Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm tarihin çözülen bilmecesidir.

2 Ağustos 2025 Cumartesi

MARKSİST İKTİSAT EL KİTABI (Temel Tanımlar): ÖZET

Ana Temalar ve Önemli Fikirler:

1. Meta ve Değer Teorisi:

  • Meta: İnsanın ihtiyacını karşılayan ve satış amacıyla üretilen emek ürünüdür. Marx, kapitalizmi genelleşmiş meta üretimi olarak ele alır.
  • Kullanım Değeri: Bir nesnenin insan ihtiyaçlarını giderme özelliği. Her kullanım değeri olan şey meta değildir; meta olması için satılmak üzere üretilmesi gerekir.
  • Değer: Metaların ortak özelliği olan "emek ürünü oluşu"ndan türeyen, onları üretmek için harcanan toplumsal emeğin dolaylı ölçüsüdür. "Demek ki değer metaları üretmek için gerekli olan toplumsal emeğin dolaylı bir ölçüsüdür." Mübadele değeri, değerin ifade biçimidir.
  • Somut Emek ve Soyut Emek: Meta'nın ikili karakteri (kullanım değeri ve değer), ona katılan emeğin ikili karakterinden (somut ve soyut emek) kaynaklanır. Somut emek, belirli bir kullanım değeri yaratırken (kunduracılık ayakkabıya, çiftçilik patatese tekabül eder), soyut emek, "genel olarak insanların emek gücünün harcanması olarak ele alındığında" metanın değerini belirler. Soyut emek, piyasa ekonomisinin ve özel mülkiyetin egemen olduğu toplumların tarihsel bir kategorisidir.
  • Basit Emek ve Karmaşık Emek: Karmaşık emek, toplumsal yetiştirme gerektiren ve basit emeğin katları olarak ifade edilebilen emektir. "Böylece karmaşık emek, birkaç katına çıkarılmış basit emek anlamını kazanır."
  • Toplumsal Olarak Gerekli Emek: Metanın değeri, onu üretmek için harcanan bireysel emekle değil, "toplumsal olarak gerekli emek" ile belirlenir. Bu, o metaların üreticileri tarafından harcanan emeğin ortalama/normal koşulları ile belirlenen bir toplumsal ortalamadır.

2. Mübadele, Para ve Değer Yasası:

  • Metaların değeri ancak bir başka metayla karşılaştırma ve mübadele süreci aracılığıyla ifadesini bulur. Bu durum, "Değer, böylece mübadele değeri biçiminde kendini ortaya koyar" ifadesiyle özetlenir.
  • Genel Eş Değer ve Para: Metalar arası karşılaştırmalar sonucunda, tüm metaların değerini dile getirmede kullanılan tek bir meta "genel eş değer" haline gelir ve "paraya dönüşmüştür."
  • Paranın İşlevleri: Değer ölçüsü, dolaşım aracı ve değer saklama aracı (gömüleme, ödeme aracı, evrensel ödeme aracı). "Para, sınıflı toplum çerçevesi içinde başkalarının emeğini mülk edinmenin bir aracı olduğu ölçüde bir sınıf doğasına sahiptir."
  • Değer Yasası: Piyasa ekonomisi çerçevesinde, toplumsal emeğin ve ihtiyaçların dengede olmasını sağlayan nesnel bir mekanizmadır. Fiyat dalgalanmaları bu yasanın işleyişini gösterir.

