Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm: Tarihin Çözülen Bilmecesi

16 Ağustos 2025 Cumartesi

Materyalist Diyalektik Teori (MDT) ve Klasik Mantık: Özet

Mahmut Boyuneğmez

Giriş

Bu metin, Mahmut Boyuneğmez'in Mantık (Materyalist Diyalektik Teori (MDT) ve Klasik Mantığa Giriş (Notlar)) adlı eserine dayanmaktadır. Metin, Marksist düşüncenin temelini oluşturan Materyalist Diyalektik Teoriyi, onun ana kavramlarını ve gerçekliğe yaklaşımını, ayrıca biçimsel akıl yürütme aracı olan Klasik Mantığı derinlemesine incelemektedir. İki sistem arasındaki farklar ve tamamlayıcı ilişkiler, diyalektik ve klasik mantığın farklı işlevleri örneklerle ortaya konmaktadır.

Bölüm I: Materyalist Diyalektik Teori (MDT)

Materyalist Diyalektik Teori (MDT), Marksist düşüncenin "grameri"dir ve gerçekliğin dinamik, ilişkisel ve çelişik doğasını anlamaya odaklanır. MDT'ye göre, diyalektik formülleri ezberlenerek değil, doğadaki, "tarihteki ve çağdaş sorunlardaki özgül, geniş ve hayati konularda yakalanarak" sergilenebilir.

1. Materyalizmin Temel Aksiyomları: Materyalizm iki temel aksiyom üzerine kuruludur:

  • Varlığın Bilinçten Bağımsız Nesnel Gerçekliği: Varlık bilinçten bağımsız olarak nesnel gerçekliği oluşturur. Varlık, madde, enerji, karanlık madde ve karanlık enerji gibi formları içerir ve düşüncenin dışında var olandır.
  • Nesnel Gerçekliğin Kavranabilirliği: Toplum ve bilinç dâhil nesnel gerçekliğin öğeleri ve sahip olduğu ilişkiler, etkileşimler ve değişimler insan aklı tarafından aslına uygun olarak/doğrulukla kavranabilir. Bu bağlamda materyalizm, bir tür realizmdir.

2. Diyalektik: Gerçekliğin Mantığı: MDT, diyalektiği bir düşünme yönteminden ziyade öncelikle gerçekliğin "mantığı" olarak kavrar/yorumlar. Diyalektik teori, varlığın ilişkilerinin, etkileşimlerinin, değişim/gelişiminin ve sahip olduğu oluş, süreç ve eğilimlerin felsefi düzeyde yorumlanmasıdır. Ancak, diyalektiğin bir akıl yürütme/düşünme yolu olarak da kullanılabilmesi mümkündür ve bu durum yadırganmayabilir. Burada önemli olan, diyalektiğin mekanik bir şemaya indirgenmemesidir.

3. "Yadsımanın Yadsınması" İlkesine Eleştirel Yaklaşım: MDT’de, "yadsımanın yadsınması" ilkesinin mekanik kullanımı benimsenmez. Bu ilkenin doğa ve toplum süreçlerine keyfi bir şablon olarak uygulanması sorunludur. Engels'in arpa tanesi örneği ve Türkiye'deki devletçi politikaların tarihi (Osmanlı Devleti’nin son dönemlerindeki merkantilist politikalardan, 1929 bunalımıyla birlikte devletçi politikalara geçiş, çok daha sonraları 1980’li yıllardan itibaren neoliberal politikaların bir bileşeni olarak özelleştirmelerin uygulanması) gibi örneklerde, bu ilkenin nesnel gerçekliğe transferi gariplikler yaratmaktadır. Oysa doğadaki veya toplumdaki süreçler/ilişkiler incelenerek, diyalektik mantık yakalanıp, soyutlanmalıdır.

  • Marx'ın Yaklaşımı: Marx'ın "mülksüzleştirenlerin mülksüzleştirilmesi" soyutlamasını yaparken, eski mülkiyet ilişkilerini tasfiye eden kapitalist özel mülkiyetin, bu sefer üretimin giderek belirginleşen toplumsallaşmasıyla çeliştiğini ve "olumsuzlamanın olumsuzlaması" (yadsımanın yadsınması) ile aşılacağını belirtmesi, tarihsel gerçeklikten soyutlanmış bir örüntüdür. Bu, kafadaki bir şablonun tarihe giydirilmesi değildir.

