23 Mayıs 2023 Salı

Marx’ın Batılı Olmayan Toplumların Gelişimine Dair Çok Çizgili Anlayışı*

Kevin B. Anderson


Birincisi, kapitalist toplumlar ile kapitalist olmayan toplumların ilişkisi konusundaki iyi bilinen bir pasaj İngilizce basımda şöyle yer alıyor: “Sanayi açısından daha gelişmiş olan ülke, daha az gelişmiş olanlara, yalnızca kendi geleceğinin imgesini gösterir" (Marx 1976, 91; vurgu eklenmiştir). Kapital’in 1. cildini belirlenimci bir çalışma olmakla eleştirenlerin bazıları, bu pasajı yorumlarken, Marx'ın tüm toplumların tek bir gelişme yolu izlemek zorunda kalacaklarını, onun da on dokuzuncu yüzyıl İngiltere'sinin yolu olduğunu düşündüğü şeklinde bir görüş ileri sürmüşlerdir (Shanin 1983). Ama Marx’ın bu tezini açıklığa kavuşturduğu Fransızca basımda aynı pasajın nasıl olduğuna dikkat edin: "Sanayi açısından daha gelişmiş olan ülke, sanayi yolunda onu izleyenlere [échelle], yalnızca kendi geleceğinin imgesini gösterir" (Marx 1963, 549; vurgu eklenmiştir). Burada bir ülkenin diğerinin yolunu izlemesi kavramı açıkça sanayileşme yönünde ilerlemekte olanlarla sınırlıdır. Görüldüğü üzere, Marx'ın zamanındaki Rusya ve Hindistan gibi sanayileşmemiş toplumlar artık parantez dışında tutulmakta, onlar için alternatif yolların olabileceğine kapı aralanmaktadır.

Marx başka bir paragrafta da buna benzer bir şey yapmıştır: Kapitalizmin kökenini köylülüğün mülksüzleştirilmesinde irdelediği ilk birikim konusundaki bölümden bir paragraftır bu. Standart İngilizce ve Almanca basımlarda Marx şöyle yazar: "Tarımsal üreticinin, köylünün mülkünden, topraktan yoksun bırakılması tüm sürecin temelidir (...) Bu yalnızca İngiltere'de klasik biçimini almıştır, bu yüzden orayı örnek gösteriyoruz" (Marx 1976, 876; vurgu eklenmiştir). Bununla birlikte, daha sonraki Fransızca basımda bu pasaj şöyledir: "Ama tüm bu gelişmenin temeli köylülerin mülklerinden yoksun bırakılmalarıdır. Şimdiye kadar İngiltere bunun eksiksiz uygulanıp yerine getirildiği tek ülkedir (...) ama Batı Avrupa ülkelerinin hepsi aynı gelişme sürecinden geçiyor" (Marx 1963, 1170-1; vurgu eklenmiştir). Marx bir kez daha Rusya ve Batılı olmayan diğer toplumlar için alternatif bir gelişme olasılığına kapı aralamıştır.

Marx'ın Batılı olmayan ve kapitalizm öncesi toplumlar üzerine geç dönem yazılarındaki ikinci unsur Rusya'ya ilişkindir. Marx'ın o ülkeye yeniden ilgi göstermesi, Almanca dışında ilk basım olarak Kapital'in 1872'de Rusçaya çevrilmesiyle hiç kuşkusuz çok yakından bağlantılıydı. Dahası, kitabın orada tartışmalara konu olması Marx'ı şaşırttı (Resis 1970). Marx, Rusya'nın ve Asyalı tarım toplumlarının Batı tarzında modernleşmeye mahkûm olup olmadıkları sorununu birçok yazısında yeni baştan irdelemiştir. Teodor Shanin ve arkadaşları, Rusya'yla ilgili bu yazıları bağlam içine oturtmuşlardır (Shanin 1983). Rus yazar N. K. Mihaylovski'nin Kapital eleştirisine yanıt verdiği 1877 tarihli bir mektubunda Marx, tek çizgicilik suçlamasına karşı kendini savunuyordu. Kapital'in yukarıda anılan Fransızca basımındaki ikinci örneği aktararak şunu da sürüyordu: “İlk birikim konusundaki bölüm, kapitalist ekonomik düzenin Batı Avrupa'da feodal ekonomik düzenin rahminden doğarken izlediği yolun izini sürmenin ötesinde bir iddia içermiyor" (Shanin 1983, 135). Tek çizgicilik suçlamasına gelince, Marx, "alınyazısı gibi tüm halklara dayatılmış genel seyre ilişkin tarihsel-felsefi bir kuram" geliştirdiğini de şiddetle reddediyordu (136). Öyle görünüyor ki, bu mektup hiç gönderilmedi.

Rus devrimci Vera Zasuliç'e 1881'de yazdığı ünlü mektubunda konu bir kez daha Rusya'nın Batı Avrupa'da halen gerçekleşmekte olan kapitalist gelişim yoluna sürüklenmeye mahkûm olup olmadığı idi. Marx yine Kapital'in Fransızca basımındaki aynı paragrafı örnek gösterdikten sonra şunu belirtiyordu: "Bu seyrin 'tarihsel kaçınılmazlığı' bu nedenle açık seçik olarak Batı Avrupa ülkeleri ile sınırlıdır" (Shanin 1983, 124; özgün metinde vurgulanmıştır). Yine, alternatif gelişme yollarının mümkün olabileceği sonucuna ulaşıyordu. Bu yargısını, büyük ölçüde, komünal mülkiyetin bulunduğu Rusya köyü ile Batı Avrupa'daki Ortaçağ köyünün toplumsal yapıları arasındaki belirgin farklılıklara dayandırıyordu. Rusya toplumuna ilişkin yaptığı yeni incelemelerin sonucu olarak, "komünün Rusya'da bir toplumsal yenilenmenin odağı olduğu kanısına vardığı"nı sözlerine ekliyordu (124). Zasuliç'e yazdığı mektubun çok daha uzun olan taslaklarında Marx, irdelemekte olduğu komünal toplumsal ilişkilerin Hindistan gibi Batılı olmayan toplumlarda da bulunduğunu belirtiyordu.

Son olarak Marx, yayımlanmış en son yazısı olan ve Engels'le birlikte kaleme aldıkları Komünist Manifesto'nun 1882 Rusça basımına önsözde, obsçina ya a mir sisteminin yürürlükte olduğu Rusya köyünün komünal biçimi konusuna yeniden dönüyordu.

Ciddi derecede aşınmış olsa bile Rusya'da toprak üzerindeki ilkel komünal mülkiyetin bir biçimi olan obsçina, komünal mülkiyetin daha yüksek, komünist biçimine doğrudan doğruya geçebilir mi? Yoksa ilk önce Batı'nın tarihsel gelişmesine damga vuran aynı dağılma sürecinden mi geçmelidir? Bugün bunun tek bir olası yanıtı vardır. Eğer Rusya devrimi Batı'da proletarya devrimi için bir işaret haline gelirse, böylece ikisi birbirini tamamlarsa, o zaman Rusya'daki köylü komünal toprak mülkiyeti komünist bir gelişim için çıkış noktası olarak işlev görebilir. (139)

* Başlık bizim tarafımızdan konulmuştur. Bu alıntı, Anderson’un Marx’ın Batılı Olmayan ve Kapitalizm Öncesi Toplumlar ve Toplumsal Cinsiyet Üzerine Geç Dönem Yazıları adlı makalesindendir. Bkz; Çağdaş Marksizm Seçkisi-Yüzyıla Damga Vuran Metinler, Yordam Kitap, 2019, s. 556-69

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.