22 Mayıs 2023 Pazartesi

14 Mayıs seçimleri üzerine notlar

Mahmut Boyuneğmez

1) AKP’nin Türkiye genelinde aldığı oy oranı % 35,56 olup, 2002 yılındaki hariç (o yıl % 34,3’tü) daha sonra yapılan 6 genel seçimde 5 kez % 40’ın üzerinde oy almasına karşın ilk defa bu seçimde % 40’ın altına inmiştir. 24 Haziran 2018 seçimindeki oy oranı % 42,49 olan AKP, 14 Mayıs’ta % 6,93 oranında oy kaybı yaşamıştır. 14 Mayıs seçiminde % 49,5 oranında oy alan Erdoğan’ın 2018 yılındaki oy oranı % 52,54’tür. 5 yıllık sürede % 3’lük bir oy kaybı yaşanmıştır. Erdoğan’ın oy oranları 2018 yılındaki seçime göre 81 ilin 73’ünde gerilemiştir.

2) AKP’nin en çok oy kaybettiği iller; Erzurum, Trabzon, Rize, Samsun, Elazığ, Urfa, Maraş, Antep, Sivas, Kayseri, Konya, İstanbul, Ankara, Bursa, Bitlis, Isparta, Manisa, Aksaray’dır. İktisadi krizin bu oy kaybında bir etken olduğu söylenebilirse de, aslında sağ görüşlere sahip seçmenin siyasal alanda AKP’nin yanı başındaki diğer sağcı partilere doğru yöneldiği görülmektedir. AKP’nin kaybettiği bu oyların genel olarak YRP, MHP ve Zafer Partisi’ne kaydığı söylenebilir.

3) AKP’nin azalan oylarının DEVA ve Gelecek Partisi’ne gitmediği görülmektedir. Bu iki partinin oyu çok düşük olmasına rağmen, CHP’yi ve Millet İttifakı’nın vizyonunu büyük oranda belirlemektedir. CHP’nin sağ seçmenden oy alabilmek için seslenmesinde sağcı söylemler kullanması, kendisinin oy oranını artırmamış bulunmaktadır.

4) 6 Şubat depremlerini yaşamış illerde Erdoğan’ın oyundaki azalma oranları haritada görülmektedir. Bu illerde AKP’nin oy oranlarında gerileme olduğunu da belirtmek gerekir.

5) Türkiye genelinde Erdoğan’ın ve AKP’nin oy oranlarındaki azalmalar neden sınırlı kalmıştır?.. Bize göre, bunun birkaç nedeni bulunmaktadır:

a) İdeolojik/siyasal fikirlerdeki değişim, maddi toplumsal koşullardaki kötüleşmeyi kitleler ölçeğinde eşzamanlı olarak ve birebir takip etmemektedir. Yaşam koşullarındaki gerileme, fırsatçı-popülist dağıtım ve bölüşüm politikalarıyla tolere edilebilir duruma getirilebilmektedir. Vaatlerin ve sunulan devlet imkânlarının durumlarını iyileştireceğine inanıp, “buna da şükür” diyen kitlelerin bilinçlerinde bir kırılmanın oluşması engellenebilmektedir.

b) Kültür endüstrisinin özellikle televizyon kanallarının %90’ından fazlasını kendisine bağlayan bir parti-devlet olarak AKP’nin, kitlelerin olayları ve süreçleri algılama, anlamlandırma işlemleri üzerinde hegemonyasının olması, bir diğer nedendir.

c) Tarikat/cemaat örgütlenmelerinin her bir yerellikte oluşturduğu mikro-iktidar ağları, alternatif yönelimlerin önünü almaktadır.

d) AKP’nin topluma seslenmesinde kullandığı “sen güçlü ve büyüksün Türkiye” şeklinde özetlenebilecek propagandanın bileşenleri arasında uçak gemisi, SİHA, TOGG, petrol ve doğalgaz keşifleri gibi unsurlar yer almıştır. İnsanlar kendilerinin değerli/saygın/güçlü olduğunu düşünmek isterler ve kendilerinin bu sıfatlara layık olduklarını benimsemeye eğilimlidirler. Burada bir taltif edilme (gönül okşanması) bulunmaktadır.

e) Sistemin bekası ve güvenliğin teminiyle istikrar vurgusu, dış politikada izlenen “dik başlı” tarz ve Millet İttifakı’na dönük toplumu kutuplaştırıcı, kendi tabanını sağlamlaştırıcı üslup da kitlelerin yönlendirilmesi ve yönetilmesinde etkinliğini korumaktadır.

f) AKP’nin kitle tabanı ağırlıkla kırsalda yaşayanlar ve şehirde yaşayıp da kırsaldan getirdiği kültürü koruyanlardır. Örneğin, köy ve mezralarda (aşağıdaki tabloda bir ya da iki sandıklı seçmen bölgeleri) bulunan sandık sayısı, toplam yurtiçi sandık sayısının % 30’u oranındadır ve bu her 3 sandıktan birisi köy ve mezralarda anlamına gelmektedir. Bu kırsaldaki sandıkların % 70’inde Erdoğan önde çıkmıştır. Kırlar, tutucudur ve siyasal tercihleri ile dünya görüşlerini on yıllar/yüzyıllar boyunca çok az değiştirirler. 

6) Türkiye toplumunda partizanlık/”parti fanatizmi”nin güçlü olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır. 3 Kasım 2002 seçimlerinde Genç Parti’nin % 7,25 oranında oy almış olması, siyasal tercihlerin değişkenliğine dair bir veriyken, bu değişkenliğin sağ ve sol bloklar arasında bir geçiş anlamına gelmediğini de görmek gerekmektedir.

7) Emek ve Özgürlük İttifakı % 10,53’lük oy oranıyla 66 milletvekili çıkarmıştır. Bu ittifak içerisinde yer alan TİP, % 1,73 oranında oy almış ve 4 milletvekili çıkarmış bulunmaktadır. Bu sosyalizm mücadelesi adına bir başarıdır. Meclis kürsüsünden yapılacak sosyalist muhaliflik görevi değerini korumaktadır.

Kaynaklar:

1) https://www.bbc.com/turkce/articles/crgelpzl97mo

2) https://halktv.com.tr/secim-2023/erdogan-ve-akpnin-buyuk-kan-kaybi-iste-2018-2023-secimleri-karsilastirmasi-739584h

3) https://artigercek.com/politika/akpnin-en-cok-oy-kaybettigi-iller-yuzde-15e-varan-dususler-var-250023h

4) https://www.yenisafak.com/secim-2023-sonuclari-kim-ne-kadar-oy-aldi-h-4530919

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[Toplumbilim İçin Materyalist Kılavuz]

Mahmut Boyuneğmez Giriş Maddenin organizasyon düzeyleri ya da gelişim evreleri bulunmaktadır. Bunlara biz temel gerçeklik katmanları diyo...