Bu yazı, Friedrich Engels'in 1845 yılında yayınlanan "İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu" adlı eserinin temel temalarını, ana fikirlerini ve en önemli tespitlerini özetlemektedir. Eserin oluşum süreci, etkileri ve içerdiği temel değerlendirmeler orijinal kaynaklardan alıntılarla desteklenerek sunulmuştur.
Engels,
eserini 1844 Eylül ayında yazmaya başlamış ve Mart 1845'te tamamlamıştır.
Eserin Almanca baskısı, dönemin sosyalist eğilimli gazete ve dergilerinde geniş
yankı bulmuş, Rusya, Avusturya ve Polonya gibi birçok ülkede ilerici çevrelerde
etkili olmuştur.
Engels,
bu eseri yazarken çeşitli kaynaklardan yararlanmıştır: otantik kitaplar, meclis
komisyonu ve fabrika müfettişlerinin raporları, istatistikler, gazete ve dergi
haberleri (özellikle Çartist gazete Northern Star). Ancak eserin oluşumunda Engels'in
kendi gözlemleri ve İngiliz işçilerinin anlatımları önemli bir paya sahiptir.
Eserin
en belirgin özelliği, Engels'in komünist bir bilinçle ve işçi sınıfının
yanında, burjuvaziye karşıt bir konumda olmasıdır. Bu eser, İngiltere'de
sanayi devriminin sonuçlarını değerlendiren ilk komünist yazarın ürünüdür.
2.
Sanayi Devrimi ve Proletaryanın Oluşumu
Engels,
18. yüzyılın ikinci yarısında sanayi üretim tekniklerindeki önemli değişimleri
(mekanik dokuma tezgâhı, buhar makinesi gibi makinelerin geliştirilmesi) ve
bunun sonucunda fabrika üretiminin yaygınlaşmasını inceler. Bu durum, emek
üretkenliğinde ve sanayi üretiminde muazzam artışlara yol açmış ve modern
sanayi işçileri yani proletaryayı oluşturmuştur.
Eser,
iplik eğirici ve dokumacılar, örgü ve dantel fabrikalarındaki işçiler, kadın
terziler ve şapkacılar, cam ve metal işçileri, maden ve tarım proletaryası gibi
farklı işçi kesimlerinin yaşam ve çalışma koşullarıyla mücadelelerini
detaylandırır.
Engels'in
temel tespitlerinden biri şudur:
- "İngiltere’de
yaşanan sanayi devrimi, mülksüz sınıf olan proletaryanın oluşumunu
hızlandırmıştır. Bu sınıfın karşısında mülk sahibi sınıf olan burjuvazi
bulunmaktadır. Arada kalan sınıf ve tabakalar giderek yok
olmaktadır."
Sanayi
devrimiyle birlikte tarımsal bölgelerden kentlere kitlesel göçler yaşanmış, ev
içinde yapılan çalışma yerini makineli sanayi üretimine bırakmıştır. İşçilerin
bağımsız etkinlikleri yok olmuş ve makinelerin bir parçası haline gelmişlerdir.
3.
Kentlerin Rolü ve Sınıf Mücadelesi
Engels,
kentlerin toplumsal ilişkiler üzerindeki etkisini derinlemesine analiz eder.
Kentlerde insanların "özel çıkarları için kendilerini diğer insanlardan
soyutladığını" ve "birbirlerine yararlanılacak nesneler
gözüyle baktığını" gözlemler. Bencil bireysel ilişkilerin geliştiği
kentlerde, güçsüz konumdaki işçiler yoksulluk içinde bulunmakta ve
kapitalistler tarafından ezilmektedir.
Ancak
kentler, proletarya açısından olumlu bir yön de taşır:
- "Büyük
kentler, işçi hareketinin doğum yerleridir (…) Proletarya ile burjuvazi
arasındaki karşıtlık ilkin kendini büyük kentlerde ortaya koymuştur."
Kentlerde
nüfusun merkezileşmesi ve fabrikalarda kolektif üretimin gerçekleşmesi,
işçilerin bir sınıf oluşturduklarını anlamalarına yardımcı olur.
4.
Rekabet, Yedek Emek Ordusu ve Krizler
Engels'e
göre "Herkesin herkesle savaşımı, rekabet olarak gözlenir."
Sınıfların içinde ve sınıflar arasında rekabet ve savaşım mevcuttur. İşçiler
arasındaki rekabet, onların insanca yaşama koşullarından mahrum olmalarına
dayanır ve kapitalistlerin daha fazla kar elde etmesine yarar.
