1.
Meta ve Değer Teorisi:
- Meta: İnsanın ihtiyacını karşılayan ve
satış amacıyla üretilen emek ürünüdür. Marx, kapitalizmi genelleşmiş meta
üretimi olarak ele alır.
- Kullanım
Değeri: Bir
nesnenin insan ihtiyaçlarını giderme özelliği. Her kullanım değeri olan
şey meta değildir; meta olması için satılmak üzere üretilmesi gerekir.
- Değer: Metaların ortak özelliği olan
"emek ürünü oluşu"ndan türeyen, onları üretmek için harcanan
toplumsal emeğin dolaylı ölçüsüdür. "Demek ki değer metaları üretmek
için gerekli olan toplumsal emeğin dolaylı bir ölçüsüdür." Mübadele
değeri, değerin ifade biçimidir.
- Somut
Emek ve Soyut Emek:
Meta'nın ikili karakteri (kullanım değeri ve değer), ona katılan emeğin
ikili karakterinden (somut ve soyut emek) kaynaklanır. Somut emek, belirli
bir kullanım değeri yaratırken (kunduracılık ayakkabıya, çiftçilik
patatese tekabül eder), soyut emek, "genel olarak insanların emek
gücünün harcanması olarak ele alındığında" metanın değerini belirler.
Soyut emek, piyasa ekonomisinin ve özel mülkiyetin egemen olduğu
toplumların tarihsel bir kategorisidir.
- Basit
Emek ve Karmaşık Emek:
Karmaşık emek, toplumsal yetiştirme gerektiren ve basit emeğin katları
olarak ifade edilebilen emektir. "Böylece karmaşık emek, birkaç
katına çıkarılmış basit emek anlamını kazanır."
- Toplumsal
Olarak Gerekli Emek:
Metanın değeri, onu üretmek için harcanan bireysel emekle değil,
"toplumsal olarak gerekli emek" ile belirlenir. Bu, o metaların
üreticileri tarafından harcanan emeğin ortalama/normal koşulları ile
belirlenen bir toplumsal ortalamadır.
2.
Mübadele, Para ve Değer Yasası:
- Metaların
değeri ancak bir başka metayla karşılaştırma ve mübadele süreci
aracılığıyla ifadesini bulur. Bu durum, "Değer, böylece mübadele
değeri biçiminde kendini ortaya koyar" ifadesiyle özetlenir.
- Genel
Eş Değer ve Para: Metalar
arası karşılaştırmalar sonucunda, tüm metaların değerini dile getirmede
kullanılan tek bir meta "genel eş değer" haline gelir ve
"paraya dönüşmüştür."
- Paranın
İşlevleri: Değer
ölçüsü, dolaşım aracı ve değer saklama aracı (gömüleme, ödeme aracı,
evrensel ödeme aracı). "Para, sınıflı toplum çerçevesi içinde
başkalarının emeğini mülk edinmenin bir aracı olduğu ölçüde bir sınıf
doğasına sahiptir."
- Değer
Yasası: Piyasa
ekonomisi çerçevesinde, toplumsal emeğin ve ihtiyaçların dengede olmasını
sağlayan nesnel bir mekanizmadır. Fiyat dalgalanmaları bu yasanın
işleyişini gösterir.
3.
Sermaye ve Artık Değer:
- Sermaye: Marx için para, "başkalarının
emeğini sömürmek amacıyla kullanıldığında" sermaye haline gelir
(P-M-P'). Amaç, değer artışıdır (P').
- Artık
Değer ve Mübadele:
Burjuva iktisatçıların aksine Marx, artık değerin meta dolaşımının sonucu
olmadığını iddia eder. Mübadele, eş değerli değerler arasında
gerçekleşirse değer artışı olmaz. Artık değerin kaynağı, piyasada
"kendi değerinden üstün değer yaratacak bir meta" bulmaktır:
emek gücü.
- Emek
Gücü ve Değeri:
Emek gücü, bireyin maddi mal üretirken işe koşabildiği yeteneklerdir.
Kapitalist toplumda emek gücü bir meta haline gelir. Emek gücünün değeri,
işçinin ve ailesinin geçimini sağlamak için gerekli geçim araçlarının
değerine eşittir.
