17 Şubat 2023 Cuma

Hayırseverlik X Toplumsal dayanışma

Mahmut Boyuneğmez

Hayırseverlik, bir pratik olmanın yanı sıra ideolojik bir motiftir. Hayırseverlik pratiğinin, kapitalist toplumsal ilişkilerin sonucu olan yoksulluğu, olanaklara ulaşmada yoksunluğu ve eşitsizliği ortadan kaldırmadığı açıktır. Bunların ortadan kalkması, kapitalist toplumsal ilişkilerin tasfiyesiyle olanaklıdır. Egemen ideolojinin ya da ortak duyunun bir bileşeni olarak hayırseverlik ayrıca, toplumsal eşitsizliklerin, yoksulluk ve yoksunluk üreten kapitalist toplumsal ilişkilerin meşrulaştırılmasına yarar.

Patronlar, burjuva politikacılar ve bürokratlar, girişimlerinin, uygulamalarının yarattığı toplumsal dünyadaki acımasızlığı, merhametsizliği, halden bilmezliği, yıkıcılığı, vicdansızlığı hisseder ve algılarlar. Bunların, emekçi yoksullara yiyecek-giyecek yardımı yapmaları, emekçi çocuklarına burs vermeleri, okul yaptırmaları, bu konularda çeşitli kampanyalar düzenlemeleri ve vakıflar/dernekler kurmaları, kısacası hayırseverlik ve merhamet duygularının kabarması, vicdan rahatlatma, nesnel sınıfsal konumlarının onlara dayattığı vicdansızlıktan arınma, olumsuz toplumsal şartlar ve koşulların oluşumundaki sorumluluklarından sıyrılma yollarıdır. Başkalarına yapılan iyiliklerin, hayırseverliğin göstere göstere yapılması, bu konuda alınacak övgüler, hayır duaları, bu “hayra vesile” olanların vicdanlarını rahatlatır. Bu yollar, onlar için vergi kaçırma, oy avcılığı gibi anlamlara sahip olmadığı durumlarda, toplumsal varlıklarını meşru kılmanın da yoludur. Sermayedarların, burjuva politikacıların, sosyeteden pop-yıldızların hayırseverliği gösteriş içindir.

Yoksullaştırılan kitleleri kandırmaya dönük hayırseverlik pratikleri, bir “ikiyüzlülüğü” anlatır. Madalyonun bir yüzünde, toplumsal ilişkilerin ürünü olan ve emekçilerin yüzleştiği acımasız toplumsal gerçekler, gönenç içinde bir kapitalist sınıfın, sefalet içindeki emekçi insanlığa karşıtlığı vardır. Diğer yüzündeyse, gerçekleşmeyecek umutlar, gerçek-üstü düşler, hayali tasarımlar, sahte vaatlerle “afyonlanmış” emekçi halkın, para babalarının çeşitli geçici girişimleriyle, aldatıcı yardımlarıyla avutulması ve kandırılması bulunur. Toplumlarda yaygın olarak sahip olunan ve benimsenen yoksullara acıma ve merhamet duygusu ile hayırseverlik ideolojik motifi, toplumsal yapısal sorunların nedenlerinin, oluşum mekanizmalarının algılanmasını önleyen bir sis tabakası görevini yerine getirir.

Hayırseverlik, toplumsal eşitsizliklerin var olduğu zeminde yeşerir. Kapitalist toplumda, emekçilerin çoğunluğu için yoksulluk, sefalet, yoksunluklar ve hayat standartlarının düşüklüğü veriliyken, toplumun azınlığı olan kapitalistlerin ultra lüks yaşamı, milyarlık serveti bulunmaktadır. Bu toplumsal sınıflar arasında ve içerisinde gelir düzeyi açısından bakıldığında eşitsizlikler yelpazesi vardır.

Hayırseverlik, yoksulluğu, olanaklara ulaşmada eşitsizlikleri ortadan kaldırmayan, geçici ve derde derman olmayan (palyatif) bir pratiktir. Bu eşitsizliklerin, yoksunlukların ve yoksulluğun toplumsal oluşum mekanizmalarına müdahale edilmesi ve koşulların değiştirilmesi mümkün ve gerekli olduğu halde, hayırseverlik davranışı ve fikri, bu konuda bir bilinç geliştirmenin önüne geçer.

