ancak" (⇔)
gibi bağlaçlarla birleştirilerek bileşik önermeler oluşturulur. Her bağlacın
kendine özgü doğruluk tablosu vardır.
- Gerektirme
(p ⇒
q): p doğru
olduğunda q'nun da doğru olmasını gerektirir.
- Ters
(¬p ⇒ ¬q), Karşıt (q ⇒ p), Karşıt Ters (¬q ⇒ ¬p): Koşullu önermenin farklı
dönüşümleri. Karşıt ters, bazı durumlarda orijinal önermeyle eşdeğerdir.
- Gerekli
ve Yeterli Koşul:
p ⇒ q'da
p, q için yeterli; q, p için gereklidir.
- Çift
Yönlü Gerektirme (p ⇔ q): p ve q'nun aynı doğruluk değerine
sahip olduğu durumları ifade eder; birbirine hem gerekli hem yeterlidir.
4.
Totoloji ve Çelişki
- Totoloji: Tüm doğruluk değerlerinde doğru
olan bileşik önermedir ("Yağmur yağar veya yağmaz").
- Çelişki
(Klasik Mantık):
Tüm doğruluk değerlerinde yanlış olan bileşik önermedir ("Bu gül
kırmızıdır ve kırmızı değildir").
5.
Niceleyiciler
- Her
Niceleyicisi (∀): Bir kümenin tüm elemanları için
önermenin doğru olduğunu ifade eder ("Her insan ölümlüdür").
- Bazı
Niceleyicisi (∃): Bir kümenin en az bir elemanı için
önermenin doğru olduğunu ifade eder ("Bazı kediler
kuyruksuzdur").
- Benzersizlik
Niceleyicisi (∃!): Yalnızca bir eleman için önermenin
doğru olduğunu ifade eder ("Ankara, Türkiye’nin başkentidir").
6.
Çıkarsama Türleri
- Tümdengelim
Yöntemleri: Genel
kuraldan özel sonuca ulaşma (Doğrudan Çıkarım, Karşıt Tersle Çıkarım,
Olmayana Ergi, Aksine Örnekle Çürütme).
- Tümevarım
Yöntemi:
Gözlemlerden genellemeye ulaşma ("Karga, serçe uçar" ⇒ "Bazı kuşlar uçar").
Bölüm
III: Diyalektik Mantık ile Klasik Mantık Arasındaki Farklar ve İlişki
Bu
iki mantık türü, farklı temellere dayanmakla birlikte birbirini dışlamaz,
aksine tamamlar.
1.
Temel Farklar
- Yaklaşım: Klasik mantık biçimsel, statik bir
akıl yürütme sistemidir ve kesin sınırlar koyar. Diyalektik mantık ise
gerçekliğin süreçsel, ilişkisel ve çelişkili doğasına odaklanır.
- İlkeler: Klasik mantık özdeşlik,
çelişmezlik ve üçüncü halin imkânsızlığına dayanırken, diyalektik mantık
karşıtların birliği ve mücadelesi, nicel-nitel dönüşüm ve çelişki yoluyla
gelişim gibi ilkeleri vurgular.
- Çelişki
Kavramı: Klasik
mantıkta çelişkiler düşüncede kabul edilemezken, diyalektik mantıkta
çelişkiler değişimin motoru olarak gerçeklikte mevcuttur.
- Amaç: Klasik mantık düşüncenin
tutarlılığını sağlamayı hedefler; diyalektik mantık ise gerçekliğin
dinamiklerini ve dönüşümlerini felsefi düzeyde anlamayı amaçlar.
2.
İlişki ve Tamamlayıcılık
Klasik mantık, diyalektik mantığın sahip olduğu yaklaşımla gerçeklik
incelenirken önermelerimiz arasında tutarlı olmamızı sağlar; bu incelemelerde
diyalektik mantık ise geniş bir ontolojik ve epistemolojik çerçeve sunar.
Diyalektik mantık bir "yöntem"den çok, gerçekliğin
"mantığı" olarak görülmelidir; klasik mantık ise bir akıl yürütme
aracıdır.
Bölüm
IV: Eleştiriler
Bilimsel
Yeni Verilerin Işığında Diyalektik Materyalizm adlı kitaba ve Kaan Kangal'ın Engels
ve Diyalektik kitabına dair eleştirel değerlendirmelerimiz şöyledir:
1.
"Bilimsel Yeni Verilerin Işığında Diyalektik Materyalizm" Kitabına
Yönelik Eleştiriler:
- İlkel
Topluluklar: İlkel
sınıfsız topluluklarda bilim, eğitim, sağlık gibi pratiklerin mevcut
olduğu açıktır, bu pratikler realist ve metafizik düşünceler oluşturmuştur
ve oluşan metafizik düşünceler sınanabilir değildir.
- İdealizm
ve Materyalizm:
Pozitivizm "öznel idealizm" türü değildir ve Hegel'in
diyalektiği "nesnel idealizm türevi" sayılamaz. Marx ve
Engels'in felsefeleri Hegel ve Feuerbach'tan ayrı bir kulvarda gelişmiştir,
Feuerbach'ın ise toplumu/tarihi dikkate almayan materyalist bir filozof
olduğu açıktır.
- Diyalektik
Materyalizmin "Yasaları": MDT bilgi üretmez ancak bilgi üretim süreçlerine
yardımcı olabilir. Felsefi teorilerin bilimin sahip olduğu türde
"yasaları" yoktur, bunun yerine MDT tanımlı kavramlar (terimler),
kategoriler ve örüntüler sunar.