4. Bilimsel/Realist Düşünme Yöntemi ve Diyalektik Mantık MDT, realist/bilimsel düşünceleri/bilgileri dört temel özellikle tanımlar: tutarlılık, nesnellik, sınanabilirlik (doğrulanabilirlik ve yanlışlanabilirlik) ve gelişebilirlik.

  • Realist Yaklaşım: Realist inançlar, "problem çözme süreci"nin ürünüdür ve metafizik inançlardan ayrılır. Bilimsel bilgi test edilebilir ve pratikleştirilebilirken, metafizik inançların içeriği sınanamaz.
  • Marx'ın Yöntemi: Marx'ın Kapital'de kullandığı yöntem, ampirik somuttan soyutlamalara ulaşma ve daha çok da soyut kavramlardan düşünülmüş somuta dönmedir. Bu, gerçeklik ile düşünce arasındaki etkileşimsel bir süreçtir.
  • Diyalektik Bir Yöntem Değil, Bir Yaklaşım/Tarz: Bertell Ollman'ın "diyalektik yöntem" tanımı sağlıklı değildir. Bilimsel düşünme yöntemlerine, diyalektik yöntem denemez. Diyalektik, nesnel gerçekliğin mantığı olduğundan, bu kavramı bilimsel/realist düşünme yöntemi olarak görmek kafa karıştırıcıdır. Diyalektik, ontolojik bir nitelikler/etkileşim türleri/örüntüler toplamıdır, Hegelci üçlemeye (olumlama-olumsuzlama-olumsuzlamanın olumsuzlanması) indirgenecek bir yöntem değildir. Marx bilimsel düşünme/soyutlama yöntemlerini kullanırken, bir yandan da diyalektik bir tarza/yaklaşıma sahiptir. Çünkü gerçeklik diyalektik bir mantığa sahip olduğundan bilimsel düşünüş bu mantığı yansıtmaya çabalar.

5. Diyalektik Teorinin Temel Terimleri, Kategorileri ve Örüntüleri: MDT, bilimsel yasalar ile felsefi örüntüler arasında ayrım yapar. Bilimsel yasalar spesifik, kesin ve evrenselken, felsefi örüntüler daha soyut, genel ve tanımlayıcıdır; gerçekliğin eğilimlerini tarif ederler.

