Erkin Özalp
İleri Haber, 9 Şubat 2016
Marksizmin
kurucularının eserlerinde yer alan bazı sözlere abartılı ve/veya yanlış
anlamların yüklenmesiyle sık karşılaşılır. “İşçilerin vatanı yoktur”,
bunlardan biridir. “Ben Marksist değilim” sözünün gerçekte ne anlama
geldiğini daha önce tartışmıştım.
Komünist
Parti Manifestosu’nda
işçi sınıfı için yapılan “zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyi olmama”
vurgusu için durum biraz daha farklıymış. Bu kez, Türkiye’de bugüne kadar
gelmesine benim de katkıda bulunduğum bir çeviri sorunuyla da karşı
karşıyaymışız!
Manifesto’nun Samuel Moore tarafından yapılan ve
Engels’in onayını taşıyan İngilizce çevirisinde, bugüne kadarki Türkçe
çevirilerin büyük çoğunluğunda olduğu gibi, şunlar söyleniyor:
“Varsın
egemen sınıflar bir komünist devrim korkusuyla titresin. Proleterlerin,
zincirlerinden başka kaybedecekleri hiçbir şey yok. Kazanacakları bir dünya
var.”[1]
Marx
ile Engels’in eserlerinin başlıca İngilizce basımlarında ve bu arada
İnternet’teki İngilizce kaynakların çoğunda bu çeviri yer aldığından, Manifesto’da,
proleterlerin “zincirlerinden başka kaybedecekleri hiçbir şey”in bulunmadığının
söylendiği düşüncesi dünya çapında bir yaygınlığa sahip.
Ve
bu düşünceden hareketle, işçi sınıfının içinde görece yüksek ücretler alan,
daha güvenceli işlerde çalışan kesimlerin varlığına ya da işçilerin pek çoğunun
buzdolabı, çamaşır makinesi, televizyon vb. satın alabilmesine işaret ederek,
“gördünüz mü, zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri var artık” diyenler
çıkabiliyor.
Oysa,
Almanca özgün metnin ikinci cümlesinde, ilk baskısı 1998 yılında yapılan Komünist
Parti Manifestosu çevirimde benim de atladığım ve yakın geçmişteki bir
düzeltme okuması sırasında dikkatimi çeken şu sözcükler yer alıyor: “in ihr”
(İngilizcesi: “in it”; Türkçesi: “onda”, yani “komünist devrimde” ya da
“bu devrimde”).[2]
Bir
başka deyişle, ilgili cümlede, proleterlerin ellerinde kaybedebilecekleri
hiçbir şeyin bulunmadığı iddia edilmiyor. Sadece, “komünist devrim”
gerçekleştiğinde kaybedecekleri tek şeyin zincirleri olacağı söyleniyor:
“Proleterlerin,
bu devrimde, zincirlerinden başka kaybedecekleri hiçbir şey yok.”[3]
Marx, Kapital’de
de, “zincir” benzetmesine başvuruyor. Ama farklı bir anlam yükleyerek...
Sermaye
birikiminin hızlandığı dönemlerde işçilerin gelir düzeylerinin ve yaşam
standartlarının yükselebildiğini (hatta küçük birikimler oluşturabildiklerini)
saptadıktan sonra şunları söylüyor: “Sermaye birikiminin sonucu olarak emek
fiyatının yükselmesi, gerçekte, yalnızca, ücretli işçinin kendisinin yapıp
boynuna geçirmiş bulunduğu altın zincirin uzunluk ve ağırlığının, onun daha
gevşek bağlanmasını mümkün kılması demektir.”[4]
Ne
var ki, sermaye birikiminin hızlandığı dönemleri, işsizliğin arttığı,
ücretlerin düşürüldüğü (ve günümüzde sosyal devlet harcamalarının azaltıldığı,
göçmenlerin kölelik koşullarında çalıştırıldığı, üretimin en düşük ücretlerle
ve en ağır koşullar altında işçi çalıştırılan ülkelere kaydırıldığı) durgunluk
ve bunalım dönemleri izler. Ve değişmeyen tek şey, sermaye sahiplerinin
servetleri ile emekçilerin varlıkları arasındaki uçurumun giderek büyümesidir.
Ocak
ayında açıklanan bir rapora göre, servetlerinin toplamı dünya nüfusunun
düşük gelirli yarısının toplam servetine eşit olan en zengin bireylerin sayısı,
2010 ile 2015 yılları arasında 388’den 62’ye düşmüş, yani en zenginler çok daha
zenginleşmiş.
Thomas
Piketty gibi akademisyenler ve Ali Koç gibi zenginler, eşitsizlikleri durmadan
derinleştiren sermaye ilişkilerine (özellikle de üretim araçlarının özel
mülkiyetine) dokunulmadan, işçilere kaybetmekten korkacakları birtakım
kırıntıların bırakılması gerektiğini savunuyor.
Oysa
onların kazanmaları gereken bir dünya var!
- “Let the ruling classes tremble at a Communistic revolution. The proletarians have nothing to lose but their chains. They have a world to win.” (Bkz. Karl Marx-Frederick Engels, Collected Works, Volume 6, Lawrence & Wishart, 2010, Electric Book, s. 519; ya da: marxists.org’da yer alan metin.)
- “Mögen die herrschenden Klassen vor einer kommunistischen Revolution zittern. Die Proletarier haben nichts in ihr zu verlieren als ihre Ketten. Sie haben eine Welt zu gewinnen.” (Bkz. Karl Marx-Friedrich Engels, Werke, Band 4, Dietz Verlag Berlin, s. 493; ya da: mlwerke.de’de yer alan metin.)
- Şefik
Hüsnü, 1923 yılında yayımlanan “Komünist Beyannamesi” başlıklı
çevirisinde, söz konusu sözcükleri atlamamış: “Bir komünist inkılâbı
ihtimali karşısında titremek hâkim sınıflara düşer. Bu işte zincirlerinden
başka, proleterlerin kaybedecek bir şeyleri yoktur ve bu suretle bütün bir
âlem kazanmış olacaklardır.” (Karl Marx-Friedrich Engels, Komünist
Manifesto ve Hakkında Yazılar, çev: Nail Satlıgan vd., Yordam Kitap,
İstanbul, 2008, s. 114.)
- Karl
Marx, Kapital, I. Cilt, çev: Mehmet Selik-Nail Satlıgan,
Yordam Kitap, İstanbul, Altıncı Basım, 2014, s. 598.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Google hesabıyla yorum yapmak istemiyorsanız, yorum yazmadan önce Ad/Url seçeneğinde, sadece ad kısmını doldurabilirsiniz.