Mahmut
Boyuneğmez
1. Türkiye’nin Su Kaynaklarının Genel Durumu
- Türkiye, yüzey ve yeraltı su kaynakları açısından belirli bir potansiyele sahip olmasına rağmen, bu kaynakların dağılımı coğrafi ve mevsimsel olarak dengesizdir.[2] Türkiye, 25 nehir havzasına sahiptir ve bu havzalar farklı dinamiklere ve sorunlara sahiptir. Örneğin, Büyük Menderes ve Ergene havzalarında su kirliliği ön plandayken, Konya Kapalı Havzası’nda aşırı su kullanımı sorunu bulunmaktadır.[3]
- Toplam Su Potansiyeli: Türkiye’de yıllık ortalama yağış miktarı yaklaşık 574 mm olup, bu yaklaşık 450 milyar m³ suya tekabül eder.[4] Ancak, teknik ve ekonomik kısıtlamalar nedeniyle bu miktarın yalnızca bir kısmı kullanılabilir. Tüketilebilir yerüstü su potansiyeli yılda ortalama 94 milyar m³, yeraltı su potansiyeli ise 18 milyar m³’tür.[5] Toplamda, Türkiye’nin tüketilebilir su potansiyeli 112 milyar m³’tür ve bunun yaklaşık 57 milyar m³’ü kullanılmaktadır.[6]
- Kişi Başına Düşen Su Miktarı: 2000 yılında kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı 1.652 m³ iken, 2020 yılında bu miktar 1.346 m³’e gerilemiştir.[7] Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, 2021 yılı itibarıyla bu miktar 1.519 m³ civarındadır ve 2030 yılında 1.120 m³’e düşmesi beklenmektedir.[8] Bu, Türkiye’nin su stresi yaşayan ülkeler kategorisinde yer aldığını göstermektedir.[9]
Bölgesel Dağılım ve
Eşitsizlik
Türkiye’deki su
kaynaklarının bölgesel dağılımı, nüfus yoğunluğu ile orantısızdır. Örneğin,
Marmara Bölgesi, ülke nüfusunun %28’ini barındırırken, toplam su akışının
yalnızca %4’ünü toplar.[10] Bu durum, özellikle
İstanbul gibi büyük şehirlerde su temini için havzalar arası su transferini
zorunlu kılmaktadır. Meriç, Ergene, Gediz, Büyük Menderes, Burdur Gölü,
Akarçay, Konya ve Asi Nehri havzalarında su kullanımı, yenilenebilir kapasiteyi
aşmış durumdadır.[11]
Doğal Su Kaynakları
Türkiye’de 320 adet doğal
göl bulunmakta olup, bunların bir kısmı mevsimsel niteliktedir ve yaz aylarında
kuruma riski taşır.[12] Ayrıca, akarsuların yatak
eğimlerinin fazla olması nedeniyle hidroelektrik enerji üretim potansiyeli
yüksek olsa da bu akarsular ulaşım için uygun değildir.[13]
2. Sektörel Su Tüketimi
Türkiye’de su tüketimi,
tarım, sanayi ve evsel kullanım olmak üzere üç ana sektöre ayrılır. Devlet Su
İşleri (DSİ) ve TÜİK verilerine göre, 2022 yılı sektörel su tüketim dağılımı şu
şekildedir:
- Tarım: Toplam su tüketiminin %77’si (44 milyar m³) sulama amaçlı kullanılmaktadır.[14] Tarım sektörü, Türkiye’nin su kaynakları üzerindeki en büyük baskıyı oluşturur. Özellikle Konya Kapalı Havzası gibi yarı kurak bölgelerde tarımsal su kullanımı sürdürülebilir sınırları zorlamaktadır.[15]
- İçme, Kullanma ve Sanayi: Toplam su tüketiminin %23’ü (13 milyar m³) içme suyu, evsel kullanım ve sanayi sektörlerinde tüketilmektedir.[16] Sanayi sektöründe özellikle kimyasal ürünler, gıda ve tekstil üretimi yüksek su tüketimine sahiptir.[17]
- Evsel Kullanım: Belediyeler tarafından evlere ulaştırılan su miktarı 2004’te 2 milyar m³ iken, 2018’de 4 milyar m³’e yükselmiştir.[18] Kişi başına günlük su tüketimi 2004’te 255 litre iken, 2018’de 224 litreye gerilemiş, 2022’de ise ortalama 229 litre olarak kaydedilmiştir.[19]
Kayıp ve Kaçak Oranları
Su kaynaklarının verimli
kullanımı önünde önemli bir engel, kayıp ve kaçak oranlarıdır. Örneğin, İzmir
gibi bazı şehirlerde kayıp-kaçak oranlarının yüksek olduğu rapor edilmiştir.[20] Bu durum, suyun verimli
kullanımını engelleyerek su kıtlığı riskini artırmaktadır. İstanbul’da
kayıp-kaçak oranı %18-19 civarındayken, bazı şehirlerde bu oran %40’ı
aşmaktadır. Bu, kamu kaynaklarının israfı ve halkın parasının heba edilmesi
anlamına gelmektedir.
