Marksist Araştırmalar [MAR] | Komünizm: Tarihin Çözülen Bilmecesi

23 Kasım 2025 Pazar

Marksist Materyalizmin Metodolojisi (3M)

Mahmut Boyuneğmez

Giriş

Belirli bir düşünce ekolünün gerçeği nasıl kavradığını ve analiz ettiğini gösteren temel kurallar bütününe “metodoloji” diyoruz. Bu yazıda Marksist materyalizmin metodolojisini inceleyeceğiz.

Marksist materyalizm, toplumsal ve doğal gerçekliğe yaklaşımını üç temel özellikle karakterize eder: Holizm (bütünlük), Diyalektik ve Tarihsellik. Bu unsurlar, yalnızca felsefi ilkeler olmakla kalmaz, aynı zamanda Marx’ın sosyal ve ekonomik analizlerinde –özellikle Kapital’de– kullandığı düşünme tarzının omurgasını oluşturur.

Bu yazıda şu tezi savunmaktayız: Holizm, Diyalektik ve Tarihsellik, Marx’ın kapitalizmin somut incelemesinden a posteriori (deney ve inceleme sonrası) olarak türettiği perspektiflerdir; bunlar gerçekliği incelemeye başlamadan önce zihne yerleştirilmiş a priori şablonlar değildir. Buna karşılık Marx’ın kullandığı araçlar ise, toplum bilimlerinin geniş alanında kullanılan realist ve bilimsel epistemolojik yöntemlerdir. Bu ayrım, Marksist materyalizmi, diyalektiği bir akıl yürütme şablonu olarak kullanan idealist felsefeden kesin olarak ayırır.

I. Materyalizmin Temel Aksiyomları: Realist Çerçeve

Materyalist metodoloji, varlık ve bilgiye dair iki temel aksiyom (belit) üzerinde yükselir. Bu iki ilke, Marksist analizin realist karakterini belirler ve nesnel gerçekliğe bilimsel yaklaşımın zeminini oluşturur:

A. Varlığın Önceliği (Aksiyom 1)

Birincisi, varlığın bilinçten bağımsız olarak nesnel gerçekliği oluşturduğudur. Varlık, madde, enerji, karanlık madde ve karanlık enerji gibi formlar dâhil olmak üzere, düşüncenin dışında olandır. Düşüncelerin yanı sıra duyumları, duyguları da kapsayan bilinç, her zaman bilinçli bir varlığa ve onun çevresiyle etkileşimlerine işaret eder.

B. Bilinirliğin Kabulü (Aksiyom 2)

İkincisi ise, toplum ve bilinç dâhil nesnel gerçekliğin öğelerinin ve sahip olduğu ilişkilerin, etkileşimlerin ve değişimlerin insan aklı tarafından aslına uygun olarak/doğrulukla kavranabilir olduğudur.

Bu nedenlerle materyalizm, özü gereği bir realizm türüdür.

C. Hakikat Arayışı ve Postmodern Eleştiri

Materyalist Realizm, bilgi arayışında nesnel hakikati merkeze alır. Bu bağlamda, postmodern yaklaşımların hakikati öznel deneyimlere indirgemesine karşı çıkar.

Örneğin: Kuzey yarım küre için “Ağustos yaz ayıdır” önermesi doğru iken, güney yarım küre için “Ağustos kış ayıdır” önermesi doğruluğa sahiptir. Ancak bu iki gözlemcinin farklı konumlanma noktalarından elde ettiği doğrular, hakikatin kendisi değildir. Hakikat, bu fenomenin bilimsel özüdür: Dünyanın yaklaşık 23,5 derecelik eksen eğikliği nedeniyle aynı anda farklı yerlerde farklı mevsimlerin yaşanmasıdır. Hakikat arayışı, özü bulma çabasıdır ve bilimsel faaliyetin karakteristik niteliği budur. Gerçeklik ise özneden bağımsız nesnel olarak var olandır.