  • Değişim/Devinim, Oluş, Başkalaşım, Süreç, Denge, Eğilim: Gerçekliğin temel karakteristiği değişimdir. Oluş (genesis), varlığın bir formdan diğerine geçişidir. Durağanlık mutlak değişim yokluğu değil, göreli denge durumlarını ifade eder. Metamorfoz (başkalaşım), morfolojik dönüşümleri anlatır; örneğin tırtıl-kelebek, iribaş-kurbağa oluş ve gelişim süreçlerinde ya da başkalaşım kayaçlarının oluşmasında olduğu gibi. Dinamik denge, rakip süreçlerin birbirini nötrleştirmesiyle oluşur. Örneğin O3 (ozon) tabakasının oluşumu ve incelmesindeki dinamik denge. Eğilim, farklı süreçlerin belirli bir sonuca doğru yönelmesidir.
  • Uzay-Zaman: Klasik mekaniğin aksine, uzay-zaman mutlak değil, maddeyle ve hareketiyle ilişkilidir. Einstein'ın Görelilik Teorisi, zamanın gözlemcinin hareketine ve kütle çekimsel alanlara bağlı olduğunu gösterir.
  • İlişki ve Etkileşim: İlişkiler, nesnelerin ve süreçlerin arasındaki zamansal-mekânsal bağlardır. Etkileşimler ise bu ilişkileri kuran karşılıklı etkilerdir. Aditif etkileşim, güçlendirme, sinerjistik etkileşim, stimülasyon/inhibisyon, karşıtlık (antagonizm) ve çelişki, negatif/pozitif geri besleme gibi etkileşim türleri mevcuttur.
  • Gelişim, Eşitsiz ve Bileşik Gelişim, İlerleme: Gelişim, maddi ve ideal nesnelerin yeni niteliklerinin ortaya çıkışıyla sonuçlanan, geri döndürülemez, kesinlikle yönelmiş ve yasayla yönetilen değişimidir. Eşitsiz ve bileşik gelişim, süreçlerdeki farklı tempoları ve eski ile yeninin bir arada bulunmasını ifade eden bir örüntüdür. İlerleme, farklılaşmanın, karmaşıklığın ve organizasyonun artışıdır.
  • Nedensellik, Zorunluluk ve Rastlantı, Belirlenim, Yasa, Refleksivite: Nedensellik, bir fenomenin diğerine yol açmasıdır ve evrenseldir. Zorunluluk, yasalara tabi olan neden-sonuç ilişkisidir. Rastlantılar, bir olayın oluşumunda dışarıdan gelen ve kendi nedensel zincirleri olan faktörlerdir. MDT’ye göre belirlenimcilik (determinizm), evrende rastlantısal nedenler ve olasılıksallığın varlığını kabul eder. Refleksivite, bilinçliliğin pratikler aracılığıyla nesnel gerçekliğe geri yansımasıdır.
  • Olanak, Gerçeklik, Olasılık: Gerçeklik, olanaklı olanı ve var olanı kapsar. Olanaklar, gerçekliğin potansiyel gelişme eğilimleridir. Olasılık, olanaklılığın ölçüsüdür ve istatistiksel yasaların hükmü altındadır. Mikro-kozmosta olasılıksallık, nesnel gerçekliğin özsel bir özelliğidir.
  • Parça ve Bütün, Sistem, Yapı ve İşlev, Öğe: Bütünlük (totality), olguların ilişkilenmiş bir aradalığını ifade eder. Sistemler, parçalarının toplamından daha fazladır ("bütün, parçaların toplamından daha fazladır"-Aristoteles), çünkü "belirmiş" yeni niteliklere sahiptirler. Yapı, sistemin düzenlenişi ve işleyişidir; işlev ise her bir öğenin oynadığı roldür.
  • Öz, Görüngü (Fenomen), Görünüş: Öz, varlıkların doğrudan gözlemlenemeyen, zorunlu ve görece değişmez özellikleridir. Görüngü (fenomen), doğrudan gözlenebilir özellikleri anlatır, olaylara ve süreçlere karşılık gelir. Görünüş ise olayların duyumsanış ve algılanış şeklidir.
  • İçerik ve Biçim: İçerik, varlıkların tüm özelliklerinin, süreçlerinin, ilişkilerinin birliğidir. Biçim, içerik tarafından belirlenir ve içeriğin dışavurum tarzıdır. İçerikteki gelişim, eski biçimle uyumsuzluk doğurarak yeni bir biçime yol açar.
  • Tekil-Tikel-Tümel, Bireysel-Genel-Özel-Evrensel: Her nesne tekildir. Tikel, bir grup nesneye özgü olan ortak özelliklerdir. Tümel, bir sınıfın tamamına işaret eden soyut kavramdır. Bireysel, bir varlığı diğerlerinden ayıran özgün özelliklerdir. Genel, nesnelerin ortak ve tekrarlanan yanlarını anlatır. Özel, bireysel olandaki farklılıktır. Evrensel, belirli koşullar altında her durumda ve bağlamda geçerli olan özelliklerdir.
  • Katmanlılık ve Beliriş (Emergence): Maddenin atomik, kimyasal, fiziksel, biyolojik, zihinsel ve toplumsal gibi niteliksel olarak farklı katmanları vardır. "Beliriş", bir sistemin veya bütünün, parçalarından türetilemeyecek yeni niteliklere sahip olması durumudur. Beliriş, maddenin organizasyon düzeyindeki geçişlerde ortaya çıkar.
  • Nitelik, Nicelik, Ölçü, Niceliğin Niteliğe Dönüşümü Örüntüsü (Faz Geçişleri, Eşik Etkisi): Nitelik, varlıklara bağımsızlık ve istikrar sağlayan özelliklerdir. Nicelik ise sayı, büyüklük gibi ölçülebilir değerlerdir. Niceliksel birikimler, belirli bir "ölçü" veya "eşik değeri" aşıldığında niteliksel dönüşümlere (sıçramalar) yol açabilmektedir.
  • Karşıtlık (Antagonizma), Karşıtların Birliği ve Mücadelesi, Çelişki: Farklılık, özdeş olmama veya benzeşmezlik ilişkisidir. Karşıtların birliği, farklı ve zıt süreçlerin birlikteliğini ve karşılıklı bağımlılığını ifade eder. Çelişki ise, karşıtlar arasındaki mücadelenin "çatışma" halini aldığı, dinamik dengenin bozulduğu durumlarda ortaya çıkan etkileşim türüdür. Her karşıtlık bir çelişki değildir, ancak her çelişki bir karşıtlık içerir.