Turizm Sektörünün Su
Tüketimi
Turizm sektörü, su
tüketiminde giderek daha fazla pay almaktadır. Özellikle golf sahaları ve kayak
merkezlerinde yapay kar üretimi gibi faaliyetler yüksek su tüketimine yol açmaktadır.[21] Türkiye’de turizm
sektörü, toplam su varlıklarının %3,97’sini kullanmakta olup, bu oranla dünyada
7. sıradadır.[22]
3. Su Kıtlığı ve İklim
Krizi
Türkiye, iklim değişikliği
ve artan nüfus baskısı nedeniyle su kıtlığı riskiyle karşı karşıyadır.
Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM) raporlarına göre, son 50 yılda Türkiye’de
ortalama sıcaklık 1,5°C artmış ve yağış miktarında %10-20 azalma gözlenmiştir.[23] 2070 sonrası için yapılan
projeksiyonlar, sıcaklıkların 2,5-5°C artacağını ve yağış miktarının %10-20
daha azalacağını öngörmektedir.[24] Bu durum, özellikle
İstanbul gibi büyük şehirlerde su kaynaklarının verimliliğini %50 oranında
azaltabilir.[25]
Su Kıtlığı Riskleri
- Kişi Başına Düşen Su Miktarındaki Azalma: Türkiye, Malin Falkenmark’ın su kaynakları sınıflandırmasına göre “su baskısı yaşayan” ülkeler kategorisindedir.[26] 2030 yılında kişi başına düşen su miktarının 1.120 m³’e düşmesi, su kıtlığı eşiği olan 1.000 m³’e tehlikeli derecede yaklaşmaktadır.[27]
- Kuraklık: Türkiye’nin büyük bir kısmı, özellikle yaz aylarında “olağanüstü kuraklık” riskiyle karşı karşıyadır. Örneğin, İzmir’deki Tahtalı Barajı’nda doluluk oranı çok düşük seviyelere gerilemektedir.
- Bölgesel Riskler: Ege Bölgesi’nde su krizi derinleşmekte olup, altın madenciliği gibi faaliyetler su tüketimini artırarak yerel su kaynaklarını tehdit etmektedir. Bir altın madeni, 100 bin nüfuslu bir beldenin yıllık su ihtiyacını tüketebilmektedir.[28]
İklim Değişikliğinin
Etkileri
İklim değişikliği,
Türkiye’de su kaynaklarının miktarını ve kalitesini doğrudan etkilemektedir.
Azalan yağışlar, artan sıcaklıklar ve düzensiz yağış rejimleri, su
kaynaklarının yenilenme kapasitesini zorlamaktadır.[29] Özellikle Akdeniz
iklimine sahip bölgelerde bu etkiler daha belirgindir.[30]
4. Su Kaynaklarının
Yönetimi ve Alınabilecek Önlemler
Türkiye’nin su kaynaklarının
sürdürülebilir yönetimi, su kıtlığı riskini azaltmak için kritik önem
taşımaktadır. Aşağıda, bu konuda alınabilecek önlemler sunulmuştur:
a. Su Tasarrufu ve Verimlilik
- Evsel Kullanımda Tasarruf: Prof. Dr. Nurdan Yıldırım’a göre, dört kişilik bir aile, alışkanlıklarını değiştirerek yılda 150 ton su tasarrufu sağlayabilir.[31] Bu, günlük kişi başına 102 litre su tasarrufu anlamına gelir ve mevcut tüketimi neredeyse yarı yarıya azaltabilir.[32]
- Kapalı Sulama Sistemleri: Tarımda su kayıplarını önlemek için açık sistem sulama yerine modern kapalı sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedeflenmektedir.[33] Bu, suyun daha etkin ve verimli kullanılmasını sağlayacaktır. Bu hedefe ulaşılmalıdır.