Postmodern yaklaşımlar, hakikati öznel deneyimlere indirgerken; materyalizm, bu iki farklı mevsim bilgisini birleştiren nesnel gerçekliğin bilimsel olarak kavranabilirliğini savunur.

II. Marx’ın İncelemelerinde Kullandığı Epistemolojik Araçlar

Marx’ın araştırma sürecinde kullandığı araçlar, nesnel gerçekliğin iç mantığını (diyalektiği) keşfetmeye yarayan bilimsel düşünme yöntemleridir.

A. Genel bilimsel yöntemler

  • Tümevarım ve tümdengelim (klasik anlamda değil, sürekli birbirini besleyen ve diyalektik bir bütünlük içinde işleyen biçimleriyle)
  • Analiz ve sentez
  • Analoji, karşılaştırma ve hipotez kurma-deneme

B. Ollman’ın saptadığı ilişkisel soyutlama yöntemleri

Bertell Ollman, Marx’ın Diyalektiğiyle Dans adlı eserinde Marx’ın soyutlamalarının değişim, etkileşim ve hareket öğelerini içerdiğini gösterir. Marx, şu soyutlama yöntemlerini de kullanır:

  1. Uğrak (moment) ve biçim: Bir süreci farklı aşamaları (uğrakları) ve bu aşamalarda aldığı farklı görünümleri (biçimleri) içinde soyutlamak.
  2. Kapsam belirleme: İncelenen ilişkinin zamansal ve uzamsal sınırlarını belirlemek.
  3. Farklı genellik düzeyleri arasında geçiş: Bireysel olaydan sınıflı toplumların genel yasalarına, oradan kapitalizme özgü ilişkilere kadar düzey değiştirebilmek.
  4. Konumlanma noktasını (perspektifi) değiştirmek: Aynı sürece farklı taraflardan ya da farklı uğraklardan bakabilmek.

Bu araçların tümü, nesnel gerçekliği doğru ve bütünsel bir biçimde yansıtmayı hedefleyen realist-bilimsel düşünme yöntemleri içinde yer alır.

C. Soyutlama: Maddi İlişkileri Kavrama Süreci

Marx'ın bilimsel yöntemleri kullanmasının nihai amacı, ampirik olarak gözlemlenebilen (örneğin pazar yerindeki fiyatlar) yüzey fenomenlerinin ardındaki zorunlu ve özsel maddi ilişkileri (örneğin değer, artı-değer) soyutlamaktır. Soyutlama, nesnenin duyusal algıdan tamamen koparılması değil; tersine, incelenen maddi olguyu (sosyal üretim ilişkileri) belirleyen tekil, yalıtılmış, ancak temel unsurların zihinsel olarak ayrıştırılmasıdır. Bu soyutlamalar, bir kez oluşturulduktan sonra, gerçekliği (somutu) yeniden inşa etmenin (sunuşun) temel kategorileri haline gelir. Bu süreçte kritik olan, soyutlamaların maddi yaşamın kendisinden türetilmiş olması ve idealist bir kategoriler şemasından kaynaklanmamasıdır.

III. Diyalektik: Ontoloji mi, Yöntem mi?

Literatürde Ollman gibi yazarlar bu araçları bazen “diyalektik yöntem” başlığı altında toplasa da, materyalist felsefenin temel ayrımı şöyledir:

Kavram

Tanım

Rolü

Diyalektik

Nesnel gerçekliğin mantığı: akışkanlık, iç çelişki, hareket, dönüşüm ve karşılıklı bağımlılık içeren evrensel örüntüler toplamı

Gerçekliğin ontolojik niteliği

Yöntem

Bu ontolojik diyalektiği keşfetmek, soyutlamak ve sunmak için kullanılan epistemolojik araçlar