3. Sermaye ve Artık Değer:

  • Sermaye: Marx için para, "başkalarının emeğini sömürmek amacıyla kullanıldığında" sermaye haline gelir (P-M-P'). Amaç, değer artışıdır (P').
  • Artık Değer ve Mübadele: Burjuva iktisatçıların aksine Marx, artık değerin meta dolaşımının sonucu olmadığını iddia eder. Mübadele, eş değerli değerler arasında gerçekleşirse değer artışı olmaz. Artık değerin kaynağı, piyasada "kendi değerinden üstün değer yaratacak bir meta" bulmaktır: emek gücü.
  • Emek Gücü ve Değeri: Emek gücü, bireyin maddi mal üretirken işe koşabildiği yeteneklerdir. Kapitalist toplumda emek gücü bir meta haline gelir. Emek gücünün değeri, işçinin ve ailesinin geçimini sağlamak için gerekli geçim araçlarının değerine eşittir.
  • Yeni Yaratılmış Değer: İşçinin emek gücünün özgül kullanım değeri, kendiliğinden sahip olduğundan daha büyük bir değer kaynağı olmasını sağlar. İşçinin emek gücünün değerini ödemek için gereken zamandan (gerekli emek-zaman) daha fazla çalıştırılması (artık emek-zaman) "artık değer" yaratır. "Demek ki artık değer emek gücü değeri ile işçi tarafından yaratılmış değer arasındaki farktır." Bu, işçinin karşılığı ödenmemiş emeğinin ürünüdür.
  • Kapitalist Sömürü: Kapitalist sistemde artık değer üretimi, emeğin iki özelliğine dayanır: İşçinin sermayedarın denetiminde çalışması ve sermayedarın emeğin ürününe sahip olması. "Artı-değer üretimi, bu üretim tarzının mutlak yasasıdır."
  • Sermaye Bir Toplumsal İlişkidir: Burjuva iktisatçıların sermayeyi bir üretim aracı olarak tanımlamasının aksine Marx, sermayeyi ücretli emeğin sömürüsünün bir aracı olarak görür. "Sermaye, ölü emektir ve ancak vampir gibi canlı emeği emmekle yaşayabilir, ve ne kadar çok emek emerse, o kadar çok yaşar." Sermaye, sermayeciler sınıfı ile işçiler sınıfı arasında bir üretim ilişkisini temsil eder.
  • Değişmez Sermaye ve Değişir Sermaye: Değişmez sermaye (c), makine, bina, hammadde gibi üretim araçlarına harcanan ve değeri üretim sürecinde değişmeden metaya aktarılan sermayedir. Değişir sermaye (v), emek gücü satın almaya ayrılan ve artık değer üreterek değeri artan sermayedir. Artık değerin kaynağı değişir sermaye olan emek güçlerinin sömürülmesidir.
  • Mutlak, Göreli ve Ekstra Artık Değer:

Mutlak Artık Değer: İş gününü uzatarak elde edilen artık değerdir.

Göreli Artık Değer: İş gününü uzatmadan, gerekli emek-zamanını azaltarak (emek üretkenliğini artırarak) elde edilen artık değerdir.

Ekstra Artık Değer: Kapitalist bir işletmenin makinelerini ve üretim yöntemlerini iyileştirerek sanayi ortalamasının üzerinde üretkenlik sağlaması ve böylece ortalama artık değer oranından daha büyük bir oran elde etmesidir. Bu geçicidir, çünkü zamanla diğer fabrikalar da aynı gelişmeleri benimser.

4. Ücret ve Yeniden Üretim:

  • Ücret: Emek gücü değeri, emek gücü fiyatı ve reel ücret olarak üç ögesi vardır. Emek gücü değeri, emek üretkenliğindeki artış ve işçi örgütlerinin gücü gibi faktörlerden etkilenir.
  • Üretim ve Yeniden Üretim: Toplumun maddi malları sürekli üretmesi ve tüketmesi gerekir. Üretimin kesintisiz yinelenmesine yeniden üretim denir. "Bunun için birbiriyle ilişkili bir bütün, devamlı yenilemelerle akıp giden bir olay olarak görüldüğünde, her toplumsal üretim süreci, aynı zamanda, bir yeniden-üretim sürecidir." Kapitalist üretim biçimi altında, yeniden üretim de kapitalist bir biçim alır, yani kapitalist sömürü ilişkileri sürekli yenilenir.
  • Basit Kapitalist Yeniden Üretim: Artık değerin tamamen sermayeciler tarafından kendi tüketimleri için kullanıldığı, üretim hacminde değişme olmayan yeniden üretimdir. Bu süreçte hem emek ürünleri hem de kapitalist sömürü ilişkileri yenilenir. İşçiler sürekli olarak emek güçlerini satmak zorunda kalırlar. Marx'a göre sermayeciler ücretleri kendi ceplerinden değil, "önceki üretim dönemi sırasında işçilerin emeğiyle yaratılmış değerden öderler."
  • Genişletilmiş Yeniden Üretim-Sermaye Birikimi: Artık değerin bir bölümünün ek üretim araçları alımı veya fazladan işçi alma biçiminde üretime yönlendirilmesidir. "Sermaye birikimi, artık değerin bir bölümünün sermayeye eklenmesi ya da sermayeye çevrilmesidir." Rekabet, sermaye birikimini ve artık değer kütlesinin sürekli artırılması baskısını körükler.

