Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm: Tarihin Çözülen Bilmecesi

20 Aralık 2025 Cumartesi

Teorisyeniniz Devrimciydi | Erkin Özalp

MAR

Özet

Erkin Özalp'ın Teorisyeniniz Devrimciydi: 21. Yüzyılda Marksizm ve Sosyalizm adlı eseri, Marksizmi, yalnızca dünyayı yorumlayan bir teori olarak değil, onu değiştirmeyi hedefleyen devrimci bir pratik kılavuzu olarak yeniden konumlandırmaktadır. Kitabın ana tezi, Karl Marx'ın her şeyden önce bir devrimci olduğu ve teorisinin de işçi sınıfının kapitalist düzeni yıkma mücadelesine hizmet etmek amacıyla geliştirildiğidir. Kitap, kapitalizmin içsel çelişkilerinin (kâr oranlarının düşme eğilimi, kaçınılmaz bunalımlar) bu düzenin reformlarla iyileştirilemeyeceğini, zorunlu olarak yıkılması gerektiğini bilimsel olarak ortaya koyduğunu savunur.

Eser, Marx'ın devrim stratejisinin 1848 Devrimleri ve 1871 Paris Komünü deneyimleriyle nasıl evrildiğini detaylandırır; burjuvazinin devrimci rolünü yitirmesinden mevcut devlet aygıtının parçalanması gerekliliğine uzanan teorik gelişimleri inceler. 20. yüzyılın en önemli sosyalizm deneyi olan Sovyetler Birliği'ni, geri kalmışlık ve emperyalist kuşatma koşullarında dahi merkezi planlama ve sosyal haklar alanında önemli başarılar elde etmiş, ancak halkın yönetime katılımındaki yetersizlikler nedeniyle çözülmüş bir girişim olarak değerlendirir.

Kitap, 21. yüzyılda internet, özgür yazılım ve "Wall Street'i İşgal Et" gibi yeni işbirlikçi üretim biçimleri ve toplumsal hareketlerin, sermaye ilişkilerini sorgulayan yeni bir aydınlanma ve devrimci olanaklar çağı açtığını öne sürer. Son olarak, Türkiye solunun siyasi etkisizliğini aşması için somut bir strateji önerir: Soyut propagandadan uzaklaşarak, seçimler yoluyla belirli yerelliklerde (belediyeler gibi) iktidarı hedeflemek, bu mevkileri halk yararına somut kazanımlar üreten ve daha geniş bir siyasal mücadelenin başlangıç noktası haline getiren örnekler olarak kullanmak. Bu yolla solun, halk nezdinde gerçek bir iktidar alternatifi haline gelebileceği savunulur.

1. Marx'ın Kimliği: Filozoftan Devrimciye

Kitabın temel argümanı, Marx'ın kimliğinin bir "filozof" ya da "iktisatçı" olarak değil, öncelikle bir işçi sınıfı devrimcisi olarak anlaşılması gerektiğidir. Marx'ın entelektüel yolculuğu, dünyayı yalnızca farklı şekillerde yorumlayan felsefeden, onu değiştirmeyi amaçlayan devrimci eyleme doğru bir geçişi temsil eder.

• Felsefeden Kopuş: Marx, gençliğinde Alman idealizminden etkilenmiş olsa da, bu akımın ve genel olarak felsefenin gerçekliği dönüştürmekte yetersiz kaldığını erken yaşta fark etmiştir. Alman İdeolojisi eserinde belirttiği gibi, "gerçek, pozitif bilim" başladığında "bağımsız felsefe var olma aracını yitirir." (Elbette Marksizmin bilim ve siyasetle ilişkili realist/materyalist bir felsefesi vardır -MAR)

• Öncelik: Dünyayı Değiştirmek: Marx'ın en bilinen sözlerinden biri olan Feuerbach Üzerine Tezler'deki "Filozoflar dünyayı yalnızca farklı şekillerde yorumladılar; ama önemli olan, onu değiştirmektir" ifadesi, bu kopuşun manifestosudur. (Marksizm felsefeden bir kopuşu temsil etmez, aksine felsefi anlayışta bir sıçramayı barındırır -MAR)

• Devrimci Pratiğin Önceliği: Marx için tüm teorik çalışmalar, işçi sınıfı devrimine hizmet ettiği ölçüde anlamlıdır. Kapital'in ikinci ve üçüncü ciltlerini tamamlamak yerine enerjisini Birinci Enternasyonal gibi siyasi örgütlenme faaliyetlerine ayırması, bu önceliğin somut bir kanıtıdır.