- Yeni
Yaratılmış Değer:
İşçinin emek gücünün özgül kullanım değeri, kendiliğinden sahip olduğundan
daha büyük bir değer kaynağı olmasını sağlar. İşçinin emek gücünün
değerini ödemek için gereken zamandan (gerekli emek-zaman) daha fazla
çalıştırılması (artık emek-zaman) "artık değer" yaratır.
"Demek ki artık değer emek gücü değeri ile işçi tarafından yaratılmış
değer arasındaki farktır." Bu, işçinin karşılığı ödenmemiş emeğinin
ürünüdür.
- Kapitalist
Sömürü: Kapitalist
sistemde artık değer üretimi, emeğin iki özelliğine dayanır: İşçinin
sermayedarın denetiminde çalışması ve sermayedarın emeğin ürününe sahip
olması. "Artı-değer üretimi, bu üretim tarzının mutlak
yasasıdır."
- Sermaye
Bir Toplumsal İlişkidir:
Burjuva iktisatçıların sermayeyi bir üretim aracı olarak tanımlamasının
aksine Marx, sermayeyi ücretli emeğin sömürüsünün bir aracı olarak görür.
"Sermaye, ölü emektir ve ancak vampir gibi canlı emeği emmekle
yaşayabilir, ve ne kadar çok emek emerse, o kadar çok yaşar."
Sermaye, sermayeciler sınıfı ile işçiler sınıfı arasında bir üretim
ilişkisini temsil eder.
- Değişmez
Sermaye ve Değişir Sermaye:
Değişmez sermaye (c), makine, bina, hammadde gibi üretim araçlarına
harcanan ve değeri üretim sürecinde değişmeden metaya aktarılan
sermayedir. Değişir sermaye (v), emek gücü satın almaya ayrılan ve artık
değer üreterek değeri artan sermayedir. Artık değerin kaynağı değişir
sermaye olan emek güçlerinin sömürülmesidir.
- Mutlak,
Göreli ve Ekstra Artık Değer:
Mutlak Artık Değer: İş gününü uzatarak elde edilen artık
değerdir.
Göreli Artık Değer: İş gününü uzatmadan, gerekli
emek-zamanını azaltarak (emek üretkenliğini artırarak) elde edilen artık
değerdir.
Ekstra Artık Değer: Kapitalist bir işletmenin makinelerini
ve üretim yöntemlerini iyileştirerek sanayi ortalamasının üzerinde üretkenlik
sağlaması ve böylece ortalama artık değer oranından daha büyük bir oran elde
etmesidir. Bu geçicidir, çünkü zamanla diğer fabrikalar da aynı gelişmeleri
benimser.
4.
Ücret ve Yeniden Üretim:
- Ücret: Emek gücü değeri, emek gücü fiyatı
ve reel ücret olarak üç ögesi vardır. Emek gücü değeri, emek
üretkenliğindeki artış ve işçi örgütlerinin gücü gibi faktörlerden
etkilenir.
- Üretim
ve Yeniden Üretim:
Toplumun maddi malları sürekli üretmesi ve tüketmesi gerekir. Üretimin
kesintisiz yinelenmesine yeniden üretim denir. "Bunun için birbiriyle
ilişkili bir bütün, devamlı yenilemelerle akıp giden bir olay olarak
görüldüğünde, her toplumsal üretim süreci, aynı zamanda, bir
yeniden-üretim sürecidir." Kapitalist üretim biçimi altında, yeniden
üretim de kapitalist bir biçim alır, yani kapitalist sömürü ilişkileri
sürekli yenilenir.
- Basit
Kapitalist Yeniden Üretim:
Artık değerin tamamen sermayeciler tarafından kendi tüketimleri için
kullanıldığı, üretim hacminde değişme olmayan yeniden üretimdir. Bu
süreçte hem emek ürünleri hem de kapitalist sömürü ilişkileri yenilenir.
İşçiler sürekli olarak emek güçlerini satmak zorunda kalırlar. Marx'a göre
sermayeciler ücretleri kendi ceplerinden değil, "önceki üretim dönemi
sırasında işçilerin emeğiyle yaratılmış değerden öderler."