Rekabetin
oluşmasında ve ücretlerin düşürülmesinde önemli bir faktör yedek emek
ordusudur. Makine kullanımının artışı, yeni makinelerin bulunuşu ve
üretimde kullanımı ile iş bölümü, işsizliğin artmasına yol açar. İngiltere
sanayisinde gönenç dönemleri dışında her zaman yedek emek ordusu bulunur ve
bunalım dönemlerinde "artı-nüfus" artar.
Engels,
bunalımların nedeni olarak kar için yapılan üretimi görür. Kapitalizmde
üretim doğrudan gereksinimleri karşılamak için değil, kar için yapılmaktadır.
Henüz bunalımlara dair bilimsel açıdan yetkin bir kavrayışa sahip olmasa da,
Engels'in gözlemleri sonucunda bunalımların her 5 yılda bir yinelendiğini
saptaması önemlidir. (1892 önsözünde bu periyodu 10 yıl olarak
düzeltecektir.)
Malthus'un
nüfus fazlalığından kaynaklanan sefalet teorisini eleştiren Engels, sefaletin nedeninin
nüfus fazlalığı olmadığını belirtir. Ayrıca, göçmen İrlandalı işçilerin daha
düşük ücretle çalışmasının, İngiltere'de işçi sınıfı içerisindeki rekabeti
artırdığını ve ücretlerin düşmesine yaradığını ifade eder.
5.
Ahlaki Çöküntü ve Direniş Biçimleri
Engels,
İngiliz burjuvazisinin ahlaksız olduğunu belirtir ve işçi sınıfının burjuvazi
tarafından yaratılan kötü koşulların, onu ahlak çöküntüsüne iteklediğini ve
suç işlemeye hazır duruma getirdiğini gözler. Bu ahlaksal çöküşün
panzehiri, burjuvaziye isyan olarak benimsenir.
Burjuvazinin
işçileri içki içmeye ve alkolizme teşvik ettiğini, çalışma sürecinin
tüketiciliğinin bir dış uyaran olarak alkole gereksinim doğurduğunu vurgular.
Alkol tüketimi, dertleri kısa süreliğine unutmanın bir yoludur. Hırsızlık ise,
işsiz kalan, yoksullaşmış işçilerin mülkiyete dönük "ilkel, güdüsel bir
protestosudur." Ancak Engels, bu bireysel saldırının düzenin suç
oluşturucu yapısını yok etmediğinin altını çizer.
Engels,
kadınların ve çocukların emeğinin burjuvazi tarafından ücretlerin
düşürülmesinde kullanıldığını belirtir. Başlangıçta ahlakçı bir bakışla
kadınların fabrika çalışmasına katılımını olumsuzlasa da, ileride kadınların
toplumsal üretime katılmasını savunacaktır.
6.
Burjuvazi ve Proletarya Arasındaki Farklılıklar
Engels,
serf ile işçinin farklı üretim biçimlerinde de olsa emekçi olarak konumlarını
ve sömürülmelerini karşılaştırır. Proleterlerin birden çok efendisi olduğu için
"emeğini satmada özgür göründüğünü" ancak içinde bulundukları
köleliğin gizli, kurnazca örtülü ve ikiyüzlü bir durum olduğunu belirtir.
İşçilerin fabrikalardaki çalışması, aç kalmama zorunluluğundan kaynaklanır ve
çalışma sürecinde yabancılaşmışlardır. Engels, burada yabancılaşmayı "hayvanlaşma"
olarak değerlendirir ve bu hayvanlaşmaya karşı gelişen öfkenin, burjuvaziye
karşı savaşıma dönüşmesi gerektiğini ifade eder.
Engels'e
göre işçiler, burjuvaziye göre daha insancıldır. Paraya ihtiyaçları olmasına
rağmen açgözlü değillerdir. Oysa burjuvalar paraya tapar ve açgözlüdür. İşçiler
yoksul olduklarından yoksulun halinden anlar ve yardımseverdir. Burjuvazinin
hayırseverliği ise gösteriş içindir ve ikiyüzlücedir.
- "Sadaka,
alandan çok vereni aşağılar; ayaklar altında ezileni daha da toza toprağa
bulayan sadaka; aşağılananın, paryanın, toplumun dışına atılanın, önce
kendisine kalmış son şeyi, insanlığını da teslim etmesini isteyen sadaka;
sizin merhametiniz bir zekât şeklinde onun alnına aşağılanmanın damgasını
vurmadan önce onun merhamet dilemesini isteyen sadaka, alandan çok vereni
aşağılar."
7.