2. İşçi Sınıfının Devrimci Rolü ve Sınıf Bilinci

Marksizm, kapitalizmi yıkacak ve sınıfsız topluma giden yolu açacak tek gücün işçi sınıfı olduğunu savunur. Ancak kitap, işçi sınıfının her zaman ve her koşulda devrimci olduğu yönündeki mekanik anlayışı reddeder.

• Olağan Dönemlerde İşçi Sınıfı: Kapitalist düzenin normal işleyişi içinde işçiler, devrimci bir bilinç taşımazlar. Bunun nedenleri şunlardır:

    ◦ Rekabet: İş bulmak, işini korumak ve daha iyi ücret almak için işçiler birbirleriyle rekabet etmek zorundadır.

    ◦ Egemen İdeoloji: Eğitim, medya ve dini kurumlar aracılığıyla yayılan egemen sınıf düşünceleri, mevcut toplumsal ilişkilere uygun düştüğü için geniş kabul görür.

    ◦ Çoklu Kimlikler: İşçiler kendilerini yalnızca sınıf kimlikleriyle değil; etnik köken, din, cinsiyet, hemşerilik gibi çok sayıda başka kimlikle de tanımlarlar.

• Sınıf Bilincinin Gelişimi: Sınıf bilinci, soyut bir aydınlanmayla değil, ancak patronlara karşı yürütülen ortak mücadeleler (grevler, direnişler) içinde ortaya çıkar ve gelişir.

• Siyasal Devrimin Zorunluluğu: Kazanılan mücadelelere rağmen, kapitalizm koşulları altında işçilerin bilincinde kalıcı bir dönüşüm sağlamak mümkün değildir. Marx'a göre, işçi sınıfının "geçmişin bütün pisliklerinden" kurtulması ve toplumsal devrimi gerçekleştirecek bilince ulaşması, ancak iktidarı ele geçireceği bir siyasal devrim yoluyla mümkündür.

3. Marx'ın Devrim Stratejisinin Gelişimi

Marx'ın devrim teorisi, Avrupa'daki siyasi mücadelelerin deneyimleriyle birlikte statik kalmamış, dinamik bir şekilde gelişmiştir.

• İlk Devrim Modeli (Komünist Manifesto):

    ◦ Aşamalı Devrim: Gelişmiş Avrupa ülkelerinde burjuvazinin öncülük edeceği demokratik devrimler bekleniyordu.

    ◦ İşçi Sınıfının Eğitimi: Burjuvazi, bu devrimler sırasında işçi sınıfını siyaset sahnesine çekecek ve böylece kendi mezar kazıcısını siyasi olarak eğitecekti.

    ◦ Nihai Hedef: Burjuva devriminin hemen ardından bir proleterya devrimi gelecekti.

• 1848 Devrimlerinden Çıkarılan Dersler:

    ◦ Burjuvazinin Gericileşmesi: Fransa'daki 1848 Devrimi, burjuvazinin işçi sınıfı tehlikesi karşısında hızla gericileştiğini ve feodal güçlerle ittifak kurduğunu gösterdi.

    ◦ "Sürekli Devrim" Fikri: Demokrasi mücadelesinin öncülüğü küçük burjuvaziye geçmişti. İşçi sınıfının görevi, küçük burjuvaziyi mümkün olduğunca ileri itmek ve ardından mücadelenin liderliğini devralarak devrimi kendi hedeflerine doğru "sürekli" kılmaktı.

• 1871 Paris Komünü'nün Öğrettikleri:

    ◦ Devlet Aygıtının Parçalanması: Komün, işçi sınıfının mevcut devlet mekanizmasını olduğu gibi devralıp kullanamayacağını, onu parçalaması gerektiğini gösterdi.

    ◦ Proletarya Diktatörlüğü'nün Somut Biçimi: Komün, "proletarya diktatörlüğü"nün somut bir örneği olarak görüldü. Bu, bir azınlık diktatörlüğü değil, halkın kendi kendini yönettiği radikal bir demokrasi biçimiydi. Temel özellikleri şunlardı:

        ▪ Sürekli ordunun kaldırılması ve halkın silahlandırılması.

        ▪ Tüm kamu görevlilerinin seçimle gelmesi, sorumlu ve her an görevden alınabilir olması.

        ▪ Yöneticilere işçi ücreti ödenmesi.

        ▪ Yasama ve yürütme güçlerinin birleştirilmesi.