- Öz
ve Fenomen Kavramları:
"Fenomen" (görüngü) olayları ve süreçleri anlatır,
"görünüş" (olayların ve süreçlerin algıdaki biçimi) ile eş
anlamlı değildir. Doğadaki ve toplumdaki her öz çelişki içermek zorunda değildir.
- İçerik
ve Biçim: İçerik
her durumda temel çelişkiyi (ya da çelişkileri) içermez ve içerik her
zaman diğer çelişkilerle ilişkili olmak zorunda değildir.
- Hiyerarşi
ve Paralellik (Katmanlılık ve Beliriş): "Hiyerarşi" yerine "katmanlılık"
terimi kullanılmalıdır ve maddenin organizasyon düzeyleri, hiyerarşik
değildir, birbirini kapsayan ve birbiri üzerinde yükselen katmanlardır. "Beliriş"
(emergence) kavramı, yeni organizasyon düzeylerinde ortaya çıkan yeni
mekanizmaları ve yasallıkları anlatır.
- Eğilim
ve Salınım: Süreçler
içerisinde ve arasındaki etkileşimlerin sonucunda ileri ve geri karşıt
yönler oluşur, bunların toplam etkisi eğilimleri oluşturur. Aditif etkileşim, potansiyelizasyon,
sinerjistik etkileşim, stimülasyon/inhibisyon, karşıtlık ve çelişki,
negatif/pozitif geri besleme gibi etkileşim türleri vardır.
- Nicel
Birikimlerin Nitel Değişime Dönüşmesi: Her nicel birikim nitel dönüşüme yol açmaz (örneğin
mağaralarda sarkıt-dikitlerin oluşumu). Niteliksel dönüşümde her zaman veya
tüm boyutlarıyla öz değişmez.
- Karşıtların
Birliği ve Mücadelesi:
Süreçler arasındaki karşıtlıklar her zaman çelişik değildir, çelişki
dinamik dengenin bozulduğu durumlarda ortaya çıkar. Örneğin, işçi sınıfı-sermaye
sınıfı antagonizması, devrimci durumda çelişki formunu alır.
- Yadsımanın
Yadsınması: Bu
"yasa" bir değişim örüntüsü değildir, yalnızca Hegelci akıl
yürütme sürecini anlatır. Doğal/toplumsal tarihte zorlama örneklerle anlatılmaya
çalışılan bu ilkenin içinden “çelişki oluşumu yoluyla gelişme” olarak
nitelenebilecek rasyonel yanını alıp, kullanmak sağlıklıdır.
2.
Kaan Kangal’ın "Engels ve Diyalektik" Kitabına Yönelik Eleştiriler:
- Beliriş
(Emergence):
Kangal'ın beliriş tanımı ve örnekleri sağlıklı değildir. Beliriş, maddenin
organizasyon düzeylerinin birinden diğerine geçildiğinde ortaya çıkan yeni
mekanizmaları ve yasallıkları anlatır, ekosistem dönüşümleri bu kapsamda değildir.
- Çelişkiler
ve Değişim:
Kangal'ın çelişkileri değişimle özdeşleştirmesi yanlıştır. Gerçeklikte
özdeşlik ve farklılık değil, değişim bulunur; özdeşlik ve farklılık
düşünsel düzeydeki soyutlamalardır. Doğadaki hareket örneklerinde
(gezegenlerin yörüngesi gibi) çelişki yerine karşıtların mücadelesinden
bahsedilmesi gerekir.
- Olasılık
ve Çelişki:
Olasılık ile çelişki arasında doğrudan bir bağ yoktur, ihtimallerin
birbirini "dışlaması" ile karşıtların mücadelesindeki
"dışlama" aynı anlamlara gelmez.
- "Gerçek
Karşıtlar":
Kant'ın "gerçek karşıtlar" yaklaşımı (örn. bir gezegenin Güneş'e
düşme ve ondan kaçma eğilimi) daha sağlıklıdır. Bu örnekte bir çelişki
yerine karşıtların mücadelesi bulunmaktadır.
Sonuç
Materyalist Diyalektik Teorinin (MDT) gerçekliği anlama ve yorumlamadaki derinliği burada ortaya konanlardan ibaret değilse de ana hatlarıyla incelenmiştir. MDT, materyalizmin temel aksiyomları üzerine inşa edilmiş, varlığın ilişkisel, etkileşimsel ve dinamik doğasını felsefi düzeyde yorumlayan bir mantıktır. "Yadsımanın yadsınması" ilkesinin mekanik kullanımına eleştirel yaklaşılmalı, Marx'ın diyalektiği bir "tarz" ya da “yaklaşım” olarak benimsediği kavranmalıdır. Klasik mantık ise, biçimsel tutarlılığı sağlayan bir akıl yürütme aracı olarak MDT ile tamamlayıcı bir ilişki içindedir; zira gerçekliği diyalektik bir tarzda incelerken, düşünsel tutarlılığın önemi yadsınmaz. MDT, değişimin, etkileşimin, gelişimin, dinamik dengelerin ve çelişkilerin ontolojik varlığını kabul ederken, bilimsel bilgilerin bu anlayışı zenginleştirdiğini ve bu felsefenin sürekli geliştirilmeye açık olduğunu savunur. Kuantum fiziği gibi modern bilimsel disiplinler, MDT'nin katmanlı gerçeklik ve mikro-kozmos katmanında geçerli olasılıksal belirlenimcilik/determinizm görüşlerini destekler niteliktedir. Sonuç olarak, MDT, bilimsel analizlerle desteklenen ve toplumsal devrimci mücadelelerde yol göstericilerden biri olarak "pusula" işlevi gören, gerçekliğin özünde devrimci olduğu kavrayışında bir dünya görüşü sunar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.