Hayırseverlik, eşitsizliklerin, yoksunlukların olduğu bu dünyada bireylerin bir vicdan meselesi olarak maneviyat alanında kendine yer bulur. Bireylerin vicdanının sesiyle “gönülden ne kopuyorsa” anlayışıyla davranmasına ve iyiliği göstermeden yapma ahlakına diyecek bir şey yoktur. Fakat günümüzde, sadaka verme ve hayırseverlik pratikleri, başka işlevlerle donatılmış durumdadır.

Hayırseverlik davranışı, herkes için ve her durumda “yardım etme” şeklinde gerçekleşir. Hayırseverlik, patron sınıfı, politikacılar ve sosyeteye dâhil pop-yıldızlar vd. için vicdan rahatlatmanın, nesnel toplumsal rollerinin onlara yüklediği vicdansızlıktan arınmanın, olumsuz toplumsal koşulların oluşumundaki sorumluluklarından sıyrılmanın, vergiden kaçırmanın, oy avcılığının, kendilerini aklama ve meşru kılmaya çalışmanın yoluyken, emekçiler içinse hayırseverlik davranışı, merhamet ve acıma duygularının ürünüdür. Toplumsal dayanışmadan farklı olarak hayırseverlik pratikleri ve fikriyle hareket eden emekçiler, eşitsizlikleri, yoksulluğu ve yoksunlukları bir yazgıymış, değiştirilemez bir kadermiş gibi görür ve algılarlar.

Hayırseverlik pratikleri, çoğu durumda bir şov olayına dönüşmüştür. Artık yapılan yardımlar göstere göstere yapılmakta, karşılığında bağlılık, oy, övgü, destek, onay istenmektedir.

Toplumsal dayanışma, hayırseverlik davranışı gibi ayrı ayrı gerçekleşen ve vicdan rahatlatan tekil “olaylar” değil, insanların/topluluğun aktif etkileşimini, emeğini, yardımlaşmayı ve kolektif çalışmayı barındıran bir “süreç”tir.

Dayanışma, zor durumun, yoksunluğun ortadan kaldırılması yönünde ortaklaşmış bir mücadeleyi anlatır. Bu mücadele sırasında, etkilenen ya da zor durumdaki insanlarda, içinde bulundukları durumun oluşum mekanizmalarını kavramaya dönük bir bilinç gelişimi mümkündür.

Toplumsal dayanışma bir süreç içerisinde birçok insanın özverili faaliyetleriyle gerçekleştiğinden, şov yapmaya dönüştürülemez.

Kapitalist sınıf, dayanışma örneklerine sahip değilken, emekçilerin çalışma ve yaşam mekânlarında birçok konuda dayanışma içerisinde olduğu gözlenir.

Bu yazılanlar ışığında ve bunlara ek olarak, 15.02.2023 akşamı TV ekranlarında/radyolarda bir şovla toplanan 115,1 milyar liralık bağış hakkında şunlar belirtilebilir:

i) Halkın parasıyla halka hayırseverlik şovu yapılmıştır. Çünkü bu paraların kaynağı, emekçiler için düşük ücret yüksek sömürü gerçeği, kamu ihaleleriyle patronlara transfer edilen paralar, patronların kaçırdığı, ödemediği, affedilen vergileri, halkın bankalardaki tasarrufları, emekçilerin alın teriyle yarattığı değerlerdir.

ii) AFAD/Kızılay özelinde kamunun kapasitesi o kadar zayıflatılmıştır ki, Merkez Bankası ve kamu bankaları adındaki devlet kuruluşlarından, anılan bu iki diğer devlet kuruluşuna para aktarılmıştır. Devletin bir cebindeki para, diğer cebine geçmiştir.

iii) Şirketlerin ve para babaları/patronların yaptıkları bağışlar, gelirlerden dolayısıyla vergi ödemelerinden (zaten pek de ödemedikleri vergilerden) düşülecektir.

iv) Emekçilerin ve Türkiye solunun deprem bölgesinde yürüttükleri dayanışma mücadelesi, değerlidir ve desteklenmelidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[Toplumbilim İçin Materyalist Kılavuz]

Mahmut Boyuneğmez Giriş Maddenin organizasyon düzeyleri ya da gelişim evreleri bulunmaktadır. Bunlara biz temel gerçeklik katmanları diyo...