4. Das Kapital: Kapitalizmin Eleştirisi

Das Kapital, bir iktisat teorisi kitabı olmaktan çok, kapitalizmin yıkılmasının neden gerekli ve kaçınılmaz olduğunu gösteren devrimci bir eserdir. Kapitalizmin sorunlarının reformlarla çözülemeyeceğini, sistemin doğasından kaynaklandığını kanıtlamayı amaçlar.

Kavram

Açıklama

Meta

Kullanım için değil, mübadele (satış) için üretilen ürün veya hizmet. Kapitalist üretimin temel hücresidir.

Emek-Değer Teorisi

Bir metanın değerini, onun üretimi için toplumsal olarak gerekli olan emek-zamanı belirler. Makineler yeni değer yaratmaz, yalnızca kendi değerlerini ürüne aktarır.

Emek Gücü

İşçinin kapitaliste sattığı şey emeği değil, belirli bir süre çalışma potansiyelidir. Değeri, işçinin kendisini ve ailesini yeniden üretmesi için gereken metaların değeriyle belirlenir.

Artık Değer

İşçinin, kendi ücretinin karşılığını ürettiği sürenin ötesinde çalıştığı ve karşılığını almadığı emektir. Kârın kaynağı budur. Mutlak artık değer (iş gününü uzatmak) ve göreli artık değer (üretkenliği artırarak ücretlerin değerini düşürmek) yoluyla artırılır.

Sermaye Birikimi

Artık değere el koyulması ve yeniden yatırıma dönüştürülmesiyle sermaye büyür. Bu süreç, sermayenin yoğunlaşmasına (daha büyük sermayeler gerekmesi) ve merkezileşmesine (sermayenin daha az elde toplanması) yol açar.

Kâr Oranlarının Düşme Eğilimi

Teknolojik gelişmeyle birlikte sermayenin makine, hammadde gibi unsurlara (değişmeyen sermaye) ayrılan kısmının, işçi ücretlerine (değişen sermaye) ayrılan kısmına oranı artar. Değerin tek kaynağı emek olduğundan, bu durum uzun vadede genel kâr oranında bir düşüş eğilimi yaratır.

Bunalımlar ve Hayalî Sermaye

Kâr oranlarındaki düşüş eğilimi, kapitalizmin periyodik bunalımlarının temel nedenidir. Bunalım dönemlerinde, üretim dışı alanlarda kâr arayışı artar ve finans sektörü şişer; hisse senetleri, devlet borçlanması gibi araçlarla hayalî sermaye yaratılır. Bu balonların patlaması, krizleri daha da derinleştirir.

5. 20. Yüzyıl Sosyalizm Deneyimi: Sovyetler Birliği

Kitap, Sovyetler Birliği deneyimini idealize etmeden veya toptan reddetmeden, 21. yüzyıl sosyalizmi için dersler çıkarılması gereken tarihsel bir olgu olarak analiz eder.

• Zorlu Koşullar: Devrim, Marx'ın öngördüğü gibi gelişmiş bir ülkede değil (aslında Marx’ın devrimin coğrafyası hakkındaki düşünceleri yaşamı boyunca dinamik bir seyir izlemiştir -MAR), geri bir tarım ülkesinde gerçekleşti ve hemen ardından emperyalist müdahale ve iç savaşla karşılaştı. Soğuk Savaş boyunca sürekli bir silahlanma yarışı baskısı altında kaldı.

• Başarılar:

    ◦ Merkezi Planlama: Kapitalist anarşinin aksine, üretimin merkezi planlama ile örgütlenmesinin mümkün ve verimli olduğunu kanıtladı. Geri bir ülkeyi kısa sürede dünyanın en büyük ekonomilerinden biri haline getirdi.

    ◦ Sosyal Haklar: Tüm yurttaşlar için çalışma, barınma, ücretsiz eğitim ve sağlık gibi temel hakları anayasal güvence altına aldı ve fiilen uyguladı.

• Temel Sorunlar ve Çözülüş:

    ◦ Bürokratikleşme: Halkın devlet yönetimine katılımı yetersiz kaldı. Bu durum, ayrıcalıklı bir yönetici katmanının ortaya çıkmasına ve toplumsal dinamizmin yitirilmesine yol açtı.

    ◦ Dünya Devriminden Kopuş: Sovyet halkı, dünya devrimi mücadelesinin aktif bir öznesi haline getirilemedi. "Barış içinde bir arada yaşama" politikası, savunmacı bir çerçeveye sıkıştı.

    ◦ Gizlilik: Devlet yönetimindeki gizlilik, halkın yönetime yabancılaşmasına ve meşruiyet kaybına yol açtı.