6. Kuantum Fiziğine Kısa Bir Bakış: Kuantum fiziğindeki süperpozisyon, dolanıklık, Heisenberg belirsizlik ilkesi ve çift yarık deneyi gibi olgu ve kavramlar, mikro-kozmos katmanının kendine özgü yasalarını ve olasılıksal doğasını anlamak için önemlidir. Bu kavramlar, MDT’nin gerçekliğin katmanlı olduğu fikrini ve bu katmanda geçerli olan olasılıksal belirlenimcilik/determinizm anlayışını destekler. Süperpozisyon, olanakların bir arada bulunmasıdır, karşıtların birliği değildir.

Bölüm II: Klasik Mantık

Klasik mantık, doğru akıl yürütmenin kurallarını inceleyen biçimsel bir disiplindir ve bilim, matematik, felsefe gibi alanlarda temel bir araçtır.

1. Temel Kavramlar

  • Önerme: Doğru veya yanlış olabilen, kesin bir yargı ifade eden cümledir.
  • Basit Önerme: Yalnızca bir hüküm içeren önermedir.
  • Değili (¬): Bir önermenin doğruluk değerini tersine çevirir.

2. Mantığın Temel İlkeleri: Klasik mantık üç temel ilkeye dayanır:

  • Özdeşlik İlkesi (A ≡ A): Bir şey kendisidir. "Bir kedi kedidir."
  • Çelişki İlkesi (¬(A ¬A)): Bir önerme aynı anda hem doğru hem yanlış olamaz. "Bu gül kırmızıdır ve kırmızı değildir."
  • Üçüncü Halin İmkânsızlığı İlkesi (A ¬A): Bir önerme ya doğru ya yanlıştır; üçüncü bir durum mümkün değildir. "Yağmur yağıyor veya yağmıyor."

3. Bileşik Önermeler ve Bağlaçlar Basit önermeler, "ve" (∧), "veya" (∨), "ya da" (⊻), "ise" (⇒), "ancak ve ancak" (⇔) gibi bağlaçlarla birleştirilerek bileşik önermeler oluşturulur. Her bağlacın kendine özgü doğruluk tablosu vardır.

  • Gerektirme (p q): p doğru olduğunda q'nun da doğru olmasını gerektirir.
  • Ters (¬p ¬q), Karşıt (q p), Karşıt Ters (¬q ¬p): Koşullu önermenin farklı dönüşümleri. Karşıt ters, bazı durumlarda orijinal önermeyle eşdeğerdir.
  • Gerekli ve Yeterli Koşul: p ⇒ q'da p, q için yeterli; q, p için gereklidir.
  • Çift Yönlü Gerektirme (p q): p ve q'nun aynı doğruluk değerine sahip olduğu durumları ifade eder; birbirine hem gerekli hem yeterlidir.

4. Totoloji ve Çelişki

  • Totoloji: Tüm doğruluk değerlerinde doğru olan bileşik önermedir ("Yağmur yağar veya yağmaz").
  • Çelişki (Klasik Mantık): Tüm doğruluk değerlerinde yanlış olan bileşik önermedir ("Bu gül kırmızıdır ve kırmızı değildir").

5. Niceleyiciler

  • Her Niceleyicisi (): Bir kümenin tüm elemanları için önermenin doğru olduğunu ifade eder ("Her insan ölümlüdür").
  • Bazı Niceleyicisi (): Bir kümenin en az bir elemanı için önermenin doğru olduğunu ifade eder ("Bazı kediler kuyruksuzdur").
  • Benzersizlik Niceleyicisi (!): Yalnızca bir eleman için önermenin doğru olduğunu ifade eder ("Ankara, Türkiye’nin başkentidir").

6. Çıkarsama Türleri

  • Tümdengelim Yöntemleri: Genel kuraldan özel sonuca ulaşma (Doğrudan Çıkarım, Karşıt Tersle Çıkarım, Olmayana Ergi, Aksine Örnekle Çürütme).
  • Tümevarım Yöntemi: Gözlemlerden genellemeye ulaşma ("Karga, serçe uçar" ⇒ "Bazı kuşlar uçar").

Bölüm III: Diyalektik Mantık ile Klasik Mantık Arasındaki Farklar ve İlişki

Bu iki mantık türü, farklı temellere dayanmakla birlikte birbirini dışlamaz, aksine tamamlar.