- Kayıp ve Kaçakların Azaltılması: Belediyeler ve su idareleri, altyapı yatırımlarıyla kayıp-kaçak oranlarını azaltmalıdır. Örneğin, İzmir gibi şehirlerde bu oranların yüksek olması, su yönetiminde ciddi bir sorun oluşturmaktadır.[34]
- İklim Değişikliğine Dirençli Tarım Teknikleri: Kuraklığa dayanıklı tohumlar ve damlama sulama gibi yöntemler yaygınlaştırılmalı, böylece tarımsal su tüketimi azaltılmalıdır. Ayrıca, erken uyarı sistemleri ile kuraklık riskine karşı önceden hazırlık yapılabilir.[35]
- Akıllı Su Yönetimi Sistemleri: IoT tabanlı sensörler ve gerçek zamanlı veri analitiği, suyun kullanımını izlemek, kayıp-kaçakları tespit etmek ve sulama süreçlerini optimize etmek için kullanılmalıdır.[36]
b. Alternatif Su
Kaynakları
- Deniz Suyu Arıtma: Deniz suyunun arıtılması, su
kıtlığına karşı etkili bir çözüm olabilir. Ancak, bu işlem enerji yoğun
olduğundan, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenmelidir.[37]
- Yağmur Suyu Hasadı: Yağmur suyunun toplanması ve
depolanması, özellikle kentsel alanlarda su talebini karşılamak için
kullanılabilir.[38]
- Atık Su Geri Dönüşümü: Atık suların arıtılarak yeniden kullanılması, su kaynakları üzerindeki baskıyı azaltabilir. 1 litre atık suyun temizlenmesi için 8 litre temiz suya ihtiyaç duyulduğundan, bu süreçte enerji verimliliği de sağlanmalıdır.[39]
- Yenilenebilir Enerji ile Arıtma: Deniz suyu arıtma ve atık su geri dönüşüm süreçleri, güneş ve rüzgâr gibi yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenerek çevresel etkiler azaltılmalıdır.[40]
c. Su Yönetimi
Politikaları
- Ulusal Su Planı: Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2030
hedefleri arasında, mevcut 112 milyar m³ suyun tarımda %64, sanayi ve
evsel kullanımda %36 oranında kullanılması planlanmaktadır.[41] Bu plan, suyun daha
dengeli dağıtımını hedefler. Bu hedef tutturulmalıdır.
- Havza Bazlı Yönetim: Her bir nehir havzasının kendine
özgü dinamiklerine uygun yönetim planları geliştirilmelidir. Örneğin,
kirlilik sorununa odaklanan havzalarda arıtma tesisleri
önceliklendirilmelidir.[42]
- Hidroelektrik Santrallerin Planlanması: Hidroelektrik enerji üretiminin çevresel etkileri dikkate alınarak, ekosisteme zarar vermeyecek şekilde planlama yapılmalıdır.[43]
- Su Ayak İzi Hesaplamaları: Tarımsal ürünlerin ve sanayi ürünlerinin su ayak izi hesaplanarak, yüksek su tüketen ürünlerin üretimi ve ihracatı yeniden değerlendirilmelidir.[44]
- Hukuki Reformlar: Su kanunu güncellenmeli, su kaynaklarının kullanımına dair sıkı düzenlemeler getirilmeli ve özel sektörün yeraltı sularına erişimi tamamen kaldırılmalıdır.
d. Toplumsal Farkındalık
- Eğitim ve Bilinçlendirme: Su tasarrufu konusunda toplumun bilinçlendirilmesi, uzun vadeli çözümler için kritik önemdedir.
- Sürdürülebilir Tüketim Alışkanlıkları: Evlerde, otellerde ve turistik tesislerde suyun daha az tüketilmesi için alışkanlıkların değiştirilmesi teşvik edilmelidir.[45]
- Eğitim Kampanyaları: Okullarda su tasarrufu bilincini geliştirecek müfredat düzenlemeleri yapılmalı; kamu spotları, çeşitli etkinlikler ve atölyeler aracılığıyla halkın su tüketim alışkanlıklarını değiştirecek kampanyalar organize edilmelidir.