6. 21. Yüzyıl ve Yeni Devrimci Olanaklar

21. yüzyılda, özellikle bilişim teknolojilerinin gelişimi, yeni bir aydınlanma ve sosyalizm mücadelesi için geçmişte olmayan olanaklar sunmaktadır.

• İşbirlikçi ve Gönüllü Üretim:

    ◦ Özgür Yazılım Hareketi (GNU/Linux vb.) ve Wikipedia gibi projeler, binlerce insanın gönüllülük ve iş birliği temelinde, kâr amacı gütmeden, insanlığın ortak yararına yüksek kaliteli ürünler ortaya koyabildiğini göstermektedir.

    ◦ Bu örnekler, "insan doğası gereği bencildir" ve "parasal teşvik olmadan üretim olmaz" iddialarını çürütmektedir.

• Sermayenin Fikrî Mülkiyet Engeli: Sermaye, telif hakları ve patentler aracılığıyla insanlığın ortak bilgi birikimini metalaştırmaya ve özel mülk haline getirmeye çalışarak bu yeni üretim biçimlerinin önünde bir engel oluşturmaktadır.

• Yeni Toplumsal Hareketler: Dosya paylaşım kültürü, Korsan Partiler ve özellikle "Wall Street'i İşgal Et" gibi hiyerarşik olmayan, ağ tabanlı hareketler, kapitalizmin temel direklerini (şirket egemenliği, toplumsal adaletsizlik) doğrudan sorgulamaktadır.

• Yönetimde Yeni Olanaklar: Bilişim teknolojileri, planlama, denetim ve üretim süreçlerinin yönetimini şeffaf hale getirme ve bu süreçlere kitlesel halk katılımını sağlama konusunda devrimci olanaklar sunmaktadır.

7. Türkiye Solu İçin İktidar Stratejisi

Kitap, tarihsel deneyimlerden ve güncel koşullardan yola çıkarak Türkiye solu için somut bir siyasi strateji önermektedir.

Solun Tarihsel İktidar Yolları

Monarşi, Diktatörlük, İşgal Koşullarında: Halk ayaklanması ve/veya silahlı mücadele (Ör: Rusya 1917, Çin 1949, Küba 1959).

Burjuva Demokrasisi Koşullarında: Seçimler yoluyla (Ör: Şili 1970, Venezüella 1999, Bolivya 2006).

Bu tablodan hareketle, Türkiye gibi burjuva demokrasisiyle yönetilen bir ülkede solun iktidar yolunun seçimlerden geçtiği savunulur. (Elbette toplumsal mücadelelerle ve bu mücadeleleri yürüten örgütlenmelerin varlığıyla desteklenen bir seçim mücadelesi; iktidar alındıktan sonra korunması için de işçi iktidarının toplum içerisinde çeşitli organizasyonlarla kökleşmiş olması gerekir; ayrıca seçimlerle yürütme gücü olmak bir siyasal devrimin başlangıç merhalelerinden biri olabilirse de gelişen süreçler içerisinde eşlik eden kitlesel kalkışmalar/yükselişler yaşanabilir -MAR)

• Mevcut Durumun Eleştirisi: Türkiye solu, soyut propaganda, "örgütlenelim" çağrıları ve kendi içine kapanma gibi nedenlerle siyaseten etkisiz bir konumdadır ve bir kısır döngü içindedir.

• Önerilen Strateji:

    1. Somut ve Gerçekçi Hedefler Koymak: Sol, gücünü, ülke genelinde dağınık kullanmak yerine, kazanma potansiyeli olan belirli yerelliklerde (ilçeler, belediyeler) yoğunlaştırmalıdır.

    2. Seçimleri Kazanmak: Bu yerelliklerde belediye başkanlığı, meclis üyelikleri gibi mevkileri kazanmak için sistemli ve uzun vadeli bir seçim çalışması yürütülmelidir.

    3. Örnek Yönetimler Yaratmak: Kazanılan belediyeler, halkın yönetime katıldığı, şeffaf, yolsuzluklardan arınmış ve halk yararına somut kazanımlar (ücretsiz hizmetler vb.) üreten örnekler haline getirilmelidir.

    4. Mücadeleyi Büyütmek: Bu yerel başarılar, solun ülke genelindeki mücadelesi için birer dayanak noktası ve meşruiyet kaynağı olarak kullanılmalı, halk nezdinde solun gerçek bir iktidar alternatifi olduğu algısı yaratılmalıdır.

    5. Halk Önderleri Yaratmak: Bu mücadele tarzı, halkla doğrudan temas içinde olan, güvenilir ve tanınan halk önderlerinin yetişmesini sağlayacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[MAR] YOUTUBE KANALI

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]