Araştırmacının aracı

Bu nedenle “diyalektik yöntem” terimi, ontoloji ile epistemolojiyi karıştırdığı için kafa karıştırıcıdır ve idealist kalıntı taşır. Terimin yaygınlaşmasında Engels’in Anti-Dühring ve Doğanın Diyalektiği’nde diyalektiği “evrensel yasalar” şeklinde formüle etmesi ve doğa bilimlerine uyguluyor gibi görünmesi büyük rol oynamıştır. Engels’in iyi niyetli bu popülerleştirme çabası eleştirilebilir, fakat karalanamaz. Bu çalışmalar, ontoloji ile epistemolojiyi birbirine yapıştıran ve sonraki Diamat (Diyalektik Materyalizm) doktrininin temel zaafı hâline gelen, diyalektiği bir akıl yürütme şablonu olarak algılama hatasına kapı açan bir adımdır.

Marx’ın Hegel’e karşıtlığı

Marx, Kapital’in 3. Almanca basımının sonsözünde şöyle der:

“Diyalektik yöntemim, Hegel’inkinden yalnız farklı olmakla kalmaz, onun tam karşıtıdır da.” Hegel’de diyalektik, mutlak fikrin kendini gerçekleştirme sürecidir; fikir gerçek dünyanın yaratıcısıdır. Marx’ta ise diyalektik, maddi dünyanın kendi iç mantığının insan zihnindeki yansımasıdır. Marx’ın “meine dialektische Methode” ifadesi çoğu zaman yanlış çevrilir; burada kastettiği, Hegel’in idealist yöntemine karşıt olarak geliştirdiği materyalist araştırma ve sunuş tarzıdır.

Tony Smith, C. Arthur gibi “sistematik diyalektik” savunucuları, Kapital’in kategorik gelişiminin Hegel’in Mantık’ına benzer bir içsel zorunluluk taşıdığını iddia eder. Bu okuma, sunuşun (Darstellung) kendi diyalektik mantığına sahip olduğunu doğru saptar; fakat bunu “diyalektik yöntem” diye adlandırmak ontoloji-epistemoloji karışıklığına yol açar. Çünkü kategoriler arasındaki geçişlerin mantığı, maddi gerçekliğin (değer biçimi, artı-değer üretimi vb.) kendi iç diyalektiğinden kaynaklanır; zihinsel bir şema dayatmasından değil.

IV. Bir Analoji: Fotoğraf Makinesi ile Kamera

Diyalektik ve klasik mantık arasındaki temel farkı ve yöntem/yaklaşım ayrımını netleştirmek için fotoğraf makinesi ve film-kamera analojisi kurulabilir:

Özellik

Fotoğraf Makinesi (Klasik Mantık)

Kamera-Film (Diyalektik Perspektif)

Gerçeklikle Etkileşim/Zaman Boyutu

Senkronik (Tek bir durağan an, tek bir nokta)

Diyakronik (Süreç, akış)

Ürün/Soyutlama Türü

Statik ve Tekil Soyutlama, Sabit ve Yalıtılmış (Tek fotoğraf, statik görüntü)

Akış ve Hareket, İlişkisel ve Çelişkili Bütünlük (Film/Video)

Mantık

Çelişmezlik İlkesi: Tekil soyutlamalar arasında tutarlılık sağlanır (Syllogism (tasım): Bu adam gülümsüyor, o halde mutludur.). Çelişki dışlanır, bastırılır

Diyalektik Mantık: Gerçeklikteki çelişki, dönüşüm, gelişim, ilişki ve etkileşim örüntülerini, oluş, beliriş ve süreçleri vd. yansıtır.

Tablo: Kamera-film gerçeklikteki diyalektiği yansıtır; kurgu teknikleri (yöntem) ise realist/bilimsel araçlardır.

Kamera, gerçeklikteki diyalektik akışı görüntüler. Sonuçta ortaya çıkan ürün, yani teori (ya da film), tıpkı gerçekliğin kendisi gibi:

  1. Holistiktir: Bütünsel bir ilişki ağını yansıtır.
  2. Diyalektiği Barındırır: Hareket, çelişki ve dönüşümün mantığını içerir.
  3. Tarihseldir: Süreç ve akış içinde ele alınmıştır.