1. Temel Farklar

  • Yaklaşım: Klasik mantık biçimsel, statik bir akıl yürütme sistemidir ve kesin sınırlar koyar. Diyalektik mantık ise gerçekliğin süreçsel, ilişkisel ve çelişkili doğasına odaklanır.
  • İlkeler: Klasik mantık özdeşlik, çelişmezlik ve üçüncü halin imkânsızlığına dayanırken, diyalektik mantık karşıtların birliği ve mücadelesi, nicel-nitel dönüşüm ve çelişki yoluyla gelişim gibi ilkeleri vurgular.
  • Çelişki Kavramı: Klasik mantıkta çelişkiler düşüncede kabul edilemezken, diyalektik mantıkta çelişkiler değişimin motoru olarak gerçeklikte mevcuttur.
  • Amaç: Klasik mantık düşüncenin tutarlılığını sağlamayı hedefler; diyalektik mantık ise gerçekliğin dinamiklerini ve dönüşümlerini felsefi düzeyde anlamayı amaçlar.

2. İlişki ve Tamamlayıcılık Klasik mantık, diyalektik mantığın sahip olduğu yaklaşımla gerçeklik incelenirken önermelerimiz arasında tutarlı olmamızı sağlar; bu incelemelerde diyalektik mantık ise geniş bir ontolojik ve epistemolojik çerçeve sunar. Diyalektik mantık bir "yöntem"den çok, gerçekliğin "mantığı" olarak görülmelidir; klasik mantık ise bir akıl yürütme aracıdır.

Bölüm IV: Eleştiriler

Bilimsel Yeni Verilerin Işığında Diyalektik Materyalizm adlı kitaba ve Kaan Kangal'ın Engels ve Diyalektik kitabına dair eleştirel değerlendirmelerimiz şöyledir:

1. "Bilimsel Yeni Verilerin Işığında Diyalektik Materyalizm" Kitabına Yönelik Eleştiriler:

  • İlkel Topluluklar: İlkel sınıfsız topluluklarda bilim, eğitim, sağlık gibi pratiklerin mevcut olduğu açıktır, bu pratikler realist ve metafizik düşünceler oluşturmuştur ve oluşan metafizik düşünceler sınanabilir değildir.
  • İdealizm ve Materyalizm: Pozitivizm "öznel idealizm" türü değildir ve Hegel'in diyalektiği "nesnel idealizm türevi" sayılamaz. Marx ve Engels'in felsefeleri Hegel ve Feuerbach'tan ayrı bir kulvarda gelişmiştir, Feuerbach'ın ise toplumu/tarihi dikkate almayan materyalist bir filozof olduğu açıktır.
  • Diyalektik Materyalizmin "Yasaları": MDT bilgi üretmez ancak bilgi üretim süreçlerine yardımcı olabilir. Felsefi teorilerin bilimin sahip olduğu türde "yasaları" yoktur, bunun yerine MDT tanımlı kavramlar (terimler), kategoriler ve örüntüler sunar.
  • Öz ve Fenomen Kavramları: "Fenomen" (görüngü) olayları ve süreçleri anlatır, "görünüş" (olayların ve süreçlerin algıdaki biçimi) ile eş anlamlı değildir. Doğadaki ve toplumdaki her öz çelişki içermek zorunda değildir.
  • İçerik ve Biçim: İçerik her durumda temel çelişkiyi (ya da çelişkileri) içermez ve içerik her zaman diğer çelişkilerle ilişkili olmak zorunda değildir.
  • Hiyerarşi ve Paralellik (Katmanlılık ve Beliriş): "Hiyerarşi" yerine "katmanlılık" terimi kullanılmalıdır ve maddenin organizasyon düzeyleri, hiyerarşik değildir, birbirini kapsayan ve birbiri üzerinde yükselen katmanlardır. "Beliriş" (emergence) kavramı, yeni organizasyon düzeylerinde ortaya çıkan yeni mekanizmaları ve yasallıkları anlatır.
  • Eğilim ve Salınım: Süreçler içerisinde ve arasındaki etkileşimlerin sonucunda ileri ve geri karşıt yönler oluşur, bunların toplam etkisi eğilimleri oluşturur.  Aditif etkileşim, potansiyelizasyon, sinerjistik etkileşim, stimülasyon/inhibisyon, karşıtlık ve çelişki, negatif/pozitif geri besleme gibi etkileşim türleri vardır.
  • Nicel Birikimlerin Nitel Değişime Dönüşmesi: Her nicel birikim nitel dönüşüme yol açmaz (örneğin mağaralarda sarkıt-dikitlerin oluşumu). Niteliksel dönüşümde her zaman veya tüm boyutlarıyla öz değişmez.
  • Karşıtların Birliği ve Mücadelesi: Süreçler arasındaki karşıtlıklar her zaman çelişik değildir, çelişki dinamik dengenin bozulduğu durumlarda ortaya çıkar. Örneğin, işçi sınıfı-sermaye sınıfı antagonizması, devrimci durumda çelişki formunu alır.
  • Yadsımanın Yadsınması: Bu "yasa" bir değişim örüntüsü değildir, yalnızca Hegelci akıl yürütme sürecini anlatır. Doğal/toplumsal tarihte zorlama örneklerle anlatılmaya çalışılan bu ilkenin içinden “çelişki oluşumu yoluyla gelişme” olarak nitelenebilecek rasyonel yanını alıp, kullanmak sağlıklıdır.