5. Sermayenin Organik Bileşimi, Yoğunlaşma ve Merkezileşme:

  • Sermayenin Organik Bileşimi: Değişmez sermaye ile değişir sermaye arasındaki değer ilişkisini ifade eder. Kapitalist birikim sürecinde, teknik iyileşmelerle birlikte sermayenin organik bileşimi artma eğilimi gösterir.
  • Merkezileşme ve Yoğunlaşma

Merkezileşme: Farklı sermayelerin tek bir karar organı altında birleşmesi, yani birkaç sermayenin daha güçlü bir sermaye halinde birleşmesidir.

Yoğunlaşma: Birikim sonucunda her önemli sınai firmada meydana gelen değer artışıdır.

  • Bu süreçler, muazzam miktarda serveti sınırlı sayıda kişinin elinde toplar ve toplumu mülk sahibi olanlar ile olmayanlar arasında kutuplaştırma eğilimi gösterir.

6. Yedek Sanayi Ordusu ve Göreli Yoksullaşma:

  • Yedek Sanayi Ordusu: Kapitalist gelişme (canlı emek yerine ölü emek ikamesi) yoluyla sürekli olarak yaratılan işsiz üreticiler kitlesidir. Bu kitle, ücretler üzerinde aşağı yönlü bir baskı oluşturur.
  • Göreli Yoksullaşma: İşçilerin üretkenlik artışlarından yararlanmalarına rağmen, bu yararlanmanın sermayecilerden çok daha küçük ölçüde kalmasıdır.

7. Kapitalist Üretim Tarzının Temel Çelişkisi:

  • Kapitalizm, emeğin ve üretimin toplumsallaşmasına yol açar; ancak üretim araçlarının mülkiyet biçimi (az sayıda sermayecinin çıkarına ilerlemesi) üretimin toplumsal karakteriyle bağdaşmaz. "Üretimin toplumsal karakteri ile üretimin sonuçlarının özel kapitalist mülk edinilme biçimi arasındaki çelişki kapitalist üretim tarzının temel çelişkisidir." Bu çelişki kapitalizmin gelişmesiyle keskinleşir.

8. Sermaye Çevrimi ve Devri:

  • Sermaye Çevrimi: Sermayenin P - M (EG+ÜA) ... Ü...M' - P' biçimindeki art arda dönüşmesidir. Üç aşaması vardır: para-sermayeden üretken sermayeye, üretken sermayeden meta-sermayeye ve meta-sermayeden para-sermayeye dönüşüm. Artık değer sadece ikinci aşamada (üretim süreci) üretilir.
  • Sermaye Devri: Çevrimin durmadan yinelenmesidir. Devir zamanı, üretim zamanı ile dolaşım zamanının toplamıdır. Sermayeciler devir zamanını kısaltarak kârlılıklarını artırma eğilimindedirler.
  • Sabit Sermaye ve Dolaşır Sermaye:

Sabit Sermaye: Bina, makine gibi değeri birden fazla ürün işleme süresi boyunca ürüne aktarılan sermayedir. Maddi ve manevi aşınmaya uğrar.

Dolaşır Sermaye: Emek gücü, hammadde gibi değeri tek bir ürün işleme süresinde bütünüyle metaya aktarılan sermayedir.

  • Marksistler, bu ayrımı değişmez ve değişir sermaye ayrımından farklı tutar. Değişmez/değişir sermaye sömürü sürecindeki role göre, sabit/dolaşır sermaye ise döngünün karakterine göre ayrılır. Burjuva iktisatçıları bu ayrımı maskeleyerek emek gücünün artık değer üretimindeki rolünü göz ardı ederler.