- Genişletilmiş
Yeniden Üretim-Sermaye Birikimi:
Artık değerin bir bölümünün ek üretim araçları alımı veya fazladan işçi
alma biçiminde üretime yönlendirilmesidir. "Sermaye birikimi, artık
değerin bir bölümünün sermayeye eklenmesi ya da sermayeye
çevrilmesidir." Rekabet, sermaye birikimini ve artık değer kütlesinin
sürekli artırılması baskısını körükler.
5.
Sermayenin Organik Bileşimi, Yoğunlaşma ve Merkezileşme:
- Sermayenin
Organik Bileşimi:
Değişmez sermaye ile değişir sermaye arasındaki değer ilişkisini ifade
eder. Kapitalist birikim sürecinde, teknik iyileşmelerle birlikte
sermayenin organik bileşimi artma eğilimi gösterir.
- Merkezileşme
ve Yoğunlaşma
Merkezileşme: Farklı sermayelerin tek bir karar
organı altında birleşmesi, yani birkaç sermayenin daha güçlü bir sermaye halinde
birleşmesidir.
Yoğunlaşma: Birikim sonucunda her önemli sınai
firmada meydana gelen değer artışıdır.
- Bu
süreçler, muazzam miktarda serveti sınırlı sayıda kişinin elinde toplar ve
toplumu mülk sahibi olanlar ile olmayanlar arasında kutuplaştırma eğilimi
gösterir.
6.
Yedek Sanayi Ordusu ve Göreli Yoksullaşma:
- Yedek
Sanayi Ordusu:
Kapitalist gelişme (canlı emek yerine ölü emek ikamesi) yoluyla sürekli
olarak yaratılan işsiz üreticiler kitlesidir. Bu kitle, ücretler üzerinde
aşağı yönlü bir baskı oluşturur.
- Göreli
Yoksullaşma:
İşçilerin üretkenlik artışlarından yararlanmalarına rağmen, bu
yararlanmanın sermayecilerden çok daha küçük ölçüde kalmasıdır.
7.
Kapitalist Üretim Tarzının Temel Çelişkisi:
- Kapitalizm,
emeğin ve üretimin toplumsallaşmasına yol açar; ancak üretim araçlarının
mülkiyet biçimi (az sayıda sermayecinin çıkarına ilerlemesi) üretimin
toplumsal karakteriyle bağdaşmaz. "Üretimin toplumsal karakteri ile
üretimin sonuçlarının özel kapitalist mülk edinilme biçimi arasındaki
çelişki kapitalist üretim tarzının temel çelişkisidir." Bu çelişki
kapitalizmin gelişmesiyle keskinleşir.
8.
Sermaye Çevrimi ve Devri:
- Sermaye
Çevrimi:
Sermayenin P - M (EG+ÜA) ... Ü...M' - P' biçimindeki art arda
dönüşmesidir. Üç aşaması vardır: para-sermayeden üretken sermayeye,
üretken sermayeden meta-sermayeye ve meta-sermayeden para-sermayeye
dönüşüm. Artık değer sadece ikinci aşamada (üretim süreci) üretilir.
- Sermaye
Devri: Çevrimin
durmadan yinelenmesidir. Devir zamanı, üretim zamanı ile dolaşım zamanının
toplamıdır. Sermayeciler devir zamanını kısaltarak kârlılıklarını artırma
eğilimindedirler.
- Sabit
Sermaye ve Dolaşır Sermaye:
Sabit Sermaye: Bina, makine gibi değeri birden fazla
ürün işleme süresi boyunca ürüne aktarılan sermayedir. Maddi ve manevi aşınmaya
uğrar.
Dolaşır Sermaye: Emek gücü, hammadde gibi değeri tek bir
ürün işleme süresinde bütünüyle metaya aktarılan sermayedir.
- Marksistler,
bu ayrımı değişmez ve değişir sermaye ayrımından farklı tutar.
Değişmez/değişir sermaye sömürü sürecindeki role göre, sabit/dolaşır
sermaye ise döngünün karakterine göre ayrılır. Burjuva iktisatçıları bu
ayrımı maskeleyerek emek gücünün artık değer üretimindeki rolünü göz ardı
ederler.
9.