Film Yapma Teknikleri ve Metodoloji

Filmin oluşturulmasında kullanılan teknikler ve kurgu yöntemleri (örneğin flashback, kesmeler, kurgusal sıçramalar) ise felsefi metodolojiye karşılık gelir. Tıpkı Marx’ın soyutlamalarını yaparken kullandığı analiz/sentez yöntemleri ve soyuttan somuta yükselme tarzı gibi; yönetmen de bilim insanı gibi, elindeki ham akışı (gerçekliği) anlamlandırmak ve sunmak için belirli teknikleri (metotları) kullanır.

V. Materyalist Yaklaşımın Üç Temel Özelliği: A Posteriori Karakteri

Holizm, Diyalektik ve Tarihsellik, Marx’ın kapitalizm analizinin sonuçları olarak ortaya çıkmış, gerçeklikte var olan ilişkilerin zihne yerleşmiş yansımalarıdır. Bunlar a priori şablonlar değildir.

Perspektif

Tanım

İşlevi

Holizm

Olguyu yalıtılmış değil, diğer olgularla sürekli değişen ve iç içe geçmiş ilişkiler bütünü (totality) olarak görme

Bütünlüğün ve karşılıklı belirlenimin kavranmasıdır

Diyalektik

Bir sistemin itici gücünün karşıtların birliği ve mücadelesi ile çelişkiler olduğunu kabul etme

Hareketin ve dönüşümün içsel kaynağının açığa çıkarılmasıdır

Tarihsellik

İncelenen olgunun en gelişkin biçiminden yola çıkarak, onun kökenini, gelişim sürecini ve geçmişe ait izlerini sürmek

Statik değil, dinamik ve potansiyeller barındıran bir analiz yaklaşımıdır

Tarihsel Analiz İlkesi: Gelişmiş Formdan Geriye Doğru İnceleme

Marx’ın en çarpıcı aforizmalarından biri şöyledir:

“İnsan anatomisi maymun anatomisine bir anahtar olduğu gibi, burjuva ekonomisi de önceki ekonomik formların anlaşılması için bir anahtar sağlar.”

Bu ilke bir “teknik” ya da “soyutlama yöntemi” değil, analiz sırasını ve odak noktasını belirleyen tarihsel-materyalist bir perspektiftir. Kapitalizm, önceki üretim tarzlarının tüm potansiyellerini en açık biçimde ortaya koyar; bu gelişkinlik anı kavrandıktan sonra geriye doğru gidilerek geçmiş formlar yeniden yorumlanır.

Araştırma ile Sunuş Ayrımı

Marx’ın Kapital’deki “soyuttan somuta yükselme” sunuş tarzı (Darstellung), araştırma sürecinin (Forschung) tersine çevrilmiş bir yansımasıdır. Araştırma gerçeklikten (somuttan) soyuta doğru gider; sunuş ise okurun zihninde bu süreci yeniden üretmek için en basit soyutlamadan (meta) başlar ve giderek düşünülmüş somuta yükselir. Bu, keşfedilen maddi diyalektiğin zihinde tutarlı ve pedagojik olarak yeniden inşa edilmesidir; a priori bir Hegelci şema değildir.

Bu sürecin nihai hedefi, Holizm perspektifinin gereği olarak düşünülmüş somuta ulaşmaktır. Marx, somutu şöyle tanımlar: “Somut, birçok belirlemenin birliğinde somuttur, dolayısıyla çeşitliliğin birliğinde.” İşte teori (film) bu nedenle holistiktir; tek bir soyutlamayı değil, birçok farklı ve çelişkili belirlemenin (sermaye, ücret, kâr, rekabet) birliğini yansıtır.