- Yerel Katılım: Yörelerde yurttaşların ve çiftçilerin su yönetimi süreçlerine katılımı sağlanarak, havza bazlı yönetim planları daha etkili hale getirilmelidir.[46]
e. Uluslararası İş birlikleri
Sınır Ötesi Su Yönetimi: Türkiye’nin
Fırat-Dicle gibi sınır ötesi su kaynaklarına sahip olması nedeniyle, komşu
ülkelerle su paylaşımı konusunda anlaşmalar ve iş birlikleri geliştirilmelidir.
5. Gelecek Perspektifi
Türkiye, su kaynaklarının
sürdürülebilir yönetimi açısından önemli bir dönemeçte bulunmaktadır. Artan
nüfus, iklim değişikliği, tarım ve sanayi sektörlerinin yüksek su talebi ve
bölgesel eşitsizlikler, su kıtlığı riskini artırmaktadır.[47] TÜİK, DSİ ve WWF gibi
kaynaklar, Türkiye’nin kişi başına düşen su miktarının önümüzdeki yıllarda
kritik seviyelere düşeceğini göstermektedir.[48] Bu durum hem çevresel hem
de ekonomik riskler taşımaktadır.
Su kıtlığına karşı etkili
çözümler, teknolojik yenilikler, altyapı yatırımları ve toplumsal farkındalıkla
mümkündür. Alternatif su kaynaklarının kullanımı, kayıp-kaçak oranlarının
azaltılması ve havza bazlı yönetim politikaları, Türkiye’nin su kaynaklarını
daha verimli kullanmasını sağlayabilir.[49] Aksi takdirde, su kıtlığı
ekonomik kayıplara, tarımsal verimlilikte düşüşe ve toplumsal sorunlara yol
açabilir.
Türkiye’nin su kaynaklarını
korumak ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek için bugünden harekete
geçilmesi şarttır. Bilimsel veriler ışığında geliştirilecek politikalar ve toplumsal
bir seferberlik kapsamında yer alacak bireysel düzeydeki önlemler, bu kritik
sorunun çözümünde belirleyici olacaktır.
6. Su Manifestosu: Ne Yapmalı?
- Su kaynaklarını korumak, verimli kullanmak ve su kıtlığına karşı önlem almak için su arzı ve tüketimi emekçi halkın ihtiyaçları doğrultusunda merkezi olarak planlanmalıdır.
- DSİ tarımsal sulama için yeniden yapılandırılmalıdır. Su kaynakları devlet kontrolünde verimli kullanılmalı, kayıplar azaltılmalı ve atıksuların geri kazanımı gerçekleştirilmelidir.
- Yeraltı sularının özel şirketlere tahsisi ve ambalajlı su sektörü, su kaynaklarının talanına yol açmaktadır. Şebeke suyuna güvensizlik ve ticarileştirme politikaları halkımızı pahalı suya mahkûm etmiştir. Şebeke suyunun içilebilirliği güvence altına alınmalı ve su kaynakları devletleştirilmelidir.
- Türkiye’de su kayıp-kaçak oranları yüksektir (İstanbul’da %18-19, bazı şehirlerde %40’ı aşmaktadır). Bu durum, kamu kaynaklarının israfıdır. Bu konuda verimlilik artırılmalı, kayıp-kaçaklar en aza indirilmelidir.
- Merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasında su politikalarında uyumsuzluk ve siyasi gerilim, su yönetimini aksatmaktadır. Su politikalarının belirlenmesinde halkın ihtiyaçlarını gözeten merkezi planlama ve devlet kontrolü sağlanmalı, yerel yönetimler lağvedilerek, yerel ayakları olan merkezi bir devlet kurumlaşması yoluyla belediye hizmetleri verilmelidir.
- İklim değişikliğine uyum sağlamak için kuraklığa dayanıklı tohumlar, damlama sulama gibi teknikler yaygınlaştırılmalı ve erken uyarı sistemleri geliştirilmelidir.
- Akıllı su yönetimi sistemleri (IoT tabanlı sensörler, veri analitiği) ile su kullanımı izlenmeli, kayıplar tespit edilmeli ve sulama optimize edilmelidir.
- Deniz suyu arıtma ve atık su geri dönüşüm süreçleri, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla desteklenmelidir.
- Yöresel yurttaş ve çiftçilerin su yönetimi süreçlerine katılımı sağlanarak havza bazlı yönetim planları daha etkili hale getirilmelidir.
- Su kanunu güncellenmeli, özel sektörün yeraltı sularına erişimi kaldırılmalıdır.