9. Kârlılık ve Ortalama Kâr Oranı:

  • Kapitalist Üretim Maliyetleri ve Kâr: Bir metanın değeri değişmez sermaye, değişir sermaye ve artık değerden oluşur. Kapitalist üretim maliyeti (c+v) gerçek değerden (c+v+m) küçüktür; aradaki fark artık değerdir (m), ki bu sermayecinin kârını oluşturur.
  • Kâr Oranı: Artık değer kütlesi ile yatırılan toplam sermaye (c+v) arasındaki ilişkidir. İşçi sınıfının sömürülme derecesi (artık değer oranı), sermayenin organik bileşimi ve sermaye döngüsünün hızı kâr oranını etkiler.
  • Ortalama Kâr Oranının Biçimlenmesi ve Üretim Fiyatı: Kapitalist rejimde, sanayi dalları arasındaki rekabet, kâr oranlarını eşitleme eğilimi gösterir ve genel bir ortalama kâr oranı oluşur. Bu eşitleme, sermaye akışı yoluyla sağlanır. Metalar artık değerleri üzerinden değil, "üretim fiyatı" üzerinden (ortalama kâr eklenmiş üretim genel giderleri) satılır.

10. Kâr Oranının Azalma Eğilimi:

  • Sermayenin organik bileşiminin artması (canlı emek yerine ölü emek ikamesi) ve hammadde/enerji değerindeki artışlar nedeniyle kâr oranı uzun dönemde azalma eğilimi gösterir. Bu, kapitalist gelişmenin bizatihi mantığına yazılmıştır. Bu eğilim, ekonomik çevrimler (7-10 yıl) içinde de doğrulanır ve bunalımlarla bağlantılıdır.

11. Ticari Sermaye ve Bankacılık Sermayesi:

  • Ticari Sermaye: Meta dolaşım alanına yatırılmış sermayedir. Artık değer yaratmaz, ancak sanayi sermayesinin artık değerinin bir bölümünü tacir kârı olarak alır. Ticari sermayenin varlığı, sanayicinin dolaşım süresini ve ilgili harcamaları azaltmasını sağlar.
  • Bankacılık Sermayesi (İkraz Sermayesi): Faiz karşılığında ödünç verilen paradır. Faizin kaynağı artık değerdir. Bankalar, toplumun parasını toplayıp sanayicilerin kullanımına sunar. Kredi, sermaye mülkiyeti ile sermayenin üretimde kullanılması arasında bir ayrılma yaratır.

12. Dönemsel Aşırı Üretim Bunalımları:

  • Kapitalist krizler, fiziksel kıtlıktan (kullanım değerleri eksik üretimi) değil, mübadele değerleri (metalar) aşırı üretiminden kaynaklanır.
  • Sermayenin organik bileşimindeki artış ve kâr oranının azalma eğilimi, genel aşırı üretim bunalımlarına yol açar. Patlama dönemlerinde başlayan "yatırım patlaması" (özellikle üretim araçları sektöründe), orantısız gelişmeye yol açar.
  • Yeni üretim araçlarının kitlesel girişi ve emek tasarruf edici teknolojilerin kullanımı, kâr oranını düşürür ve "aşırı birikim" eğilimi ortaya çıkar. Kredi genişlemesi krizi sadece geciktirir.
  • Krizin sonucunda üretim ve istihdam geriler, meta fiyatları çöker ve sermaye genel olarak değer yitirir. Bu çöküş, piyasa fiyatlarının ve üretim fiyatlarının (daha düşük ortalama kâr oranıyla) metanın değerindeki genel düşüşe uyarlanmasından ibarettir.
  • Bunalım, sistemin bütünü için "sağlıklıdır" çünkü kâr oranındaki gerilemeyi geçici olarak durdurur veya tersine çevirir. Yedek işçi ordusunun yeniden kurulması ve reel ücretlerdeki kesinti, artık değer oranında güçlü bir artışa ve dolayısıyla kâr oranının yükselmesine yol açar.
  • Dönemsel aşırı üretim bunalımlarının temel nedenleri, "ortalama kâr oranının dönem dönem azalmasının kaçınılmazlığı, kapitalist üretim anarşisi ve kapitalizm döneminde kitle tüketimini üretici güçlerin büyümesiyle ilgileşimli olarak geliştirmenin olanaksızlığıdır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[MAR] YOUTUBE KANALI

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]