VI. Sonuç

Marksist materyalizmde diyalektik, gerçekliğin ontolojik niteliğidir; “diyalektik yöntem” diye bir şey yoktur. Var olan, diyalektik gerçekliği doğru soyutlayıp sunabilecek bilimsel-epistemolojik araçlar ve bu araçların kapitalizm incelemesinden sonra kazanılan holistik, diyalektik ve tarihsel perspektiflerle yönlendirilmesidir.

Bu ayrımı netleştirmek, günümüzde Marksist teori için hayati önem taşır: Diyalektiği bir “mantık şablonu” ya da “evrensel yasa cetveli” haline getirdiğimiz anda, idealizme geri düşeriz. Oysa Marx’ın yaptığı, kapitalizmin somut maddi hareketini inceleyerek gerçekliğin kendi diyalektik mantığını keşfetmek ve bu mantığı okuyucunun zihninde en tutarlı biçimde yeniden üretmektir. Diyalektik, bizim icat ettiğimiz bir yöntem değil; kapitalizmin –ve genel olarak maddi dünyanın– bize dayattığı gerçekliğin ta kendisidir. Diyalektiği yöntem sanan, eninde sonunda Hegel’in kapısına geri döner; diyalektiği gerçekliğin mantığı olarak kavrayan ise Marx’ın yolunda yürümeye devam eder.

Nota Bene: Kavram Ayrımları

Makale boyunca dikkatle ayrılmaya çalışılan temel kavramlar ve bunların Marksist materyalizmdeki kesin konumları:

  • Yöntem (Methode): Araştırmacının elindeki somut epistemolojik araçlar. Tümevarım-tümdengelim, analiz-sentez, analoji, karşılaştırma, modelleme, Ollman’ın dört soyutlama süreci, hipotez kurma-deneme vb. Bunlar bilimsel-realist düşünmenin evrensel araçlarıdır; diyalektik değildir.
  • Tarz / Sunuş tarzı (Darstellungsweise): Keşfedilen maddi diyalektiğin zihinde ve eserde yeniden üretilme biçimi. Kapital’de “soyuttan somuta yükselme” bir sunuş tarzıdır; araştırma sürecinin tersine çevrilmiş yansımasıdır, a priori şablon değildir.
  • Perspektif: Kapitalizm incelemesinin a posteriori sonucu olarak analistin düşüncesine yerleşen üç temel bakış açısı:
    • Holizm (totality olarak görme zorunluluğu)
    • Diyalektik (örneğin çelişkiyi hareketin kaynağı olarak kabul)
    • Tarihsellik (gelişmiş formdan geriye doğru iz sürme)

Bunlar gerçeklikte var olduğu için keşfedilmiş ve zihne yerleşmiştir; araştırmaya önceden dayatılan şablonlar değildir.

  • Çerçeve: Materyalist realizmin iki temel aksiyomu tarafından çizilen ontolojik-epistemolojik sınır (varlığın önceliği + bilinirlik). Bütün Marksist analizin zorunlu zemini.
  • Yaklaşım: Yukarıdaki perspektiflerin ve çerçevenin toplamıdır; analistin gerçekliğe yönelirken aldığı genel duruş.
  • İlke: Perspektiflerin somut analizde kendini dışa vuran zorunlu yönelimleri. Örneğin “gelişmiş formdan geriye doğru inceleme ilkesi” bir teknikten ziyade tarihsel-materyalist perspektifin analize yansımasıdır.

Kısaca:

  • Diyalektik → gerçekliğin ontolojisidir
  • Yöntem → diyalektiği keşfeden ve sunan araçlardır
  • Perspektif/ilke/tarz → diyalektiğin keşfinden sonra analistin düşüncesine yerleşen a posteriori sonuçlardır

Bu ayrımı kaybettiğimiz anda “diyalektik yöntem” söylemiyle birlikte idealizme geri düşeriz. Marx’ta diyalektik, bizim icat ettiğimiz bir akıl yürütme şablonu değil; maddi dünyanın kendi mantığıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.

[MAR] YOUTUBE KANALI

LİDER

Karl Marx - Kapital

Kısa Sovyet Film ve Belgeseller [Türkçe]