- Okullarda su tasarrufu müfredatı, kamu spotları ve merkezi/yerel çeşitli etkinlikler ve atölyelerle halkın su tüketim alışkanlıkları değiştirilmelidir.
- Fırat-Dicle gibi sınır ötesi su kaynakları için komşu ülkelerle su yönetimi anlaşmaları yapılmalıdır.
- Tarımsal ürünlerin ve sanayi mallarının su ayak izi hesaplanarak yüksek su tüketen ürünlerin üretimi yeniden değerlendirilmelidir.
Not: Bu makalenin içeriğinin oluşturulmasında YZ’den yararlanılmıştır.
[1] WWF Türkiye, Türkiye’de Su
Kaynaklarının Güncel Durumu, 2023.
[2] Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ),
Türkiye Su Kaynakları Raporu, 2022
[3] Ibid.
[4] TÜİK, Çevresel Göstergeler 2022, 2022.
[5] DSİ, Türkiye Su Kaynakları Raporu,
2022.
[6] Ibid.
[7] TÜİK, Su İstatistikleri 2021, 2021.
[8] Ibid.
[9] WWF Türkiye, Türkiye’de Su
Kaynaklarının Güncel Durumu, 2023.
[10] DSİ, Türkiye Su Kaynakları Raporu,
2022.
[11] Ibid.
[12] TÜİK, Çevresel Göstergeler 2022, 2022.
[13] DSİ, Türkiye Su Kaynakları Raporu,
2022.
[14] TÜİK, Su İstatistikleri 2022, 2022.
[15] DSİ, Konya Kapalı Havzası Su Kullanımı
Raporu, 2021.
[16] TÜİK, Su İstatistikleri 2022, 2022.
[17] Sutema.org, Suyun Sektörel Kullanım
Oranları, 2023.
[18] TÜİK, Su ve Atık Su İstatistikleri
2018, 2018.
[19] Ibid.
[20] Yaşar Üniversitesi, Türkiye’de Su
Tüketimi ve Kayıp-Kaçak Oranları, 2022.
[21] Sutema.org, Turizm Sektörünün Su
Tüketimi, 2023.
[22] Ibid.
[23] Meteoroloji Genel Müdürlüğü (MGM),
İklim Değişikliği ve Türkiye Raporu, 2023.
[24] Ibid.
[25] Atlas SCC, Türkiye’de Su Kıtlığı ve
İklim Krizi, 2023.
[26] WWF Türkiye, Türkiye’de Su
Kaynaklarının Güncel Durumu, 2023.
[27] TÜİK, Su İstatistikleri 2021, 2021.
[28] Bilim ve Aydınlanma Akademisi, Ege
Bölgesi’nde Su Krizi ve Altın Madenciliği, 2023.
[29] MGM, İklim Değişikliği ve Türkiye
Raporu, 2023.
[30] Ibid.
[31] Prof. Dr. Nurdan Yıldırım, Evsel Su
Tüketimi ve Tasarruf Potansiyeli, 2022.
[32] Ibid.
[33] DSİ, Sulama Sistemleri Modernizasyon
Planı, 2022.
[34] Yaşar Üniversitesi, Türkiye’de Su
Tüketimi ve Kayıp-Kaçak Oranları, 2022.
[35] FAO, Climate-Smart Agriculture Sourcebook, 2021.
[36] UNESCO, The United Nations World Water Development
Report 2020: Water and Climate Change.
[37] Sutema.org, Alternatif Su Kaynakları ve
Deniz Suyu Arıtma, 2023.
[38] Ibid.
[39] Ibid.
[40] IRENA, Renewable Energy in Desalination: Opportunities
and Challenges, 2020.
[41] Tarım ve Orman Bakanlığı, Ulusal Su
Planı 2030, 2022.
[42] DSİ, Havza Bazlı Su Yönetimi
Stratejileri, 2022.
[43] Ibid.
[44] Water Footprint Network, Water Footprint Assessment
Manual: Setting the Global Standard, 2020.
[45] Sutema.org, Sürdürülebilir Su Tüketimi
Alışkanlıkları, 2023.
[46] FAO, Community-Based Water Management Strategies, 2021.
[47] WWF Türkiye, Türkiye’de Su
Kaynaklarının Güncel Durumu, 2023.
[48] TÜİK, DSİ ve WWF Türkiye, Çeşitli
Raporlar, 2021-2023.
[49] Tarım
ve Orman Bakanlığı, Ulusal Su Planı 2030, 2022.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.