2. Kaan Kangal’ın "Engels ve Diyalektik" Kitabına Yönelik Eleştiriler:

  • Beliriş (Emergence): Kangal'ın beliriş tanımı ve örnekleri sağlıklı değildir. Beliriş, maddenin organizasyon düzeylerinin birinden diğerine geçildiğinde ortaya çıkan yeni mekanizmaları ve yasallıkları anlatır, ekosistem dönüşümleri bu kapsamda değildir.
  • Çelişkiler ve Değişim: Kangal'ın çelişkileri değişimle özdeşleştirmesi yanlıştır. Gerçeklikte özdeşlik ve farklılık değil, değişim bulunur; özdeşlik ve farklılık düşünsel düzeydeki soyutlamalardır. Doğadaki hareket örneklerinde (gezegenlerin yörüngesi gibi) çelişki yerine karşıtların mücadelesinden bahsedilmesi gerekir.
  • Olasılık ve Çelişki: Olasılık ile çelişki arasında doğrudan bir bağ yoktur, ihtimallerin birbirini "dışlaması" ile karşıtların mücadelesindeki "dışlama" aynı anlamlara gelmez.
  • "Gerçek Karşıtlar": Kant'ın "gerçek karşıtlar" yaklaşımı (örn. bir gezegenin Güneş'e düşme ve ondan kaçma eğilimi) daha sağlıklıdır. Bu örnekte bir çelişki yerine karşıtların mücadelesi bulunmaktadır.

Sonuç

Materyalist Diyalektik Teorinin (MDT) gerçekliği anlama ve yorumlamadaki derinliği burada ortaya konanlardan ibaret değilse de ana hatlarıyla incelenmiştir. MDT, materyalizmin temel aksiyomları üzerine inşa edilmiş, varlığın ilişkisel, etkileşimsel ve dinamik doğasını felsefi düzeyde yorumlayan bir mantıktır. "Yadsımanın yadsınması" ilkesinin mekanik kullanımına eleştirel yaklaşılmalı, Marx'ın diyalektiği bir "tarz" ya da “yaklaşım” olarak benimsediği kavranmalıdır. Klasik mantık ise, biçimsel tutarlılığı sağlayan bir akıl yürütme aracı olarak MDT ile tamamlayıcı bir ilişki içindedir; zira gerçekliği diyalektik bir tarzda incelerken, düşünsel tutarlılığın önemi yadsınmaz. MDT, değişimin, etkileşimin, gelişimin, dinamik dengelerin ve çelişkilerin ontolojik varlığını kabul ederken, bilimsel bilgilerin bu anlayışı zenginleştirdiğini ve bu felsefenin sürekli geliştirilmeye açık olduğunu savunur. Kuantum fiziği gibi modern bilimsel disiplinler, MDT'nin katmanlı gerçeklik ve mikro-kozmos katmanında geçerli olasılıksal belirlenimcilik/determinizm görüşlerini destekler niteliktedir. Sonuç olarak, MDT, bilimsel analizlerle desteklenen ve toplumsal devrimci mücadelelerde yol göstericilerden biri olarak "pusula" işlevi gören, gerçekliğin özünde devrimci olduğu kavrayışında bir dünya görüşü sunar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[MAR] YOUTUBE KANALI

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]