Devlet ve Burjuvazi İlişkisi
Engels,
burjuvazi ile devlet arasındaki ilişkiye dair ilk tespitleri bu eserde yapar. Burjuvazinin
devlet gücü tarafından korunduğunu, devletin burjuvazinin çıkarlarını
savunduğunu ve koruduğunu yazar. Yasaların da burjuvaların kendilerini ve
çıkarlarını koruduğunu ve (genel olarak) emekçilerin çıkarlarına aykırı
olduğunu belirtir.
8.
İşçi Örgütlenmeleri ve Sınıf Mücadelesi
Engels,
işçiler arasındaki rekabeti yenmenin yolunun örgütlenme olduğunu
vurgular. Sendikaları bu rekabeti yenmenin araçlarından biri olarak görür ve
onları sisteme karşı savaşması gereken örgütler olarak tanımlar.
Grevleri, işçiler için verecekleri son kavganın eğitim alanları olarak gören
Engels, grevlerin toplum düzenini değiştirme sorununu tek başına çözmeyeceğini
belirtir.
9.
Dönemin İşçi Akımları ve Engels'in Eleştirileri
Engels,
İngiltere'de proletaryayı iki akımın temsil ettiğini belirterek bunların
eksiklerini değerlendirir:
- Reformist
sosyalistler: İşçi
sınıfının öfkesini ve sınıf nefretini değersiz buluyor, insan severliği
öğütlüyorlar. İşçi sınıfıyla bütünleşmeyi başaramayan reformist
sosyalistlerin, Çartistlerin bakışına ve konumuna gelmesi gerektiğini
savunur.
- Çartist
hareket: Teorik
olarak geri olsalar da işçilere dayanmakta ve burjuvaziyle radikal biçimde
hesaplaşmaktadırlar.
Engels,
bu iki akımın sahip oldukları eğilimlerin birleşmesini önermektedir.
10.
Engels'in Gelecek Beklentileri ve Sonraki Düzeltmeleri
Engels,
eserinde sınıf mücadelelerinin yoğunlaştığını gözler ve devrimin yakın
zamanda patlayacağını düşünür. Ancak bu beklentisi tarih tarafından
karşılanmamıştır. Ayrıca, burjuvazinin çok az sayıda da olsa bazı öğelerinin
komünizme yandaş olabileceği ve devrim sürecine katılabileceği düşüncesini de
dile getirir ki, bu da yanlış bir düşüncedir. Engels, 1892 yılında eserine
yazdığı önsözde bu yanlış düşünceyi düzeltir.
11.
Eserin Bilimsel Yetersizlikleri ve Genel Değeri
Engels,
bu eserde ücretlerin nasıl belirlendiğini bilimsel açıdan ortaya koymaz. Ücreti
yaşam için gerekli fiziksel ihtiyaçlarla sınırlar ve ücretin toplumsal ve moral
bileşenini dikkate almaz. Ahlak konusundaki yaklaşımı da daha sonra aşılacak,
ahlakın sınıflar üstü olamayacağını benimsemesiyle değişecektir.
1892
tarihli önsözde Engels, eserinin genel teorik yaklaşımının, o günkü
yaklaşımıyla çakışmadığını belirtir. 1844 yılındaki düşüncelerinin, komünizmin
gelişim aşamalarından birine işaret ettiğini yazar. Ancak buna rağmen, "İngiltere’de
Emekçi Sınıfın Durumu" adlı kitapta, işçilerin durumu ayrıntılı biçimde
yansıtılır ve onlardan yana tutkulu biçimde tavır alınır. Çeşitli sorunlara
bilimsel açıdan yetersiz biçimde, fakat cesaretle değinilir. Bunlara, burjuva
siyasal iktisadın ideolojik çerçevesinin ötesinde ve karşısında yer alan bir
konumlanışla yaklaşılır.
Sonuç:
Engels'in
"İngiltere'de Emekçi Sınıfın Durumu" eseri, sanayi devriminin İngiliz
işçi sınıfı üzerindeki yıkıcı etkilerini, ortaya çıkan sefaleti, ahlaki
çöküntüyü ve aynı zamanda işçi hareketinin doğumunu ve yükselişini ele alan
çığır açıcı bir çalışmadır. Döneminin sınırlı bilimsel araçlarına rağmen, işçi
sınıfının içinde bulunduğu somut koşulları betimleme, kentleşmenin toplumsal
etkilerini analiz etme, sınıf mücadelesinin önemini vurgulama ve kapitalizmin
temel çelişkilerine işaret etme konusunda büyük bir cesaret ve tutku
sergilemiştir. Eser, Marksist düşüncenin gelişiminde kritik bir kilometre taşı
olarak kabul edilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.