Kârlılık ve Ortalama Kâr Oranı:
- Kapitalist
Üretim Maliyetleri ve Kâr:
Bir metanın değeri değişmez sermaye, değişir sermaye ve artık değerden
oluşur. Kapitalist üretim maliyeti (c+v) gerçek değerden (c+v+m) küçüktür;
aradaki fark artık değerdir (m), ki bu sermayecinin kârını oluşturur.
- Kâr
Oranı: Artık değer
kütlesi ile yatırılan toplam sermaye (c+v) arasındaki ilişkidir. İşçi
sınıfının sömürülme derecesi (artık değer oranı), sermayenin organik
bileşimi ve sermaye döngüsünün hızı kâr oranını etkiler.
- Ortalama
Kâr Oranının Biçimlenmesi ve Üretim Fiyatı: Kapitalist rejimde, sanayi dalları
arasındaki rekabet, kâr oranlarını eşitleme eğilimi gösterir ve genel bir
ortalama kâr oranı oluşur. Bu eşitleme, sermaye akışı yoluyla sağlanır.
Metalar artık değerleri üzerinden değil, "üretim fiyatı"
üzerinden (ortalama kâr eklenmiş üretim genel giderleri) satılır.
10.
Kâr Oranının Azalma Eğilimi:
- Sermayenin
organik bileşiminin artması (canlı emek yerine ölü emek ikamesi) ve
hammadde/enerji değerindeki artışlar nedeniyle kâr oranı uzun dönemde
azalma eğilimi gösterir. Bu, kapitalist gelişmenin bizatihi mantığına
yazılmıştır. Bu eğilim, ekonomik çevrimler (7-10 yıl) içinde de doğrulanır
ve bunalımlarla bağlantılıdır.
11.
Ticari Sermaye ve Bankacılık Sermayesi:
- Ticari
Sermaye: Meta
dolaşım alanına yatırılmış sermayedir. Artık değer yaratmaz, ancak sanayi
sermayesinin artık değerinin bir bölümünü tacir kârı olarak alır. Ticari
sermayenin varlığı, sanayicinin dolaşım süresini ve ilgili harcamaları
azaltmasını sağlar.
- Bankacılık
Sermayesi (İkraz Sermayesi):
Faiz karşılığında ödünç verilen paradır. Faizin kaynağı artık değerdir.
Bankalar, toplumun parasını toplayıp sanayicilerin kullanımına sunar.
Kredi, sermaye mülkiyeti ile sermayenin üretimde kullanılması arasında bir
ayrılma yaratır.
12.
Dönemsel Aşırı Üretim Bunalımları:
- Kapitalist
krizler, fiziksel kıtlıktan (kullanım değerleri eksik üretimi) değil,
mübadele değerleri (metalar) aşırı üretiminden kaynaklanır.
- Sermayenin
organik bileşimindeki artış ve kâr oranının azalma eğilimi, genel aşırı
üretim bunalımlarına yol açar. Patlama dönemlerinde başlayan "yatırım
patlaması" (özellikle üretim araçları sektöründe), orantısız
gelişmeye yol açar.
- Yeni
üretim araçlarının kitlesel girişi ve emek tasarruf edici teknolojilerin
kullanımı, kâr oranını düşürür ve "aşırı birikim" eğilimi ortaya
çıkar. Kredi genişlemesi krizi sadece geciktirir.
- Krizin
sonucunda üretim ve istihdam geriler, meta fiyatları çöker ve sermaye
genel olarak değer yitirir. Bu çöküş, piyasa fiyatlarının ve üretim
fiyatlarının (daha düşük ortalama kâr oranıyla) metanın değerindeki genel
düşüşe uyarlanmasından ibarettir.
- Bunalım,
sistemin bütünü için "sağlıklıdır" çünkü kâr oranındaki
gerilemeyi geçici olarak durdurur veya tersine çevirir. Yedek işçi
ordusunun yeniden kurulması ve reel ücretlerdeki kesinti, artık değer
oranında güçlü bir artışa ve dolayısıyla kâr oranının yükselmesine yol
açar.
- Dönemsel
aşırı üretim bunalımlarının temel nedenleri, "ortalama kâr oranının
dönem dönem azalmasının kaçınılmazlığı, kapitalist üretim anarşisi ve
kapitalizm döneminde kitle tüketimini üretici güçlerin büyümesiyle
ilgileşimli olarak geliştirmenin olanaksızlığıdır."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.